22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

3) Esmâ-ül-Müellifîn; c.1, s.744<br />

4) El-Kevâkib-üs-Sâire; c.2, s.194<br />

5) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.13, s.266<br />

BEKRÎ (Ebü'l-Mekârim);<br />

Evliyânın büyüklerinden ve fıkıh âlimi. Kendi ismi ve babasının ismi Muhammed'dir.<br />

Künyesi Ebü'l-Mekârim ve Ebî Bekr, lakabı Şemsüddîn'dir. Bekrî ismiyle meşhûr oldu. 1523<br />

(H.930) senesinde Mısır'da doğdu. Soyu baba tarafından hazret-i Ebû Bekr'e, anne tarafından<br />

Peygamber efendimize dayanmaktadır.<br />

Ebû Bekr künyesini ona babası vermiştir. Ebü'l-Mekârim künyesinin verilmesi ise şöyle oldu:<br />

Ninesi Hadîce binti Hâfız, sâliha bir kadın idi. Hicaz'a gidip, Mekke-i mükerreme ve<br />

Medîne-i münevverede otuz sene ikâmet etti. Mekke'de iken Mısır'da Bekrî'nin doğduğu<br />

gece, bir rüyâ gördü. Rüyâsında Bekrî'yi kendisine getirdiklerinde onu kucağına alıp, Kâbe-i<br />

muazzamanın etrâfında tavâf etmiş, bu esnâda; "Yâ Rabbî! Senden bu torunumun âlim ve<br />

sâlih olmasını diliyorum." diye duâda bulunmuş, sonra Kâbe-i muazzama tarafından gelen,<br />

ve; "Ona Ebü'l-Mekârim künyesini verin." diyen bir ses işitmişti. Bunun üzerine Mısır'a<br />

döndüklerinde, Bekrî'ye, Ebü'l-Mekârim künyesini verdiler. Bekrî, 1585 (H.994) senesinde<br />

Mısır'da vefât etti. Karâfe Kabristanlığına defnedildi.<br />

Büyük bir âlim ve velî olan babasının terbiyesinde yetişti. Yedi yaşının sonlarında Kur'ân-ı<br />

kerîmi, sekiz yaşında iken İbn-i Mâlik'in Elfiye adlı eserini ezberledi. Bunu, Mekke-i<br />

mükerremenin en büyük âlimlerinin huzûrunda okudu. Huzûrlarında Elfiye'yi okuduğu<br />

âlimler arasında; Şâfiî mezhebi âlimi İsmâil Kayrevânî, Mâlikî mezhebi âlimi Muhammed<br />

Hattâb-ı Kebîr, Hanefî mezhebi âlimi İbn-i Bûlâd bulunuyordu. Bunlardan icâzet, diploma<br />

aldı. On yaşına girmeden, büyük âlim ve velî bir zât olan Ebû İshak Şîrâzî'nin Tenbîh isimli<br />

eserini ezberledi. İlim öğrenmesi, babasının derslerine devâm etmek sûretiyle onun vefâtına<br />

kadar devâm etti. Bu süre içerisinde muhtelif ilimleri okudu. Meşhûr altı hadîs kitabından<br />

olan Sünenleri ve çeşitli fıkıh kitaplarını okudu. On yedi yaşlarında iken eser yazmaya<br />

başladı.<br />

1545 (H.951) senesinde dedesinin ve babasının isimleri ile bilinen Câmi-i Ebyâd (Beyaz<br />

Câmi) diye meşhûr olan câmide; kırâat, hadîs ve fıkıh dersleri verdi. Aynı sene babası bir<br />

mecliste şöyle buyurdu: "Oğlum Muhammed'de bu sene öyle bilgi ve mârifetler hâsıl oldu ki,<br />

talebelerimin en gözde olanı bunları elde etmek için altmış sene uğraşmış olsaydı, bu<br />

mertebeye ulaşamazdı." Yine babası, son haccına gitmeden önce; "Bu sefer dönüşümde, şeyh<br />

ve mürebbî olursun." buyurdu. Nitekim hacdan dönüşünde, ona bu hususta izin verdi. Hattâ<br />

ona; "Senin durumunu Resûlullah efendimize arz ettim. "Yâ Resûlallah! Oğlum Muhammed<br />

için ne vardır?" diye sordum. Resûl-i ekrem; "Eğer Kureyş'e, onun gibiler için olan şeyi<br />

haber vermiş olsaydım, muhakkak ki, onlar hayret ederlerdi." buyurdu.<br />

Babası Şeyhülislâm Ebü'l-Hasan Bekrî, vefâtına yakın onunla yalnız bir odada kaldı.<br />

Muhammed Bekrî bu arada, Allahü teâlânın, babasına lütuf ve ihsânda bulunduğu feyz ve<br />

mârifetlerden çok istifâde etti. Ebü'l-Hasan Bekrî, sonra herbiri şeyhülislâm ve zamânının<br />

ileri gelen âlimlerinden olan ve ömürlerinin büyük bir kısmını kendisinden ilim öğrenmekle<br />

geçiren talebelerini yanına çağırarak, oğlu Muhammed Bekrî'den istifâde etmelerini, ondan<br />

ilim öğrenmelerini ve emri altına girmelerini vasiyet etti.<br />

Ebü'l-Hasan Bekrî vefât edince, talebelerinin büyüklerinden biri, onun yerine<br />

Câmi-ul-Ezher'de ders vermek istedi. O sırada Muhammed Bekrî'nin yaşı küçük olduğu için,<br />

daha babasının yerinde ders verebilecek durumda olmadığını sanıyordu. Daha önce ilim<br />

meclislerinde ders de vermemişti. Bütün bunlara rağmen, ders vermesi için ona bir meclis

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!