22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

önünde şiir söyleyen bir şâiri dinledi. Şâir, ilim öğrenmenin kıymetinden ve âlimin<br />

değerinden bahsediyordu. Bu şiir, Seyyid Osman'a çok tesir etti. Annesinden izin alarak,<br />

tahsîlini artırıp tasavvuf yolunda ilerlemek için Edirne'ye gitti. Azîz Mahmûd Hüdâyî'nin<br />

halîfelerinden, Saçlı İbrâhim Efendi ismi ile meşhûr âlimin talebesi oldu. İbrâhim Efendi,<br />

Seyyid Osman Efendinin gayret ve kâbiliyetini görerek, terbiyesinden âciz olduğunu bildirdi<br />

ve İstanbul'da bulunan büyük âlim Zâkirzâde Abdullah Efendiye gönderdi. İstanbul'a gidip,<br />

Zâkirzâde Abdullah Efendiyi görünce, kalbinden; "İşte, hocamı buldum!" diye geçirdi.<br />

Zâkirzâde Abdullah Efendinin de kalbinden; "İşte bize hakîkî talebe geldi." diye geçti.<br />

Osman Fadlı Efendi, uzun süre Zâkirzâde'nin derslerine devâm etti. Hocası, Osman Fadlı'ya;<br />

"Emir Çelebi, sende Şeyh-i Ekber (Muhyiddîn-i Arabî (r.aleyh)) meşrebi var." derdi.<br />

Bir gün Zâkirzâde, talebelerinden bir işin yapılmasını istedi. Talebeler, o işi yapmak<br />

husûsunda biraz isteksiz hareket ettiler. Bu durumu duyan Seyyid Osman, Zâkirzâde'nin<br />

yanına giderek; "Emir buyuracağınız hizmet nedir sultânım? Derhal yerine getireyim." dedi.<br />

Zâkirzâde; "Senin dersin vardır. Bu işi yapman dersine mânidir." deyince, Osman Fadlı<br />

Efendi; "Bu zamanda önce ve sonra gelenlerin ilimlerini elde edeceğimi bilsem, yine şerefli<br />

hizmetinizi yerine getirmeyi tercih ederim." dedi. Bu söz, Zâkirzâde Abdullah Efendinin çok<br />

hoşuna gitti. Sonra; "Emir Çelebi! Allahü tealâ sana, önce ve sonra gelenlerin ilimlerini nasîb<br />

eylesin." diye duâ etti. Bu olay üzerine Seyyid Osman Fadlı Efendi, arkadaşlarına; "Bu<br />

duâdan sonra bir gece de bütün ilimler kalbime ilhâm olundu. Bilmediğim ilim kalmadı."<br />

dedi.<br />

Bundan sonra Zâkirzâde, SeyyidOsman'a îcâzet vermek istedi. Osman Fadlı; "Sultânım, ben<br />

sizin hizmetinizi tercih ederim." diyerek kabûl etmedi. Osman Fadlı Efendi o gece rüyâsında:<br />

"Kullarımı bana dâvet etmek için kelâmımı al!" diye kendisine Mıshaf-ı şerîfin uzatıldığını<br />

gördü. Korkuyla uyanan Osman Fadlı; "Talebenin vazîfesi hocasına teslim olmaktır." dedi ve<br />

hocasına tam olarak teslim oldu. Hocası onu Edirne tarafında Aydos isimli kasabaya,<br />

insanları doğru yola dâvet için gönderdi. Osman Fadlı, Aydos'da birkaç sene kaldıktan sonra,<br />

ilahî bir işâret üzerine, Filibe taraflarına gitti. Filibe'de on beş seneden fazla insanlara doğru<br />

yolu gösterdi.<br />

Osman FadlıEfendi, bir gün kaylûle yaparken, şu rüyâyı gördü. Üç yüz kadar âlim gelip<br />

etrafında halka oldular. Hep birlikte oradan İstanbul'a geldiklerinde, hocası Zâkirzâde<br />

göründü ve; "Git şimdi senin irşâd yerin burasıdır." diyerek, Atpazarı'nda bulunan Kul<br />

Câmiini işâret etti ve bir sarık ile bir âsâ hediye etti. Gördüğü bu rüyâ üzerine İstanbul'a<br />

gelen Osman Fadlı, hocasının işâret ettiği yere yerleşti. Bundan sonra Atpazarı Emîri diye<br />

meşhûr oldu. Kul Câmiinin hatiplik ve imâmlık vazîfesi Osman Fadlı'ya verildi.<br />

Kendisi şöyle anlatır: "İstanbul'a geldikten sonra, bâzı talebelerim ile Muhyiddîn-i Arabî<br />

hazretlerinin, Füsûs kitabını mütâlaa ederdik. Bâzıları; "Emîr Efendi, Şeyh-i Ekber imiş."<br />

diye alay ettiler. O gece gaybdan şöyle bir nidâ geldi: "Ceddinin yoludur, devâm et!" Bunun<br />

üzerine hiç kimseye bir şey söylemeden, Füsûs kitabını anlatmaya devâm ettim."<br />

Sultan Dördüncü Ahmed Han, Osman FadlıEfendiyi çok severdi. Zaman zaman saraya dâvet<br />

eder, vâz ve nasîhatlerinden istifâde ederdi. Sultan bilemediği takıldığı mevzuları ona sorar,<br />

istişâre ederdi. Hattâ Ramazân-ı şerîfte, iftarda Seyyid Osman Fadlı'nın önünden artan<br />

yemeklerinden bereketlenmek için ister, iftârını onunla yapardı.<br />

Bir zaman İstanbul'da isyân oldu. Zorbalar her tarafı darma-dağın edip yağmaladılar. Seyyid<br />

Osman Fadlı, hiç çekinmeden talebeleri ile birlikte zorbaları yakalayarak adâlete teslim etti.<br />

Böylece din ve devlete büyük hizmetlerde bulundu. Sultan İkinci Süleymân pâdişâh olunca,<br />

büyük bir kargaşa oldu. Seyyid Osman bu kargaşalığın ortadan kalkması için duâ etti. Bu duâ<br />

bereketi ile Allahü teâlâ belâyı kaldırdı. Sadreddîn-i Konevî hazretlerinden sonra, devlet<br />

işlerini düzeltme husûsunda en çok şöhret sâhibi Seyyid Osmân oldu.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!