22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Allahü teâlâya kavuşturur. Muhabbet, her türlü kir ve lekeyi yakıp temizleyen bir ateştir. Bu hakîkî<br />

muhabbet hâsıl olunca, artık zikreden, zikrolunanı müşâhede ile, görür gibi zikreder. İşte böyle<br />

yapılan zikir, felâha, kurtuluşa ereceklere vâd olunanların yaptığı zikirdir. Nitekim Allahü teâlâ,<br />

Cum'a sûresinin onuncu âyet-i kerîmesinin sonunda meâlen; "(Her halinizde) Allahü teâlâyı çok<br />

zikredin ki (dünyâ ve âhirette) felâh bulasınız (kurtuluşa eresiniz)." buyuruyor.<br />

1) Kâmûs-ül-A'lam; c.2, s.1411<br />

2) Ahbâr-ül-Ahyâr; s.32<br />

3) Tıbyân-ül-Vesâil; c.2, s.151a<br />

4) Sefînet-ül-Evliyâ; s.114<br />

5) Nefehât-ül-Üns; s.583<br />

6) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.8, s.122<br />

BEHÂEDDÎNZÂDE (Muhyiddîn Muhammed bin Behâeddîn);<br />

Osmanlılar zamânında Anadolu'da yetişen evliyânın büyüklerinden. Tefsîr, hadîs ve Hanefî<br />

mezhebi fıkıh âlimi. İsmi, Muhammed bin Behâeddîn bin Lütfullah, lakabı Muhyiddîn'dir.<br />

Behâeddînzâde ve Behâî diye tanınır. Doğum târihi ve yeri bilinmemektedir. 1545 (H.952)<br />

senesinde Kayseri'de vefât edip, hocasının hocası Şeyh İbrâhim-i Kayserî hazretlerinin<br />

yanına defn olundu.<br />

Çocukluğundan îtibâren tam bir edeb ve terbiye ile yetiştirilen Muhyiddîn Efendi, ilim<br />

öğrenmek çağına geldiğinde, ilk tahsîlini zamânının âlimlerinden olan babası Behâeddîn bin<br />

Lütfullah'ın huzûrunda yaptı. Ayrıca; Mevlânâ Hatîbzâde, Müslihuddîn Kastalanî ve Sultan<br />

Bâyezîd Han Gâzinin hocası Mârûfzâde gibi devrin meşhûr âimlerinden ilim öğrendi. Bu<br />

mübârek zâtların bereketli sohbetlerinde bulunmakla, kısa zamanda yetişip ilim ve fazîlette<br />

emsâl ve akrânından ileri geçti. Zâhirî ilimlerin tahsîlini tamamladıktan sonra, tasavvuf<br />

yoluna yönelerek, büyük âlim ve evliyâ Şeyh Muhammed İskilibî'nin huzûr ve hizmetlerine<br />

vâsıl oldu. Bu yolda ilerlemek için çok gayret etti. Hocasının bereketli nazarlarına kavuşmak<br />

için bir an yanından ayrılmadı. Verdiği her emre; "Baş üstüne." deyip sarıldı. Bu ihlâs ve<br />

samîmî gayretlerinin mükâfatı olarak, tasavvuf yolunda da kemâle gelip, parlayan sabah<br />

güneşi misâli etrafı aydınlatmaya, feyz ve nûr saçmaya başladı. Evliyâlık derecelerinin<br />

yüksekliklerine, mânevî kemâlâta kavuştu. Talebeleri yetiştirmek üzere hocasından icâzet<br />

aldı. Bundan sonra asıl vatanı olan Balıkesir'e yerleşti ve orada bir mikdâr insanlara doğru<br />

yolu göstermekle meşgûl oldu. Talebe yetiştirdi.<br />

Bu arada, Muhammed İskilibî'nin talebelerinin en yükseği ve halîfesi olan Abdürrahîm<br />

Müeyyedî de, hocasının İstanbul'daki zâviyesinde talebe yetiştirmekle meşgûl idi. Onun<br />

vefâtından sonra Behâeddînzâde, hocasının mânevî işâreti üzerine İstanbul'a geldi. Hocasının<br />

zâviyesine yerleşerek ders vermeye başladı.<br />

Behâeddînzâde hazretlerinin sohbetleri gâyet tatlı idi. Dinleyenlerin gönlünü çeker,<br />

bağlananların kalplerini mânevî kirlerden temizlerdi. Allahü teâlânın nîmetlerinin kendisinde<br />

tecellî ettiği bir kimse idi. Mübârek sînesi ilim hazînesi idi. Dili hep hakkı söylerdi. Her sözü<br />

hikmet dolu idi. Mübârek vücûdu mutlak nûr idi. İslâmiyetin emir ve yasaklarını gözetmekte<br />

gâyet titiz ve gayretli idi. Bunun için çok çalışırdı. Hakkı, doğruyu söylemekten çekinmezdi.<br />

Hakkı ve bâtılı ayırmakta keskin kılıç gibi idi. Kimseden korkmazdı. Bu hususta başkalarının<br />

ayıplamalarından çekinmezdi.<br />

Fen ve din ilimleri ile Arap dili üzerinde çok geniş ve tam bilgiye sâhip idi. Tefsîr ve hadîs<br />

ilimleri üzerinde de çok geniş ihtisâsı vardı. Kelâm ilmi ile tasavvuf ilmini cemedip,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!