22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

BAHRAK (Muhammed bin Ömer);<br />

Hindistan'da yetişen velîlerin büyüklerinden ve Şâfiî mezhebi fıkıh âlimi. Hadîs, nahiv, sarf<br />

ve tıb ilimlerinde büyük âlim idi. İsmi, Muhammed olup, babasının ismi Ömer'dir. Bahrak<br />

adıyla meşhûr olup, lakabı Cemâleddîn'dir. 1465 (H.869) senesi Mart ayında Hadramût'ta<br />

doğdu. 1524 (H.930) senesinde, Hindistân'da vefât etti.<br />

Bahrak, Hadramût'ta büyüdü. Önce Kur'ân-ı kerîmi ezberledi. Daha sonra Hâvî kitabını, usûl<br />

ilminde Bermâvî'nin Manzûme'sini ve Elfiyet-ün-Nahv kitaplarının tamâmını ezberledi.<br />

Zamânındaki Hadramût âlimlerinden de ilim tahsîl etti. Buradan Aden şehrine gitti. Büyük<br />

âlim Abdullah bin Ahmed Mahzem'in derslerine devâm etti. Bu âlimden; fıkıh, usûl, Arab<br />

dili ve edebiyâtı ve diğer ilimleri öğrendi. En fazla ilim öğrendiği zât bu âlimdir. Abdullah<br />

bin Ahmed, Mahzem'den; İbn-i Mâlik'in Elfiye'sini, İbn-i Hişâm'ın Sîret'ini,<br />

El-Haviy-üs-Sagîr kitaplarının tamâmını okudu. Bunların yanında, diğer aklî ve naklî<br />

ilimlerin hepsini okudu. Fakîh Sâlih Muhammed bin Ahmed Ebâ Fadl'dan da ilim tahsîl etti.<br />

Daha sonra Zebîd şehrine gitti. Buranın âlimlerinden de ilim öğrendi.Zeynüddîn Muhammed<br />

bin Abdüllatîf Şercî'den hadîs ilmini, Fakîh Cemâleddîn Muhammed bin Ebî Bekr Sâig'den<br />

usûl ilmini öğrendi. Bu âlimden; tefsîr, hadîs ve nahiv ilmi de öğrendi. Ebû Zur'a'nın,<br />

Behcet-ül-Verdiyye kitabını da okudu. Seyyid Şerîf Hüseyin bin Abdürrahmân Ehdel'den<br />

ilim tahsîl etti. Zebîd'de tasavvuf yoluna girip, Şeyh Ebû Bekr Ayderûs ile sohbetlerde<br />

bulundu. Ebû Bekr Ayderûs'un sohbetlerinden çok istifâde etti. 1488 (H.894) senesinde hacca<br />

gidince, Hâfız Şemseddîn Sehâvî'den hadîs-i şerîf öğrendi.<br />

Erba'înden çıkışını kendisi şöyle anlatır: "Zebîd'de erbaîn'e girmiştim. (Erba'în; tasavvuf<br />

yolunda bulunanların 40 gün müddetle yalnız olarak bir yere kapanıp, ibâdet ve riyâzet ile<br />

meşgûl olmaları). Kırk günü tamamlamadan, bütün âzâlarımın Allahü teâlâyı zikrettiğini<br />

işitiyordum."<br />

Hadramût'ta yetişen âlimlerin en büyüklerindendi. Nesir ve nazımda çok kâbiliyetli idi. İlim<br />

öğrenmek ve İslâmiyetin emirlerini yerine getirmek için çok gayret gösterirdi. Ömrünü, ilim<br />

öğretmek ve kitap yazmakla geçirdi. Zamânının süsü ve insanların doğru yolu bulması için<br />

Allahü teâlânın onlara bir lütfu idi. Çok güzel ve tesirli konuşurdu. Çok cömert olup, îsâr<br />

sâhibi idi. Kendisinin muhtâc olduğu bir şeyi, başka ihtiyaç sâhiplerine verirdi. Hayır<br />

sâhiplerini çok sever, kendisi de çok hayır ve hasenât işlerdi. Merhametli ve fazîlet sâhibi<br />

olup, Allahü teâlâya yönelmiş idi. Hadramût'un deniz sâhilindeki Şahr şehrinde kâdılık<br />

vazîfesinde bulundu. Verdiği hükümlerde hakkı ve adâleti gözetir, doğru yoldan ayrılmazdı.<br />

Kâdılığı herkes tarafından beğenilirdi. Sonradan kendi kendine kâdılıktan ayrıldı ve Aden<br />

şehrine gitti. Burada herkes tarafından çok iyi karşılandı. Aden emîri Mercân da ona çok<br />

hürmet etti ve alâka gösterdi. Emîr Mercân vefât edince, Hindistan'a gitti. Hind Sultanı<br />

Muzaffer, MuhammedBahrak'a çok ilgi gösterdi ve hürmet etti.Tasavvufta da yüksek<br />

derecelere erişmişti.<br />

Bir gün Hindistan'da bir vezîrin meclisinde idi. O mecliste bir Hind sihirbâzı vardı. Kendi<br />

dîninin üstünlüğünü göstermek ve orada bulunanların îmânlarını sarsmak için sihirbâzlığını<br />

göstermeye kalktı. Oturduğu yerden yükselip, havada bağdaş kurup oturdu. Bu hareketi<br />

karşısında herkes hayretler içinde kaldı. Muhammed Bahrak bu duruma çok üzüldü. Hemen<br />

Peygamber efendimizin rûhâniyetinden yardım istedi. Orada bulunan maymuna, sihirbazı îmâ<br />

etti.Maymun, bu işâret üzerine yerinden fırlayıp, sihirbaza vurmaya başladı. Onu havadan<br />

yere indirinceye kadar vurdu. Sihirbazın sihiri bozulup, rezîl oldu. Mecliste bulunanlar, bunu<br />

apaçık gördüler. Muhammed Bahrak'ın kerâmeti olduğunu anladılar, sihirbâzın sihrine<br />

kanmaktan kurtuldular.<br />

Muhammed Bahrak, hadîs, tasavvuf, sarf, nahiv, hesâb, tıp, edebiyât, astronomi ve diğer

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!