22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

aşından geçen bir hâdiseyi şöyle anlatır:<br />

"Fâtih medreselerinde müderris idim. Bir gece, gecenin üçtebiri geçtikten sonra teheccüd namazını<br />

kıldım. Bundan sonra uyumuşum. Rüyâmda kendimi Medîne-i münevverede Resûlullah efendimizin<br />

huzûrunda gördüm. Başıma bir taç giydirdi. Bu rüyânın tesiri ve heyecânı ile büyük bir sevinç<br />

içerisinde yattığım yerden doğruldum. Abdest alıp, âdetim üzere Kâdı Beydâvî hazretlerinin tefsîrini<br />

mütâlaaya başladım. Bu mübârek ve saâdet dolu gecenin sabahında gördüğüm rüyâyı hiç kimseye<br />

anlatmadım. Sabah namazından sonra Behâeddînzâde hazretleri bir haberci göndermiş. Gelen haberci<br />

selâm verdikten sonra dedi ki:<br />

"Behâeddînzâde Efendi size selâm ediyor. İnşâallah pek yakın bir zamanda zât-ı âlileri kâdılık<br />

makâmına getirilecektir. Bu gece gördüğü rüyânın tâbiri budur dedi." Hâlbuki rüyâyı kimseye<br />

anlatmamıştım. Behâeddînzâde Muhyiddîn Efendi, gayb âleminden keşf yolu ile rüyâmı anlamıştı. Bu<br />

vak'adan kısa bir zaman sonra kendisini ziyârete gittim. Gördüğüm rüyâyı ve kendisi tarafından gelen<br />

habercinin naklettiği tâbiri anlattım. Rüyâmın tâbirinin aynen öyle olduğunu bildirip, yakın zamanda<br />

kâdı olacağımı müjdeledi. Bu sohbet esnâsında, kâdılığı taleb etmediğimi, mesûliyetinden<br />

korktuğumu söyledim. Bunun üzerine:<br />

"Kâdılık mesleğini taleb etme. Bu mesleğe istekli ve hırslı olmak uygun değildir. Ama talep ve rağbet<br />

etmediğin hâlde bu vazîfe verilirse, o zaman da reddetmeyip kabûl etmen gerekir." buyurdu. Bu çok<br />

güzel ve tesirli sözler gönlüme rahatlık verdi. Aradan çok zaman geçmemişti ki, bana Bursa kâdılığı<br />

verildi. Behâeddînzâde'nin sözlerini hatırlayıp, bu vazîfeyi kabûl ettim."<br />

1) Şakâyık-ı Nu'mâniyye; c.1, s.483<br />

2) Şakâyık-ı Nu'mâniyye Tercümesi (Mecdî Efendi); s.427<br />

3) Sicilli Osmânî; c.4, s.344<br />

4) Şezerât-üz-Zeheb; c.8, s.293<br />

5) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.9, s.120<br />

6) Esmâ-ül-Müellifîn; c.2, s.238<br />

7) El-A'lâm; c.6, s.60<br />

8) Kevâkib-üs-Sâire; c.2, s.29<br />

9) Keşf-üz-Zünûn; s.1034, 1287<br />

10) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.1, s.181<br />

11) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.13, s.317<br />

12) İslâm Meşhûrları <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.3, s.1556<br />

BEHİŞTÎ;<br />

Osmanlılar zamânında yetişen İslâm âlimlerinden ve tasavvuf büyüklerinden. Edîb ve şâir.<br />

İsmi, Ramazan olup babasınınki Abdülmuhsin'dir. Behiştî diye tanınıp meşhûr oldu. Edirne<br />

vilâyetine bağlı Vize kasabasında doğup yetişti. Doğum târihi tesbit edilememiştir. Daha çok<br />

Çorlu'da ikâmet etti.<br />

Doğup yetiştiği şehirde, zamânın âlimlerinden ilim öğrendi. Bu maksadla çeşitli yerlere gitti.<br />

Zamânının büyük âlim ve fâdıllarından olan Muhaşşî Sinân Efendinin yanında dânişmend,<br />

yardımcı iken, İstanbul'daki evliyânın büyüklerinden Merkez Efendi hazretlerinin talebeleri<br />

arasına girerek, o büyük zâttan feyz almaya başladı.<br />

Merkez Efendinin sohbet ve hizmetinde yetişerek kemâle geldikten sonra Çorlu'ya gidip<br />

yerleşti. Uzun seneler, imâmlık, vâizlik ve hatîblik yaptı. Fesâhat ve belâgatı çok kuvvetli idi.<br />

İfâdesi çok güzel olup, herkes onun tesirli vâz ve sohbetlerinde bulunmak için can atardı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!