22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

kaldı. Pekçok talebe yetiştirdi. İnsanlar ondan çok istifâde ettiler. Vefâtı üzerine şu târih<br />

düşürüldü:<br />

"Asrın âlimi Behâeddîn'i kaybettik<br />

Rabbim ona rahmet et diye târih dedik."<br />

Rivâyet olunur ki, Mevlânâ Behâeddîn hazretleri, bir gün Edirne'de velîlerden birine rastladı.<br />

O zât Mevlânâ'ya; "Yolculuk zamânı yaklaştı. Âhirete göç etmek zamânı geldi. Devamlı<br />

âhiret hazırlığında bulunmalı değil mi?" diye hitâb etti. Mevlânâ tebessüm ederek; "Evet!"<br />

mânâsına başını salladı.<br />

Bu konuşmadan sonra evine gelen Mevlânâ, vasiyetini yaptı.Yedi gün hasta yattıktan sonra<br />

vefât etti. Onu sevenler, vefâtına çok üzüldüler.<br />

1) Şakâyık-ı Nu'mâniyye (Arabî); c.1, s.219<br />

2) Şakâyık-ı Nu'mâniyye Tercümesi(Mecdî Efendi); s.213<br />

3) Tâcü't-Tevârih; c.5, s.162<br />

4) Edirne ve Paşa Livası; s.99-100<br />

BEHÂEDDÎN MECZÛB EL-KÂDİRÎ;<br />

Mısır'da yetişen büyük velîlerden. Behâeddîn Meczûb el-Kâdirî diye tanınır. Doğum târihi ve<br />

yeri tesbit edilememiştir. 1514 veya 1516 (H.922) senesinde Mısır'da vefât etti.<br />

Bâb-üş-Şa'riye denilen yerin yakınında defnolundu.<br />

İlk zamanlarında Câmi-i Meydan-il-Kamh'da hatîblik ve aynı zamanda mahkemede vazîfe<br />

yapardı. Bir defâsında, kâdı, nikâh akdi yaparken, o da şâhid olarak orada idi. Bu sırada<br />

nikâhı yapılacak olan erkek; "Bize şâhid olarak sıradan kimseleri değil, şühûd sâhibi, yâni<br />

kalp gözü açılmış, kerâmet sâhibi evliyâdan şâhidler getiriniz. Nikâh şâhidlerimiz öyle<br />

kimseler olsunlar." dedi. O kimsenin bu sözü kendisine çok tesir eden Behâeddîn Meczûb,<br />

kendisinde aranılan hasletler olmadığı için çok mahcûb oldu ve yüzünü kapadı. Derhâl<br />

oradan çıkarak yürümeye başladı. Bu hâlde, şehrin yakınında bulunan Mukattam dağına<br />

vardı. Hiçbir şey yemeden ve içmeden, orada üç gün kaldı. Tasavvuf yolunda bulunmak, bu<br />

yolda çok ilerleyip bu yolun yüksekliklerine kavuşmak arzu ve şevki ile çok ağlayıp, Allahü<br />

teâlâya yalvardı. Nihâyet, tasavvuf hâlleri kendisini kapladı. Bundan sonra dünyevî<br />

vazîfesinden ve meşgûliyetinden tamâmen ayrılarak, kendisini tasavvuf yoluna verdi. Bu<br />

yolda ilerlemek için çok gayret gösterdi. Allahü teâlâ ve Resûlullah efendimizin ve bu yolun<br />

büyüklerinin aşk ve muhabbetlerinin kendisini sardığı, bu aşk ile kendinden geçmiş hâlde<br />

bulunan meczûb velîlerden birisi oldu.<br />

Keşf ve kerâmetleri her tarafa yayıldı. Onun yüksek bir zât olduğunu âlim olanlar bildiği<br />

gibi, diğer insanlar da bilir, ona hürmet ve edeb gösterirlerdi. Cenâb-ı Hakk'ın lütfu olarak,<br />

keşiflerinde hatâ ve yanılma görülmez, doğru çıkardı.<br />

1) Tabakât-ül-Kübrâ; c.2, s.137<br />

2) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.1, s.369<br />

3) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.13, s.316<br />

BEHÂEDDÎN VELED (Bkz. Sultan Veled)

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!