22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yazdığım rüyâ orada yazılı idi. Bu kerâmetlerinden, daha ilk anda bende büyük bir hâl hâsıl oldu.<br />

Kendime gelince, bana lutf ile mukâbele edip, beni talebeliğe kabûl buyurdu ve kapısında hizmet<br />

edenlerin saâdeti ile şereflendirdi."<br />

1) Makâmât-ı Muhammed Behâeddîn Nakşibend (Selâhüddîn ibni Mübârek el-Buhârî)<br />

2) Reşahât; s.78<br />

3) Hadîkat-ül-Evliyâ; s.44<br />

4) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.1, s.144<br />

5) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; s.990<br />

6) Mu'cem-ül-Müellifîn<br />

7) Kâmûs-ul-A'lâm; c.2, s.1412<br />

8) Hadâik-ul-Verdiyye; s.125<br />

9) Mektûbât (İmâm-ı Rabbânî); c.3, 123. Mektub<br />

10) Nefehât-ül-Üns; s.418<br />

11) Rehber <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.16, s.33<br />

12) El-Hadâikü'l-Verdiyye<br />

13) İslâm Meşhurları <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.1, s.439-459<br />

14) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.10, s.16-55<br />

BEHÂEDDÎN KIŞLAKÎ;<br />

Buhârâ'da yetişen hadîs âlimlerinden ve evliyânın büyüklerinden. Buhârâ yakınlarında<br />

bulunan Kışlak köyünde doğdu. Buraya nisbetle Kışlakî denilmiştir. Doğum ve vefât târihleri<br />

tespit edilemeyen Kışlakî, sekizinci asırda yaşadı. Dokuzuncu asrın başlarında vefât ettiği<br />

bilinmektedir.<br />

Çevresinde bulunan büyük âlimlerin sohbetlerinde bulunarak yetişen Kışlakî, ilimde<br />

yükselerek, zamânındaki âlimlerin önde gelenlerinden oldu. Bundan sonra, talebe okutmak,<br />

ders vermek sûretiyle hizmete başlayan Kışlakî hazretleri, Şâh-ı Nakşibend Muhammed<br />

Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin hocalarındandır.<br />

Behâeddîn-i Buhârî hazretleri, tasavvuf yolunun daha başında iken, Nesef beldesinde<br />

tesâdüfen Mevlânâ Behâeddîn Kışlakî'yi gördü. Bundan sonra onun sohbet ve hizmetine can<br />

atar oldu.<br />

Kışlakî hazretleri, Şâh-ı Nakşibend Behâeddîn-i Buhârî'yi daha ilk gördüğünde; "Sen öyle<br />

yükseklerde uçacak bir kuşsun ki, bu yolda senin arkadaşın ve uçuş yoldaşın Ârif Dikgerânî<br />

olsa gerektir." dedi. Bu söz üzerine Şâh-ı Nakşibend, Mevlânâ Ârif'i bir an evvel görmek<br />

iştiyâk ve arzûsuyla yanmaya başladı. Onun bu hâlini anlayan Kışlakî, Behâüddîn-i<br />

Buhârî'ye; "Gönlün Mevlânâ Ârif'i çok çekiyorsa, çağırayım gelsin." buyurdu. Vakit öğle<br />

vakti idi. Bu sırada Ârif-i Dikgerânî hazretleri oraya iki buçuk günlük mesâfede bulunan<br />

köyünde çiftini sürmüş öğle namazını da edâ ettikten sonra talebeleri ile sohbet etmekte idi.<br />

Behâeddîn Kışlakî evinin damına çıkarak; "Ârif, Ârif, Ârif!" diye üç defâ seslendi. Sesi<br />

Allahü teâlânın izni ile mekân duvarını aşıp Ârif-i Dikgerânî hazretlerine ulaştı. Mevlânâ<br />

Ârif derhâl sohbeti kesip yanındakilere; "Beni Mevlânâ Behâeddîn Kışlakî çağırıyor. Hemen<br />

gitmeliyim. Sizler evlerinize dönebilirsiniz." dedi. Acele ile yola çıktı. Aralarında bulunan<br />

mesâfeyi bir anda aldı. Kışlakî ile Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin bulundukları yere geldi.<br />

Behâeddîn-i Buhârî ile Ârif Dikgerânî'nin ilk karşılaşmaları, Kışlakî hazretlerinin vâsıtası ile<br />

bu şekilde oldu.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!