22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

namazına çok sayıda insan iştirâk etti. Meteris mezarlığına defnedildi. Üzerine türbe<br />

yapılmamasını vasiyet ettiği için, sâde bir mezarı vardır.<br />

KÂBE'YE HEP YÜRÜYEREK GİDİLMEZ!<br />

Beyzâde Efendi, bir sene hacca gitmeye karar verdi. Arkadaşları ile anlaşıp, para biriktirmeye başladı.<br />

Hanımı o sene hâmile idi. Bir gün hanımı yatakta yatarken dışarıdan et kokusu gelir. Canı bu etten<br />

yemek ister ve Beyzâde Efendiye; "Efendi! Şu kızarmış et kimlerde pişiyorsa git benim hatırım için<br />

bir parça isteyiver. Canım çekti." deyince, Beyzâde Efendi;<br />

"Heey hâtun hey!.. Bu kadar zenginliğimiz boşunaymış meğer. İstediğin et olsun, kebâb olsun.<br />

Hemen çarşıya gidip, en âlâsından sana kebap getiririm." cevâbını verdi. Hanımının ısrarla bu kızaran<br />

etten istemesi üzerine, Beyzâde Efendi üzgün bir şekilde dışarı çıktı. Bu kokunun fakir bir<br />

komşularının evinden geldiğini anladı. Utanarak kapıyı çaldı ve ayak üstü mevzuyu söyledi. Kapıyı<br />

açan kadıncağız; "Olmaz efendim! Pişirdiğim et size lâyık değildir." dedi. Beyzâde Efendinin ısrârı<br />

üzerine kadın gerçeği söylemek mecbûriyetinde kaldı ve;<br />

"Efendim! Üç günden beri çoluk-çocuk açız. Çocukların ağlamalarına fazla dayanamadığım için,<br />

sokakta bir köpek yakalayıp kestim. İşte kızaran et budur. Çocuklarımın seslerinin kesilmesi için<br />

kızartıyorum. Onları oyalıyorum." dedi. Bu durum karşısında gözleri yaşaran Beyzâde Efendi, hemen<br />

evine dönerek hac için ayırdığı paranın büyük kısmını kadına verdi. Geri kalanını çevresindeki<br />

fakirlere dağıttı ve hacca gitmekten vaz geçti.<br />

Arkadaşları ile kararlaştırdıkları gün gelince, Beyzâde Efendi arkadaşlarına hacca gidemeyeceğini<br />

söyledi. Sebebini öğrenmek istedilerse de, Beyzâde Efendi söylemedi. Bunun üzerine arkadaşları yola<br />

koyuldu. Uzun ve zahmetli bir yolculuktan sonra Mekke'ye varan arkadaşları hayret içinde kaldılar.<br />

Çünkü Beyzâde Efendi kendilerinden önce gelmişti. Bâzıları; "Eğer bizden sonra yola çıkmış olsaydı,<br />

mutlaka bizi gelip geçerdi. Biz de onu görürdük. Ama böyle bir şey olmadı." dediler. Kâbe'nin tavâfı<br />

esnâsında, namaz kılarken, Arafat'a çıkarken hep en ön saflarda Beyzâde Efendiyi gördüler. Harput'a<br />

döndüklerinde Beyzâde Efendiye bu durumun hikmetini sordular. O da; "Hayır ve hasenât yüzünden.<br />

Siz Kâbe'ye yürümekle mi varıldığını sanırsınız?" dedikten sonra, olanların hepsini anlattı. Bundan<br />

sonra Harput'ta fakirler hiç bir zaman muhtaç duruma düşmedi. Zenginler fakir aramak için yarıştılar.<br />

1) Harput Yollarında; c.2, s.110<br />

BEYZÂDE HACI MEHMED NÛRİ EFENDİ;<br />

Anadolu'da yaşayan evliyânın büyüklerinden. İsmi Mehmed Nûri olup, babasınınki Ali Rızâ<br />

Efendidir. 1853 (H.1270) senesinde doğdu. Tahsil çağına gelip, ilk öğrenimini tamamladıktan<br />

sonra, İbrâhim Paşa Medresesinde tahsîline devâm etti. Tahsil hayâtını tamamladıktan sonra<br />

devlet işlerinde vazîfeye başladı.<br />

Mehmed Nûri Efendi 1894 (H.1312) senesinde büyük bir velî olan babasından icâzet aldıktan<br />

sonra onun yerine ders vermeye başladı. Bir süre sonra Harput müftülüğüne tâyin edildi.<br />

Meşrûtiyetin ilânından sonra iki dönem Harput-Elaziz mebusu oldu.<br />

Mehmed Nûri Efendi, sözü sohbeti yerinde rey ve fikirlerinden dâimâ istifâde edilir, mert,<br />

dürüst, vefâkâr, hak ve hukûka son derece uyan, bu hususta titizlik gösteren bir zât idi.<br />

Devrin olayları hakkında fikirlerini söylemekten hiç çekinmezdi. Bölge halkı ve aşîret reisleri<br />

üzerinde büyük nüfuz sâhibiydi. Bunlar arasında sık sık meydana gelen ihtilâfları kısa<br />

zamanda halleder, verdiği âdilâne hükümler taraflarca memnunlukla kabûl edilirdi. 1913<br />

(H.1329)'da hac farîzasını yerine getirmek için Hicaz'a gitti.<br />

Şeyh Saîd isyânı sırasında Mehmed Nûri Efendi İzmit'te mecburi ikâmete tâbi tutuldu. Bu<br />

sırada çok eziyet ve sıkıntı çekti. Uzun süre sonra serbest bırakıldı. Harput'a döndükten bir

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!