22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

oradan uzaklaştı. Vakit geçirmeden tövbe etti.<br />

İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Bedî'uddîn Sehârenpûrî'ye icâzet verip, memleketine gönderince,<br />

dostlarından biri onu yolcu etmek için şehrin dışına kadar gitti. Aklına; "Babam öleli bir<br />

müddet zaman geçti. Bedî'uddîn hazretlerine babamın hâlini sorayım, azabda mı, yoksa<br />

nîmette midir?" diye geldi.Bedî'uddîn kuşluk namazı için hayvanından inince, o bu<br />

düşüncesini arz etti. Bir müddet başını eğdi ve sonra; "Şu heyet ve kıyâfette bir şahıs<br />

göründü. Gâyet beyaz elbise giyiyordu. Hâlini sordum: "İyiyim, bana yüksek makâm<br />

verdiler." dedi. "O makâmdan buraya gelmek istemezdim, ama siz çağırınca ister istemez<br />

geldim." buyurdu. Şeyh Bedî'uddîn'in ona târif ve tavsîf ettiği şahıs o zâtın babası idi.<br />

Hâlbuki Şeyh Bedî'uddîn babasını hiç görmemişti ve tanımazdı.<br />

Bedî'uddîn Sehârenpûrî senelerce İmâm-ı Rabbânî'nin hizmetinde ve sohbetinde bulundu.<br />

Çok derece ve hâller, makam ve mertebelere erişip, kemâl sâhibi oldu. İcâzetle şereflenip,<br />

yurduna gitti ve Hak tâliblerini terbiye etmek ve yetiştirmekle meşgûl oldu. Sohbetlerinde o<br />

ekseriyâ hazret-i İmâm'ın hârika ve kerâmetlerinden, güzel ifâde ve tatlı sözlerinden anlatırdı.<br />

İlmiyle amel edenlerin en önde gelenlerinden olup, dünyâya hiç meyletmez, haramlardan çok<br />

sakınırdı. Sohbeti hoş, sözleri çok tatlı idi.<br />

Bedî'uddîn Sehârenpûrî'nin, hocasıİmâm-ı Rabbânî hazretlerine gönderdiği mektûbdan bir<br />

kısmı şöyledir:<br />

"Hizmetçilerinizin en aşağısı Bedî'uddîn'in yüksek huzûrlarınıza arzıdır. Peygamber<br />

efendimizden husûsî müjdeler alıyorum. Çok nasîhatler ediyorlar. Bir gün; "Sen Hindistan'ın<br />

ışığısın." buyurdular ve daha çok ibâdet etmemi emrettiler." Hazret-i İmâm buna cevap<br />

olarak birkaç satırlık şu mektubu yazdılar.<br />

"Allahü teâlâya hamd olsun. Sevdiği, seçtiği kullara selâmlar olsun. Kıymetli mektûbunuzu<br />

okumakla şereflendik. Bu vâkıalar müjdecidirler ve te'vil edilmeleri lâzımdır. Ne kadar te'vil<br />

olunurlarsa o kadar nûrlu oluyorlar. Yâ Rabbî! Bizim nûrumuzu tamamla. Sen her şeye<br />

kâdirsin. Mâdem ki amelin, ibâdetin arttırılması ile emr olundunuz, elinizden gelebildiği<br />

kadar amel ve ibâdet ediniz. Çünkü, bu dünyâ ibâdet yeri, iş yeridir. Allah, işlerinizde<br />

yardımcınız olsun."<br />

Bedî'uddîn Sehârenpûrî'nin hazret-i İmâm'a gönderdiği şu mektubu da hâlinin ve kemâlinin<br />

yüksekliğini, istikâmette olduğunu, kötülük yapmak isteyenlerin cefâlarına sabrettiğini<br />

bildirir.<br />

"Yüksek dergâhınızın hizmetçilerinin en aşağısı olan Bedî'uddîn'in, yüksek makâmınıza<br />

arzıdır. Bu zavallının hâlleri teveccühlerinizin bereketiyle istikâmettedir. İşlerin yapılmasında<br />

bir gevşeklik olmuyor. Bütün ümidim, hayâtımdan kalan şu birkaç günlük zamanda da,<br />

hazretinizin ihsân nazarlarına kavuşmaktır. Çoğu zaman vâki olacak bâzı hâdiseler vukû<br />

gelmeden evvel bildiriliyor. Bir teşebbüsle değil, kendiliğinden oluyorlar. Gayb âleminden<br />

öyle müjdeler veriliyor ki, bunları ancak huzûrunuzda arzedebilirim.<br />

Kabir ve âhiret hâllerini açık olarak haber veriyorlar. Bütün bunlar, yüksek dergâhınızın<br />

sadakalarıdır. Yoksa, bu kâbiliyetsiz zavallının, bu arzettiğim şeylerle ne ilgisi, bu yüksek<br />

makâmlarla ne münâsebeti vardır? Ey kalbimin sevgilisi! Hazretinizin teveccühü ile<br />

müşâhede makâmına kavuştum. Bütün arzûm bir kere cihânın efendisi olan Peygamber<br />

efendimizin cemâlini görmek ve kemâlâtından bir şûleye kavuşmaktı. Allahü teâlânın ihsân<br />

ve ikrâmı ile, bir gece teheccüd namazından sonra, beni bu devlete kavuşturdu. Bu makâmın<br />

hazret-i Gavs-üs-Sekaleyn'e bağlı olduğu, onların vâsıta ve vesîlesi olmaksızın o dergâha<br />

ulaşmanın zorluğu Peygamber efendimize tam uyan en büyük velîler hâriç, bu makâmın<br />

nûrlarından kimsenin alamayacağı bildirildi. Muhterem efendim! Bu cihânda hazretinizden<br />

başka terbiye edicim yoktur. Dâimâ Allahü teâlâdan, bu istidâdsızın ve kâbiliyetsizin, Allah<br />

yolunda bulunanları severek ve onların dergâhında hizmetçi olarak yaşamasını, bu şartlar

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!