22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

zararlıdır. Fakat, zararını iyi anlayıp, kendisini koruyanlar, ona gönlünü kaptırmayanlarda<br />

dünyâlık bulunmasının hiç zararı olmaz." buyururdu.<br />

Tevâzu sâhibi, gâyet alçak gönüllü idi. Hiç kızmazdı. Haddini bilmiyenlerden kendisini<br />

üzenler, rahatsız edip sıkıntı verenler, hattâ daha da aşırı giderek bağırıp çağıranlar, hakâret<br />

edenler olurdu. Bunların hepsine sabreder, hepsini affeder, hepsini hoşgörü ile karşılardı.<br />

Kendisine kötülük edenlere ve sıkıntı verenlere iyilik ile karşılık vermeye çalışırdı. Melek<br />

sıfatlı olup, çok yüksek bir velî idi. "Dervişliği seçenler, Allahü teâlâya götüren yolda<br />

denenirler, imtihan edilirler. Başkalarından gelen sıkıntılara karşı sâkin ve sabırlı olmak<br />

yetmez. Aynı zamanda onlara gül demeti sunabilmelidir." buyururdu.<br />

Uzakta bulunan talebelerine mektup yazarak nasîhatlarda bulunurdu. Bir talebesine yazdığı<br />

mektup şöyledir: "Tasavvuf yolunda bulunan talebe; hâllerini kontrol etmeli, Allahü teâlânın<br />

rızâsından başka her şeyi gönlünden uzak tutmalı, insanlarla fazla görüşmemeli, Allahü<br />

teâlâyı anmaktan ve hatırlamaktan bir an uzak kalmamalıdır. Zikre kendisini alıştırmalıdır.<br />

Böyle bir alışkanlığı zikir ile yakınlığı yoksa, Allahü teâlânın sevgisine kavuşamaz."<br />

Diğer bir mektubunda şöyle nasîhat etmektedir: "Bedenin selâmeti, sıhhati, az yemek; rûhun<br />

selâmeti, sıhhati, günâhları terk etmekte; dînin selâmeti, sıhhati ise Peygamber efendimize<br />

salât (hayır duâlar) getirmektir."<br />

Behâeddîn Zekeriyyâ yine buyurdu ki: "Bir kalpte Allahü teâlâya olan aşk ateşi yok ise, o<br />

kalp ölü bir leş eti gibidir. Ama aşk ateşi varsa, o kalp, zât-ı ilahînin ve nîmetlerinin aynası<br />

hâline gelir."<br />

NİÇİN HAMDETMİYEYİM?<br />

Kerâmetler sâhibi, bir velîsidir Hakkın,<br />

Kulların hizmetine, çalışmıştır bihakkın.<br />

Dîne hizmet aşkıyle, kalbi hep çarpıyordu,<br />

Bir şeyler yapmak için, fırsatlar arıyordu.<br />

Zengin idi, malını, verdi İslâm yolunda,<br />

Çünkü mal ve paranın, sevgisi yoktu onda.<br />

Ne kadar çok idiyse, onun malı, serveti,<br />

Çok idi o kadar da, o mallara nefreti.<br />

Bir gün bir talebeye, buyurdu: "Odaya gir,<br />

Beş bin dînar olacak, onları bana getir."<br />

Talebe o odaya, girdi ve döndü geri,<br />

Dedi ki: "Göremedim, içerde akçeleri."<br />

"Elhamdülillah" deyip, dersine etti devam,<br />

Olmadı bu hususta, onda hiç üzüntü gam.<br />

Az sonra o talebe, içeri girdi yine,<br />

Onları bulduğunu, arz etti kendisine.<br />

Hazret-i Behâeddîn, aldı "Peki" diyerek,<br />

Devâm etti dersine, bir daha hamd ederek.<br />

Merak etti talebe, dedi ki: "Efendim siz,<br />

Her iki halde dahi, yine hamd eylediniz."<br />

Buyurdu ki: "Evlâdım, niçin hamd etmiyeyim?

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!