22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

1) Hilyet-ül-Evliyâ; c.2, s.224<br />

2) Tehzîb-üt-Tehzîb; c.1, s.484<br />

3) El-Kâşif; c.1, s.162<br />

4) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.2, s.139<br />

5) Tabakât-ül-Kübrâ; c.1, s.35<br />

BEKR EL-MECZÛB;<br />

Tanınmış evliyâdan. Meczûb lakabı ile anılmıştır. Doğum târihi bilinmemektedir. 1892<br />

(H.1310) senesinde vefât etti. Yafa yakınlarında Nablus'a bağlı Benî Sa'b köylerinden olan<br />

Tayra köyündendir.<br />

Tasavvufta yetişmiş kerâmet sâhibi bir velî idi. Yûsuf Nebhânî hazretleri, Şeyh Reşîd<br />

Efendinin şöyle dediğini nakletmiştir: "İnsanların pek çoğundan onun kerâmetlerini dinledim.<br />

Bir gün benim kirâda olan bir evime girdi. Evin mutfak tarafına bakıp; "Bu ev çöker." dedi ve<br />

ayrılıp gitti. Bir hafta sonra ev işâret ettiği yerden çöktü. Evde bulunanlar, çöken duvarların<br />

arasında kaldılar. Ben bu sırada dışarda idim. Bu arada Bekr el-Meczûb geldi. Çöken ev<br />

altında kalanlar için onlar sağdır dedi ve ayrılıp gitti. İnsanlar hemen toplanıp enkaz altında<br />

kalanları kurtarmak için enkazı açtılar. Altında kalanların hepsi hiç yara almadan<br />

kurtuldular."<br />

Bekr el-Meczûb hazretleri vefâtından üç gün önce vefât edeceğini haber verdi. Ali bin Alîm<br />

adındaki meşhûr velînin medfûn bulunduğu, sâhildeki Harem köyüne gitti. Üç gün kalıp vefât<br />

etti ve oraya defnedildi.<br />

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.1, s.368<br />

BEKR BİN ÖMER FERSÂNÎ;<br />

Evliyânın meşhûrlarından. İsmi Bekr bin Ömer bin Yahyâ el-Fersânî es-Sa'lebî, künyesi<br />

Ebü's-Seccâd'dır. Doğum târihi bilinmemektedir. 1301 (H.700) senesinde vefât etti. Kabri<br />

Yemânî beldesinde olup ziyâret edilmektedir. Kavmi olan Fersânîler, gasbedilmiş arâzilere<br />

yerleşmişlerdi. Bu sebeple helâl lokma bulmak için uzak yerlere gitmek zorunda kalıyordu.<br />

Âilesini geçindirecek kadar helâl kazanç sağlardı. Haramlardan son derece sakınır, şüpheli<br />

bir şeye düşmemek için çok gayret gösterirdi. Zamânının meşhur âlimlerinden ilim öğrenip<br />

bilhassa fıkıh ilminde büyük âlim oldu. Devrinin meşhûr fıkıh âlimlerinden Mûsâ el-Hamîlî,<br />

İbrâhim eş-Şeybânî gibi âlimlerle devamlı görüşürdü. İsm-i a'zâm duâsını bildiği ve<br />

kendisine peygamberlere mahsus hâller verildiği nakledilmiştir.<br />

Zamânında hac için yollar emniyetli değildi. Yol kesiliyordu. Bekr bin Ömer Fersânî<br />

hazretleri, hac için yola çıktı, berâberindekiler de onunla birlikte sâlimen gidip hac yaptılar.<br />

Defâlarca kâfilelerle hacca gitti geldi. Onun bulunduğu kâfile yolda hiç bir zarara uğramazdı.<br />

Şâhid olduğu bir hâdiseyi şöyle anlatmıştır:<br />

"Bulunduğumuz yerde garib biri vardı. Bu kimse başını bir örtüyle devamlı örter, kimseye<br />

göstermezdi. Bir gün bu kimse bir yerde uyumuş başı da açılmıştı. Onu uyur hâlde ve başı<br />

açık vaziyette gördüm. Başında saç ve deri yoktu. Bu hâline çok şaştım. Bu sırada uyandı ve<br />

telâşa kapıldı. Telaşlanmamasını ve başının görülmesinden dolayı endişe etmemesini<br />

söyledim. Sonra bu hâlinin sebebini sorunca şöyle anlattı:

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!