22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Eski Çat müftüsü Hâlis Hoca, Efe hazretlerinin yanına ilk defâ geliyordu. Bir ara Efe<br />

hazretleri şerbet içerlerken; "Eğer Efe içtiği şerbetin yarısını bana verirse, yanında<br />

kalacağım." diye içinden geçirdi. Bu sırada Efe hazretleri de bardağı yarılamıştı. Durdu ve;<br />

"Yarısı oldu mu?" diye sorduktan sonra bardağı kendisine uzattı. Hâlis Hoca bundan sonra 15<br />

yıl devâmlı Efe hazretlerinin yanına gidip geldi.<br />

Efe hazretleri bir defâ hacdan dönüşte yolu İstanbul'a uğradı. Yakınlarından birisine de<br />

Erzurum'a birinci mevkîden bilet almasını tenbih etti. Bileti alacak kimse unutup<br />

gecikti.Trenin hareketine az bir zaman kala istasyona gelen yakını birinci mevkiin tamâmen<br />

dolu olduğunu öğrenince büyük bir üzüntüye düştü. Sonra birinci mevkî vagonuna binerek<br />

dolaşmaya başladı. Kompartımanın birisinde iki kişi oturuyordu. Onlara; "Siz iki kişisiniz,<br />

muhterem ve yaşlı bir zât da Erzurum'a gidecek. O da yanınıza oturabilir mi?" diye sordu.<br />

"Kim o?" dediklerinde; "Alvarlı Hoca, Muhammed Lütfi hazretleri." cevâbını verince,<br />

onlardan; "Zâten biz bu yeri ona ayırdık, onu bekliyoruz." cevâbını aldı.<br />

Mübârek Ramazan Bayramı, Erzurum mes'ûd ve bahtiyar günlerinden birini yaşamaktadır.<br />

Herkes birbirinin bayramını tebrik etmekte, hastalar ziyâret edilmekte, çocuklar<br />

sevindirilmektedir. Efe hazretlerinin dergâhının önü de sanki ana baba günü. Elini öpüp,<br />

hayır duâsını almak isteyenler yarış hâlindeler. Bu sırada Efe hazretlerinin, bayramını tebrik<br />

edenlere karşı söylediği sözler yıllar yılı herkesin dilinde tatlı bir nağme gibi söylene geldi.<br />

Mevlâ bizi affede<br />

Bayram o bayram olur<br />

Cürm ü hatâlar gide<br />

Gör ne güzel ıyd olur.<br />

BU LOKMA SENİNDİR<br />

Efe hazretleri Erzurum'da talebelerinin birinin evinde, sohbet sonunda duâ ediyordu. Öylesine cânu<br />

gönülden bir istek ve arzu ile yakarışı var idi ki, etrafındakiler sanki Allahü teâlâyı görür gibi duâ<br />

ettiğini zannediyorlardı. Yürekler yerinden fırlayacak gibi çarpmada, gönüller arşa açılmada idi.<br />

Duânın bitimi ile ortalığı sessiz bir sükût kapladı. Ev sâhibi fırsattan istifâde, hazırlattığı tatlıları<br />

getirdi. Bu sırada evin çocuğu, kapının arkasında; "Efe'ye büyük zât diyorlar, güyâ böyleleri kerâmet<br />

de gösterirmiş, eğer aslı varsa tabakta ilk lokmayı bana uzatsın da göreyim onun kerâmetini? Yoksa<br />

beni inandıramaz." diye düşünüyordu.<br />

Bu sırada lokmayı alan Efe, ağzına götürecek yerde birdenbire;<br />

"Kapı arkasındaki genç! Buraya gelir misin?" diye seslendi. İkinci defâ tatlı bir sesle tekrar;<br />

"Buraya gel, bu lokma senindir, başkası alamaz!" buyurdu.<br />

Utanarak yanına gelen gence Bismillah diyerek ilk lokmayı verdi.<br />

1) Alvarlı Efe hazretleri (Ahmed Ersöz; İzmir 1991)<br />

AMASYALI SEYDÎ HALÎFE;<br />

Anadolu'da yetişen meşhûr velîlerden. İsmi, Şeyh Seyyidüddîn Ali el-Halvetî'dir. Amasyalı<br />

olup, doğum târihi bilinmemektedir. 1533 (H.940) senesinde Amasya'da vefât etti.<br />

Küçük yaşta ilim tahsîline başladı. Din ve fen bilgilerinde mütehassıs oldu. Mânevî feyzlere<br />

kavuşmak arzusu ile yanıp tutuşuyordu. Tam bu sırada evliyânın ve Halvetî tarîkatının<br />

büyüklerinden Şeyh Habîb-i Karamânî hazretleri Amasya'ya gelmiş ve halkı irşâda,<br />

yetiştirmeğe başlamıştı. Her taraftan talebeler huzûruna koşuyordu. Bereketli sohbetleriyle

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!