22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

açınca hayat buldum. Sen gözlerini kapayacak olsan ebediyyen emirlikten düşecek<br />

saltanatından olacaksın ve nedâmet, pişmanlık günün başlayacak. O halde hangimizin<br />

hükümdârlığına îtibâr yoktur siz söyleyin." dedi. Bunun üzerine Hârûn Reşîd söyleyecek söz<br />

bulamadı.<br />

Behlül-i Danâ hazretleri bir gün Bağdât sokaklarından birinde giderken, iki kişinin kıyasıya<br />

kavga ettiklerini gördü. Biri diğerine ağza alınmayacak şeyler söylüyordu. Behlül-i Dânâ<br />

onun yanına yaklaşıp; "Sen bize gel ne söylersen söyle lâkin bizden bir tek kelime karşılık<br />

alamazsın." dedi. Öfkeden deliye dönmüş adam birden durdu ve; "Ey Behlül; Beni o mağlûb<br />

edemedi. Lâkin sen mağlûb ettin." dedi. Böylece kavgacılar dövüşü bırakarak hatâlarını<br />

anladılar.<br />

Bir gün halîfe Hârûn Reşîd Behlül-i Dânâ'ya kıymetli bir hırka hediye etmek istedi: "Ey<br />

Behlül! Şu paha biçilmez hırkayı giy. Benim sana hediyemdir." dedi. Behlül-i Dânâ hazretleri<br />

geri çekilip; "Ben ancak pamuklu hırka giyebilirim. Pederimin bana nasîhat ve vasiyeti şu idi:<br />

"Oğlum! Toprak üstünde yat. Lâkin bir döşek kazanmak için kimsenin önünde eğilip, el etek<br />

öpme, pamuk hırka ile de yetin."<br />

Birisi Behlül-i Dânâ'ya gidip; "Ey Behlül! Oğlum vefât etti. Kabir taşına ne yazayım." dedi.<br />

Behlül hazretleri buna gülüp; "Dün altımda olan çimenler bugün üstümde yeşerdi. Ey yolcu,<br />

bil ki şu toprak, günahlardan başka her şeyi örtmektedir, yaz." dedi.<br />

Behlül-i Dânâ hazretleri şu beytleri sık sık okurdu:<br />

"Bayram, yeni elbiseler giyenler için değildir.<br />

Ancak ilâhî azâptan emin olanlar içindir.<br />

Bayram bineklere binenler için de değildir.<br />

Ancak hatâ ve isyânı bırakanlar içindir."<br />

Behlül-i Dânâ, duâsı makbul bir zâttı. Aşağıdaki şiir onundur:<br />

Hırsı bırak da, yorulma;<br />

Geçimde tamaha kapılma...<br />

Niçin malı cem edersin;<br />

Kime topladın bilemezsin!<br />

Rızık vaktiyle ayrıldı;<br />

Sû-i zan faydasız kaldı...<br />

Her hırs sâhibi fakirdir;<br />

Her kanaatkârsa zengin.<br />

HER KOYUN KENDİ BACAĞINDAN<br />

Behlül Dânâ şehirde, dolaşıp ara sıra,<br />

Nasîhat ediyordu, bir kısım insanlara.<br />

Ve eğer görür ise, bâzı yanlış işleri,<br />

Derhal îkâz ederdi, gidip o kişileri.<br />

Bu durumdan rahatsız olan bâzı kişi de,<br />

Şikâyet eylediler, onu Hârûn Reşîd'e.<br />

Dediler ki: "Behlül'e, söyleyin de ey sultan,<br />

Yaptığımız işlere, karışmasın her zaman.<br />

Bizim günahımızla, ne derdi var ki onun,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!