22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

talebelerine anlatırdı. Şu hadîs-i şerîfi sık sık tekrarlardı:<br />

"Eshâbıma söğmeyiniz. Kim Eshâbıma söğerse, Allahü teâlânın lâneti onun üzerine<br />

olsun."<br />

Oruçla ilgili olarak da şu hadîs-i şerîfi rivâyet ettiler:<br />

"Hilâli görünce oruca başlayınız. Hilâli görünce bayram yapınız. Eğer hava bulutlu<br />

olur da hilâli göremezseniz, otuza tamamlayınız."<br />

ELİNİ KESMEZSEK HELÂK OLURSUN!<br />

Amr bin Dînâr hazretleri şöyle anlatır: "Önceki ümmetlerden birisi bir deniz sâhiline gitti. Orada yüksek sesle<br />

bağıran birisini gördü. Şöyle diyordu: "Beni gören kimse bir başkasına aslâ zulmetmeyecek!" Gelen kişi yanına<br />

yaklaşarak; "Ey Allah'ın kulu! Senin bu sözün nedir, ne demek istersin?" diye sordu. O da ona şöyle cevap<br />

verdi: "Ben bir zamanlar emniyet mensubu idim. Bir gün bu deniz sâhiline geldim. Şurada balık avlayan birini<br />

gördüm. Avladığı balığı bana hîbe etmesini söyledim, fakat râzı olmadı. Daha sonra satmasını istedim. Yine<br />

kabûl etmedi. Canım sıkıldı. Kızdım, kırbacımla başına vurmaya başladım ve o balığı zorla aldım. Elimde<br />

sallayarak geri dönmek için yola koyuldum.<br />

Eve yaklaştığım bir sırada balık parmağımı kaptı. Parmağımı kurtarmak için yere atmak istedim, fakat<br />

bırakmadı. Hemen acele eve girip içeridekilerden yardım istedim. Onlar da uzunca bir zaman uğraştılar.<br />

Netîcede zorlukla parmağımı kurtardık. Lakin parmak şişti, kabardı. Balığın dişlerinin izleri göz göz açıldı.<br />

Bunun üzerine iyi bir tabibe gittim. Parmağımı görünce; "Bu kangren olmuş, eğer kesilmezse, helâk olursun."<br />

dedi. Sonra da kesti. Bu defâ hastalık elime sıçradı. Yine o tabîbe koştum. Bana; "Eğer elini kesmezsek helâk<br />

olursun." dedi.Rızâm üzerine eli de kesti. Bu defâ hastalık koluma geçmişti. Yine tabîbe koştum. Hastalığın kola<br />

yayılmış olduğunu söyleyip kolumu da kesti. Hastalık bu defâ pazuma çıkmıştı. Korku ve şaşkınlıkla evimden<br />

çıktım. Deli gibi koşuyor ve hayvanlar gibi bağırıyordum. Oralarda büyük bir ağacın gölgesine sığındım. Dalları<br />

arasında uyudum kaldım. Rüyâmda birisinin benim yanıma geldiğini gördüm. Bana; "Senin uzuvların kaç kere<br />

kesildi ve parça parça atıldı. Hakkını sâhibine götür ver. O zaman kurtulursun." dedi.<br />

Uyandığımda aklım başıma geldi. Hak sâhibini hatırladım. Bu bana Allahü teâlâdan gelen bir cezâ idi. Hemen<br />

deniz kenarına gittim. Balık avcısını buldum. Ağını denize atmıştı. Onu çekinceye kadar bekledim. Çok balıklar<br />

çıkardı. O zaman balıkçıya seslenip; "Efendim ben senin kölenim!" dedim. Bana dönüp; "Sen kimsin?" dedi.<br />

Ben de; "Efendim falan zaman sizi dövüp zorla balığınızı gasbeden kimseyim." dedim. Sonra ona kolumu<br />

gösterdim. Onu görünce böyle belâdan Allahü teâlâya sığındı. "Sen şimdi serbestsin gidebilirsin." dedi.<br />

Ayrılmak istedim. Bana; "Dur. Bu benden sana adâlet olmaz. Çünkü bir balık için sana bedduâda<br />

bulunmuştum." dedi. Beni elimden tutup evine götürdü. Oğlunu çağırdı. Bir yer gösterip; "Şurasını kaz." dedi.<br />

Oğlu orasını kazdı. İçinde otuz bin dirhem olan bir kese çıkardı. Balıkçı oğluna emredip içinden benim için on<br />

bin dirhem saymasını söyledi ve bana; "Bunlarla ihtiyâcını gider." dedi. Sonra yine bir on bin dirhem daha verip;<br />

"Bunları da komşularına ve akrabâna dağıt!" dedi. Ben ayrılmak istediğimde ona; "Allah için bana söyle nasıl<br />

bedduâ ettin?" dedim. O da bana şöyle dedi: "Sen bana vurup balığı aldığında semâya baktım ve ağladım. Sonra<br />

da yâ Rabbî! Onu da beni de sen yarattın. Onu kuvvetli, beni zayıf kıldın. Sonra onu bana musallat eyledin.<br />

Onun zulmünü benden geri çevirmedin. Beni de onun zulmüne mâni olmaya kuvvetli kılmadın. Kudretin hakkı<br />

için onu âleme ibret olacak hâle koy! dedim." Bunun üzerine verdiklerini alıp oradan ayrıldım.<br />

1) Tabakât-ı İbn-i Sa'd; c.5, s.479<br />

2) Tehzîb-üt-Tehzîb; c.8, s.30<br />

3) Tezkîretü'l-Huffâz; c.1, s.113<br />

4) Hilyet-ül-Evliyâ; c.3, s.347<br />

5) Ravd-ur-Reyyâhîn; s.169<br />

6) El-A'lâm; c.5, s.77<br />

AMR BİN KAYS EL-MÜLÂÎ;<br />

Sekizinci asırda Kûfe'de yetişen hadîs âlimi ve büyük velî. İsmi Amr bin Kays, künyesi Ebû

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!