22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Büyüyüp yetişince, İslâma kuvvet verir."<br />

Böyle söylediğinde, hakîkaten o velî,<br />

Henüz üç gün olmuştu, o dünyâya geleli.<br />

Babası, kucağına, alarak bu oğlunu,<br />

Bu büyük evliyâya, götürdü o gün onu.<br />

O zât onu görünce, sevinip buldu huzur,<br />

Buyurdu: "O dediğim, evliyâ işte budur.<br />

Zaten ben, her ne zaman, geçseydim bu beldeden,<br />

Alırdım kokusunu, bu büyük zâtın hemen.<br />

Bu defâ gelirken de, bu koku geliyordu,<br />

Hattâ biz yaklaştıkça, ziyâdeleşiyordu.<br />

Düşündüm ki "Doğmuştur, dediğim o büyük zât,"<br />

O koku, bu yavrudan, geliyor işte bizzât.<br />

Size müjde olsun ki, işte o, bu bebektir,<br />

Bu, ilerde çok büyük, bir zât olsa gerektir."<br />

Daha sonra şefkatle, bağrına bastı onu,<br />

Buyurdu: "Evlatlığa, kabûl ettik biz bunu."<br />

Sonra Emîr Külâl'e, dedi: "Bu, benim oğlum,<br />

Bunun yetişmesini, sana ısmarlıyorum."<br />

Büyüyüp tâbi oldu, o da Emîr Külâl'e,<br />

Ondan feyiz alarak, erişti tam kemâle.<br />

O, henüz çocuk iken, evliyâlığa âit,<br />

Alnında işâretler, görünürdü her vakit.<br />

Annesi anlatır ki: "Bu oğlum Behâeddîn,<br />

"Kerâmet" sâhibiydi, dört yaşındayken hemin.<br />

Evimizde bir inek, vardı yavrulayacak,<br />

Doğurmasına daha, bir müddet vardı ancak.<br />

Bir gün bana dedi ki, ineği göstererek;<br />

"Beyaz başlı bir yavru, doğuracak bu inek."<br />

Birkaç ay geçmişti ki, o günden îtibâren,<br />

Beyaz başlı buzağı, doğurdu inek aynen."<br />

BU KİMDİR?<br />

Behâeddîn-i Buhârî hazretleri şöyle anlatır: "Bir kış günüydü. Beni bir cezbe hâli kapladı. Kendimden<br />

geçip, kırlarda, sahrâ ve dağlarda, yalın ayak, başı açık gezip, dolaşmaya başladım. Ayaklarım yarılıp,<br />

parçalandı. Bu hâlde iken bir gece hocam Emîr Külâl ile sohbet etmek arzusu uyandı. Bu arzu ile<br />

huzûruna gittim. Talebeler etrâfında toplanmış, hocam da baş tarafta oturuyordu. İçeri girdim,<br />

aralarına katıldım. Emîr Külâl; "Bu kimdir?" dedi. "Behâeddîn'dir." dediler. Talebelerine beni<br />

meclisten dışarı çıkarmalarını söyledi. Onlar da beni dışarı çıkardılar. O zaman nefsim son derece azdı<br />

ve taşkınlık yapmak istedi. Az kalsın nefsim, irâdeme gâlip geliyordu. Fakat Allahü teâlânın<br />

ihsânıyla, nefsimi serkeşlikten ve îtirazdan menederek; "Ey nefs!Ben bu horlanmayı Allah için kabûl<br />

ettim. Beni, Allahü teâlâ elbette bundan dolayı mükâfatlandırır." dedim. Sonra başımı Emîr Külâl<br />

hazretlerinin kapısının eşiğine koydum. Sabaha kadar öyle kaldım. Üzerime kar yağdığı hâlde<br />

kalkmadım. Sabah namazı vakti Emîr Külâl, ayağını kapının eşiğine atınca, karlar arasında kalan<br />

başıma bastı. Beni o hâlde görünce teveccühte bulunup müjde verdi. İçeri alıp teselli ederek

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!