22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

"Ben kabirleri açan ve kefen soyan biri idim. Bir gün bir tüccarın kızının öldüğünü ve<br />

kıymetli kefene sarıldığını duydum. Gece gizlice gidip kabrini açtım. Tam kefenini alacağım<br />

zaman kabirden bir el çıktı, başımın derisini sıyırıp aldı. Ben dehşet içinde; "Yâsîn, Yâsîn."<br />

dedim ve Allahü teâlâya sığındım. Bu arada; "Ey bedbaht insan! Allah'tan korkup tövbe<br />

edeceğin zaman gelmedi mi?" diyen bir ses işittim. Kimseyi görmüyordum. Tövbe ettim,<br />

dedim. "Eğer gerçek tövbe ettinse zarar görmezsin." diye bir ses daha işittim. O günden sonra<br />

başımın bu hâlini âilemden ve diğer insanlardan hep gizledim." diye anlattı."<br />

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.1, s.368<br />

2) Tabakât-ül-Havâss; s.44<br />

BEKR SIDKI VİSÂLİ;<br />

Anadolu'da yetişen velîlerden. 1880 senesinde Manisa'nın Kula ilçesinde doğdu. Babası<br />

Mollazâde Hacı Mehmed Efendidir. İlk tahsiline Kula'da başladı. İlim öğrenmek için<br />

babasının rızâsı ile İstanbul'a gitti. Fâtih Câmii Medresesinde uzun yıllar ilim öğrendikten<br />

sonra icâzet, diploma aldı. Bu arada tasavvuf yolunu, Sâmi Niyâzî Uşşâkî Efendiden öğrendi.<br />

Onun sohbetlerinde kemâle geldi.<br />

Hocası Sâmi Niyâzî Uşşâkî Efendi, talebelerine sık sık; "Akşam ne rüyâ gördün?" diye<br />

sorardı. Bir gün Bekr Sıdkı Efendiye sorunca; "Efendim rüyâmda bir meydanlıkta at koşusu<br />

vardı. Her at üzerinde bir kişi vardı. Ben ise birbiri üzerine binmiş dört atın en üstündekine<br />

binmiştim. Atlar koşuya başladıktan sonra, benim bindiğim atlar en öne geçti ve hedefe en<br />

önce vardım. Orada bizlere bakan kalabalık, Bekr Efendi kazandı, diye bana iltifât ettiler."<br />

diye anlattı. Sâmi Niyâzî Uşşâkî de; "Oğlum Bekr! Sen dört ilme kavuşacaksın. Birinci at<br />

şerîat, ikinci at tarîkat, üçüncü at hakîkat, dördüncü at ise mârifet ilmine işârettir." buyurdu.<br />

Bekr Sıdkı Visâli, ilim tahsîlini tamamladıktan sonra Kula'ya döndü. Bir müddet halı<br />

ticâretiyle meşgul oldu. Fahrî olarak, câmilerde insanlara doğru yolu anlattı. Bir süre sonra<br />

İzmir'e yerleşerek tâliplerine ilim öğretti.<br />

Bir gün talebeleri ile sohbet ederken bir talebenin kalbine kötü bir vesvese geldi. Bekr Sıdkı<br />

Efendi talebelerine tebessüm ile bakıp sohbet ederken, kalbine kötü bir vesvese gelen<br />

talebeye bakmaz oldu. Talebe o anda hatâsını anlayıp, Allahü teâlâya yalvardı ve sessizce<br />

gözyaşı döktü. Bir süre sonra Bekr Visâli Efendi tekrar o talebeye tebessüm ile muâmele<br />

ederek; "Hocanın yanında, kalbinizi kötü şeylerden koruyun." buyurdu.<br />

İnsanlara doğru yolu anlatmakla ömrünü geçiren Bekr Visâli Efendi, 1962 senesinde İzmir'de<br />

vefât etti. Bekr Sıdkı Efendinin şiirlerinin toplandığı Hakîkat ve Mârifet Sırları isimli bir<br />

dîvânı vardır. Dîvânından bâzı bölümler:<br />

KASÎDE-İ VUSLAT<br />

Allah Allah ilâhî<br />

Gösteresin cemâli<br />

Düştüm fenâ mülkine<br />

Çıkarırsın bekâyı<br />

Tevekkül dağı üçüncü<br />

Çıkarır kalpten sivâyı<br />

Sabır suyu dördüncü

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!