22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

talebelerin dünyâya meyilleri azalıyor, âhirete yöneliyorlardı.<br />

Şeyh Seyyidüddîn, aradığı mürşidi, yol göstericiyi bulmanın heyecanıyla dergâha koştu ve bu<br />

zâta candan bağlandı. Bu bağlılık ve muhabbeti sebebiyle kısa zamanda yüksek derecelere<br />

kavuştu. Habîb-i Karamânî hazretlerinin baş halîfesi oldu, sonra Seydî Halîfe ünvânıyla<br />

anıldı.<br />

Seydî Halîfe, hocasının vefâtından sonra onun yerine geçip, insanlara hak ve hakîkati anlattı.<br />

Allahü teâlânın dîninin emirlerini öğretip, yasaklarından sakındırmakla meşgûl oldu.<br />

Devamlı olarak haram ve şüphelilerden kaçınırdı. Hattâ nefsin istemediği şeyleri yaparak onu<br />

terbiye etmeye çalışırdı. Geceleri devamlı olarak ibâdet etmekle, namaz kılmakla ve<br />

gündüzleri oruç tutmakla meşgûl olurdu.<br />

Kerâmetler sâhibi olan Seydî Halîfe'nin vefâtı ânında yanında bulunan, güvenilir bir kimse<br />

anlatır: "Rûhu bedenden ayrılmak üzere iken, Cennet-i âlâda kendi yüksek makâmını görüp,<br />

bir an evvel kavuşmak aşkı fazlalaştı. Allahü teâlâya; "Rûhumu hemen kabz edip,<br />

geciktirmeden beni o yüce makâmına ulaştır." diye duâda bulundu. Seydî Halîfe'ye<br />

gördüklerini sorduğunda; "Cennet-i âlâda hûrîler ve gılmânlar bana makâmımı gösterip,<br />

Allahü teâlânın benim için hazırladıklarına dâvet ettiler. Onun için o tarafa yöneldim." diye<br />

buyurdu ve rûhunu teslim etti.<br />

Seydî Halîfe, Amasya'da Mehmed Paşa imâretinin avlusunda, hocası Şeyh Habîb-i<br />

Karamânî'nin kabri yanına defnedildi.<br />

1) Şakâyık-ı Nu'mâniyye Tercümesi (Mecdî Efendi); s.433<br />

2) SicilliOsmânî; c.3, s.121<br />

3) Amasya Târihi; c.1, s.243<br />

A'MEŞ (Süleymân bin Mihrân);<br />

Tâbiîn devrinin büyük hadîs, kırâat, fıkıh imâmlarından ve velî. İsmi, Süleymân olup,<br />

babasının ismi Mihrân'dır. Mahlası El-Kâhilî, El-Esedî, El-Kûfî, künyesi Ebû<br />

Muhammed'dir. Babası, Demâvendli iken, Kûfe'ye hicret edip, orada yerleşti. A'meş 680<br />

(H.61) senesinde başka bir rivâyette, hazret-i Hüseyin'in şehîd olduğu gün Kûfe'de doğdu.<br />

Gözlerinden çok yaş aktığından ve görme hassasının çok zayıf olmasından dolayı A'meş<br />

lakabı ile meşhûr oldu. Benî Esed'den Kâhiloğullarının âzâdlı kölesi idi.<br />

Hazret-i A'meş, hadîs ilminde hâfız (yüz bin hadîs-i şerîfi râvileri ile birlikte ezberlemişti),<br />

sikâ, güvenilir, sağlam bir zât olup, ilmi ve fazîleti çok yüksekti. İlminin çokluğu sebebiyle<br />

kendisine "Allâmet-ül-İslâm"; Sıdkı, doğruluğu dolayısıyla da "Mushaf" denilmiştir.<br />

Zamânında, Kûfe'de Allahü teâlânın kitâbını onun kadar iyi okuyan, onun kadar güzel söz<br />

söyleyen, onun kadar anlayışlı, sorulan her suâle onun kadar süratle cevap veren biri yoktu.<br />

Onun nazarında herkes eşit idi. Sohbetlerinde zenginler, fakirler, hattâ sultânlar aynı safta<br />

bulunurlardı. Zengin, fakir herkes, huzûrunda emirlerini bekleyip arzûlarını yerine getirmek<br />

için can atarlardı. Bununla berâber, çoğu zaman bir dilim ekmeği bile bulunmazdı. Yediği<br />

lokmanın helâldan olmasına çok dikkat eder, şüpheli şeylerden kaçınan zâhid bir zât idi. Hep<br />

ölümü düşünür, ona hazırlıklı olmak için çalışırdı. Uykudan uyandığı zaman, su bulup abdest<br />

alması gecikecek olursa derhal teyemmüm ederdi. Su ile abdest alıncaya kadar geçecek olan<br />

az bir zamânı böylece abdestli geçirmiş olurdu. Bu hâlini görenlere; "Ben abdestsiz ölmekden<br />

korkuyorum. Çünkü ölümün ne zaman geleceği belli değildir." buyururdu.<br />

A'meş hazretleri kırâat imâmlarından, hadîs ilminde çok yükselmiş olanlardan ve Kûfe'de<br />

bulunan fıkıh âlimlerindendi. Çok ibâdet ederdi. Yetmiş seneye yakın bir zaman, bütün

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!