22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

talebelerinden idi. Hazret-i Ömer, hazret-i Ali, hazret-i Huzeyfe, hazret-i Selmân ve hazret-i<br />

Âişe vâlidemizden ve daha bir çok sahâbîden hadîs-i şerîf rivâyetinde bulundu. Kendisi de<br />

Ebû Vâil Şakîk bin Seleme, Ebû İshâk es-Sebîî, Şa'bî ve Mesrûk gibi hadîs âlimlerinden<br />

hadîs-i şerîf öğrendi. Vâdiaoğulları Mescidinde imâmlık yapması sebebiyle Vâdiî nisbesiyle<br />

de anıldı. Rivâyetleri İbn-i Mâce'nin Es-Sünen'i dışında Kütüb-i Sitte'de yer aldı. Sıffîn<br />

muhârebesinde hazret-i Ali'nin yanında idi.<br />

Amr bin Şurahbil, zamânının âlimleri tarafından medhedildi. Âlimler ondan daha fazîletli kişi<br />

görmediklerini söylemişlerdir. O, Allahü teâlânın korkusundan; "Keşke annem beni<br />

doğurmasaydı." der ve çok ağlardı. Çok cömert olup, dünyâ malına değer vermezdi. Çok<br />

namaz kıldığı için dizleri nasır bağlamıştı. Câhiliyye âdet ve geleneklerinden uzak durur,<br />

bilhassa Eshâb-ı kirâmın yaşayış ve davranışlarına uymaya çalışırdı. Vefâtı, Abdullah bin<br />

Ziyâd'ın vâliliği döneminde olmuştu.<br />

1) Tabakât-ı İbn-i Sa'd; c.3, s.263-264<br />

2) Hilyet-ül-Evliyâ; c.4, s.141-146<br />

3) A'lâm-ün-Nübelâ; c.4, s.135-136<br />

4) Tehzîb-üt-Tehzîb; c.8, s.147<br />

AMR BİN UTBE;<br />

Tâbiîn devrinin mücâhid velîlerinden. İsmi, Amr bin Utbe bin Ferkad es-Sülemî'dir. Kûfe'de<br />

doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 643 (H.22) senesi Mâseyzân denilen yerdeki<br />

muhârebede şehîd düştü. Şehîd olduğu yere sırtındaki beyaz elbise ile defnedildi.<br />

Amr bin Utbe'nin babası daha önce Kûfe'ye yerleşen sevilip sayılan kimselerdendi. Hazret-i<br />

Ömer devrinde bir çok seferlere katılmış, Tekrit, Şehrizor ve Samgan gibi bâzı şehirlerin<br />

fethinde kumandan olarak vazîfe almış, Âzerbaycan ve Musul vâliliğinde bulunmuştu. Amr<br />

bin Utbe, varlıklı bir âile içinde doğup büyüdü. İlim ve edeb öğrendi. Abdullah bin Mes'ûd<br />

hazretleri ve Sübeyât-ül-Eslem'den hadîs öğrendi. Şa'bî ve başka muhaddisler ondan hadîs<br />

rivâyetinde bulundular. Amr bin Utbe, dostluk için hizmeti şart koşar, arkadaşlarının her türlü<br />

hizmetini görür, hayvanlarını otlatıp, tımar ederdi. Şüpheli olmak korkusu ile mubah şeylerin<br />

çoğundan sakınır dünyâdan ve dünyâlık olan şeylerden uzak durur, zühd hayâtı yaşardı.<br />

Devamlı gazâlara katılır, cenâb-ı Hak'tan şehîdlik rütbesi isterdi. O; "Rabbimden üç şey<br />

istedim. Birincisi dünyâya rağbet etmeyeyim. Dünyâlıktan elde ettiğime de elde<br />

edemediğime de önem vermeyeyim. İkincisi, Allahü teâlâ çok namaz kılmayı nasîb etsin.<br />

Üçüncüsü, şehîdlik rütbesine kavuşayım. Allahü teâlâ bana ilk iki isteğimi nasip etti.<br />

Üçüncüsünü bekliyorum. İnşâallah ona da kavuşurum." demiş ve her üçüne de kavuşmuştur.<br />

Amr bin Utbe, bir gün dört bin dirhem vererek çok soylu bir at satın aldı. Tanıdıkları; "Bu ata<br />

bu kadar para verilir mi?" dediler. Bunun üzerine onlara; "Bu atın, Allahü teâlânın yolunda<br />

attığı her bir adım, benim gözümde dört bin dirhemden daha kıymetlidir." cevâbını verdi.<br />

Amr bin Utbe hazretleri geceleri çok namaz kılardı. Kız kardeşi anlatır: "O bir gece namaza<br />

durdu. Mü'min sûresinin başından okumaya başladı. Sûrenin on sekizinci âyet-i kerîmesine<br />

gelince, meâlen; "(Ey Resûlüm, müşrikleri gelmesi yakın) kıyâmet günü ile korkut. O<br />

vakit kalpler hüzünle dolu olarak gırtlaklara çıkmış yutkunur dururlar. Zâlimlerin ne<br />

dostu ne de dinlenecek şefâatçisi vardır." Okumaya devâm edemedi. Daha sonra sabaha<br />

kadar bu âyet-i kerîmeyi tekrar etti.<br />

Bâzı geceler atına biner kabristana gider: "Ey kabirdekiler! Amel defterleri dürüldü. Yapılan<br />

işler Allahü teâlâya arzedildi." diye seslenir, sabaha kadar gözyaşı döker daha sonra sabah

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!