22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

sürüp gitti.Hac dönüşüne kadar, bir dergâh ve iki odalı bir ev yapıldı. O günden îtibâren<br />

"Özbekler Tekkesi" diye anılan bu dergâh yapıldı ve Türkistanlı hacıların hizmetlerinde<br />

kullanıldı.<br />

İstiklâl Harbi sırasında, İstanbul ile Anadolu arasındaki gizli haberleşmenin merkezi<br />

veİstanbul'dan Anadolu'ya gitmek üzere hareket edenlerin üssü olarak kullanılan Özbekler<br />

Dergâhının şeyhi Atâ Efendi bu sırada büyük fedâkârlık ve kahramanlıklar gösterdi.<br />

İstanbul'un İngilizler ve İtalyanlar tarafından işgâl edildiği kara günlerde vatanı kurtarabilme<br />

çârelerini araştırdı. İngiliz işgâline, ilk karşı koyma hareketi olarak "Karakol Cemiyeti"ni<br />

kuranlar arasında yer aldı. Temsil ettiği dînî ve mânevî kıymetleri, vatanın selâmet ve<br />

kurtuluşuna vakfetti. Kendisi gibi olan tasavvuf ehli ve âlim kimselerle elele vererek en gözü<br />

pek gençlerin gösteremediği cesâreti ortaya koydu, kapı kapı dolaşarak, birçoklarının<br />

ağızlarının açılmadığı o günlerde müminlere ümit telkin etti, başına sarındığı yeşil destârı,<br />

sarığı ve üzerindeki siyah cübbesi ile işgâl kuvvetlerinin dikkatini çekmeden çalışmalarını<br />

sürdürdü. İşgâl kuvvetlerinin evlerin haremine bile soktuğu yerli-yabancı câsûslar, ilk<br />

zamanlar tekke, mescid ve câmilerden ve dînî şahsiyetlerimizden şüphe etmiyorlar, Türk'ün<br />

bu mânevî öncülerini yakından tanımıyorlardı. Başı sarıklı, destârlı, üzeri cübbeli olan bu<br />

vatanperver insanlardan olan Atâ Efendi, düşmanların bu gafletlerinden istifâde etmesini<br />

bildi. Evlerde, câmi ve mescidlerde müslümanlara cesâret veren ve onların işgâl kuvvetlerine<br />

karşı direnmelerini teşvik eden konuşmalar yaptı. Mahallelerde tesiri büyük olan câmi<br />

imâmlarını safına alarak onları silâh ve cephânelerin naklinde vazîfelendirdi.<br />

Gündüzleri insanlara nasîhatlariyle ümid telkin eden Atâ Efendi, gece olunca silâhlanıyor,<br />

Nakkaş Karakolundan Özbekler Dergâhına kadar olan yolları tutturuyordu. Silâh ve<br />

cephâneler taşınıyor, oradan da Karakol Cemiyetinin fedâileri eliyle Büyük Çamlıca'nın<br />

arkasından dolandırılarak Libâdî'deki göz doktoru Esad Paşanın çiftliğine aktarılmak üzere<br />

Kısıklı imâmı Nûri Hocanın Libâdî'deki evinin yanındaki mahzende saklatıyordu. Münâsip<br />

zamanlarda tomruk taşıyan arabaların alt bölümüne yerleştirerek Alemdağı'nda gizli karargâh<br />

kuran millî kuvvetlere ulaştırılmasını sağlıyordu. Özbekler Dergâhında gizli bir hastâne bile<br />

kurmuştu. Azgın Rum ve Ermeni çeteleriyle çarpışırken, düşman işgâli altındaki cephâne<br />

depolarını basarken yaralanan mücâhidler burada yatırılıyor, gizlice gelen hamiyetli ve<br />

yardımsever doktorlar tarafından tedâvî görüyordu.<br />

Atâ Efendinin asıl fedâkârlığı, Anadolu'ya geçecek kimseleri dergâhında barındırmasıydı.<br />

Birçok meşhûr isim onun dergâhında misâfir olmuşlar, daha sonra da müsâit vakitlerde<br />

Ankara yolunu tutmuşlardı. Vurun Kahpeye isimli eseriyle, Atâ Efendi gibi düşünen ve<br />

yaşayan din adamlarını kötüleyen, onları İstiklâl Savaşı aleyhindeymiş gibi gösteren Hâlide<br />

Edip Adıvar da, bu dergâhta misâfir olup, Anadolu'ya geçen kimselerdendi. Atâ Efendi,<br />

Üsküdar'ın çarşı ve kahvelerini dolaşır, tesbit edilmiş parola ile Anadolu'ya gidecek kimseleri<br />

bulup dergâhında toplardı. Sonra da bunları on beşer-yirmişer kişilik kâfileler hâline koyar,<br />

gerekli emniyet tedbirlerini aldıktan sonra Çamlıca'nın eteklerinden işgâl mıntıkası dışına<br />

çıkarırdı. Her gün Üsküdâr'da dolaşırken kurduğu gizli cemiyet vâsıtasıyla çeşitli haberler<br />

toplardı. Aldığı bu haberlere göre hareket eder, Müslümanlara yol gösterirdi.<br />

Atâ Efendinin dergâhı bir posta merkezi gibi çalışırdı. İstanbul'dan Anadolu'ya, Anadolu'dan<br />

İstanbul'a en kritik haberler bu kanaldan ulaştırılıyordu. Bilhassa İstanbul'dan Anadolu'ya<br />

geçmiş olan Kuvay-ı Milliyecilerin, İstanbul'daki âileleriyle irtibatları en fazla bu posta<br />

vâsıtasıyla temin ediliyordu. İstanbul'da, Anadolu'nun harekâtının adam ve silâh ihtiyâcını<br />

karşılamak üzere kurulan mahallî mukâvemet ve faâliyet merkezleri ile de temasta bulunan<br />

Atâ Efendi, onların gönderdikleri adam ve silâhları da kurduğu bu teşkilât sâyesinde<br />

Anadolu'ya gizlice ulaştırıyordu.<br />

Atâ Efendinin talebeleri ve Özbekler Tekkesinin kahraman dervişleri Çamlıca eteklerine<br />

kadar sokulan milis kuvvetlerine yardım etmek, îcâbında onları saklamak ve yaralılarına

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!