22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

namazı için mescide giderdi.<br />

Sıcak havalarda çölde namaz kılardı. Bu esnâda bir bulut gelir onu gölgelerdi. Bunun yanında<br />

vahşî hayvanlar etrâfında dolaşır ama hiç zarar vermezlerdi.<br />

Kölesi anlatır: "Amr bin Utbe bir gazâya çıkmıştı. Bir nöbet esnâsında namaza durdu. Bu<br />

sırada bir arslan kükremesi işitildi. Herkes telâşa kapılıp, sağa sola kaçmaya başladı. Amr bin<br />

Utbe, kendinden geçmiş bir vaziyette namazına devâm etti. Arslan, etrâfında dolaşıp bir şey<br />

yapmadı. Sonra arkadaşları; "Arslandan korkmadın mı?" dediler. O; "Allahü teâlânın dışında<br />

başka bir şeyden korkmaktan Allahü teâlâya karşı hayâ eder, utanırım." diye cevap verdi.<br />

Amr bin Utbe hazretleri, babasının kumandasında katıldığı bir gazâda beyaz bir elbise çıkarıp<br />

onu giydi ve; "Kanımın bunun üzerine akmasını istiyorum." dedi. Daha sonra harb başladı.<br />

Mâseyzân denilen mevkide yapılan bu şiddetli muhârebede atılan iri bir taş ile yaralandı ve<br />

sonra vefât etti. Böylece uzun zamandır arzu ettiği şehîdlik makâmına kavuştu. Şehîd olduğu<br />

yere giydiği elbise ile defnedildi.<br />

1) Tabakât-ı İbn-i Sa'd; c.6, s.196, 206, 207<br />

2) Fütûh-ül-Büldân Tercümesi; s.468<br />

3) Hilyet-ül-Evliyâ; c.4, s.155, 158<br />

4) A'lâm-ün-Nübelâ; c.4, s.135, 136<br />

ANKARAVÎ İSMÂİL RUSÛHÎ;<br />

Anadolu'da yetişen büyük velîlerden. Babasının ismi Ahmed'dir. İsmi İsmâil, lakabı<br />

Rusûhî'dir. Ankaravî diye meşhur oldu. Ankara'da doğdu. Doğum târihi belli değildir.<br />

İlk tahsîlini doğum yeri olan Ankara'da yaptı. Aklî ve naklî ilimleri, zamânının âlimlerinden<br />

okudu. Arapça ve Farsça öğrendi. Din ve fen ilimlerini öğrendikten sonra tasavvufa yöneldi.<br />

Bayrâmiyye yoluna girip feyz aldı. Tasavvuf derecelerinde yükseldi. Hocası tarafından<br />

insanlara Allahü teâlânın dînini ve sevgili Peygamberimizin güzel ahlâkını anlatmakla<br />

vazîfelendirildi. Halvetiyye yolunda da icâzet alıp, insanlara ilim öğrettiği sırada gözlerinden<br />

rahatsızlandı. Rahatsızlığından dolayı okuyup yazamaz oldu. Göz hastalıkları tabiplerine<br />

mürâcaat edip, bilinen bütün sebeplere yapıştıysa da bir çâre bulamadı. Gün geçtikçe<br />

gözündeki rahatsızlık şiddetleniyordu. Bu esnâda kalbine, Allah adamlarından, merhamet<br />

kaynağı, mânevî bir tabîb bulması lâzım geldiği doğdu. Dünyâ penceresi gözüne çâre bulacak<br />

bir Allah adamını aramak için Konya tarafına doğru yola çıktı. Yolculuğu sırasında, önemli<br />

ihtiyaçlarını temin edebilmek için; "Çalışıp kazananı Allahü teâlâ sever." hadîs-i şerîfi<br />

hükmünce, kendine göre ticâretle uğraşıyordu. Ayrıca uğradığı yerlerdeki âlimleri de ziyâret<br />

âdeti idi. Konya'ya vardığında Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin torunlarından ve o sırada<br />

mevlevî şeyhi olan Çelebi Bostan Efendiyi ziyâret etti. İlk karşılaştıklarında rahatsızlığı ile<br />

ilgili olarak Mesnevî'den şiirler okuduktan sonra; "Gözünün iyi olması, Mevlânâ<br />

Celâleddîn-i Rûmî'nin Mesnevî'sini şerhetmenizin hediyesi olacaktır. O halde sizin<br />

Mesnevî'yi şerh etmeniz lâzımdır. Bu sûretle gamınız gidecek, gözünüzde iyileşme<br />

olacaktır." diye müjdeledi.<br />

İsmâil Ankaravî, bu müjdeye sevinerek Çelebi Bostan'ın talebesi oldu. Bu arada gözlerinin<br />

ağrısı hafifledi. Kısa zamanda Çelebi Bostan'ın sevgisine, teveccühlerine kavuştu. Bir süre<br />

sonra Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin mânevî işâreti üzerine hocası tarafından Galata'daki<br />

Mevlevî dergâhına şeyh tâyin edildi. Burada İsmâil Ankaravî bir taraftan insanlara doğru<br />

yolu anlatıyor, bir taraftan da Mesnevî'yi şerh ediyordu. Şerhe başladığında gözünde biraz<br />

açılma oldu. Tamamladığında tamâmen açıldı. Allahü teâlânın izni ile o hastalığı büsbütün

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!