22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

edeb öğrendi. Bunların her biri âlim, kâmil oldu." Oğlu Muhammed Ebü'l-Feth ve<br />

Muhammed Ebü'l-Vefâ da bu âlimlerden idi. Ömer Hamevî Eskaf el-Akîbî de ondan ilim<br />

öğrendi.<br />

Alvân Hamevî ölüm hastalığına tutulmazdan önce vefât edeceğini, sonra talebeleri ile bir<br />

kısım insanların yapacakları işleri haber verdi. Zamânı gelince dediği ortaya çıktı. Vefâtından<br />

az önce de teyemmüm etti. Sonra namaza başladı. Fâtiha-i şerîfeyi okurken;<br />

"İyyâkena'büdü ve iyyâke-nesteîn" âyet-i kerîmesini okurken vefât etti. Vefâtı Şam'da<br />

duyulunca, Emevî Câmii hatîbi hutbede onun fazîletlerini söyledi.Herkes ağladı.<br />

Alvân Hamevî, çok eser yazdı. Bunlardan bâzıları şunlardır: 1) Üss-ül-Mekâsıd fî<br />

Ta'zîm-il-Mesâcid, 2) El-Emr-üd-Dirâsi fil-Ahkâm-i-Müte'allikâti bil Medâris, 3)<br />

Bedî-ul-Me'ânî fî Şerhi Akîdet-iş-Şeybânî, 4) Tuhfet-ül-İhvân fî Mesâil-il-Îmân, 5)<br />

Tuhfet-ül-İhvân min-es-Sûfiyyeti bil-Keşf, 6) Tuhfet-ül-Habîb, 7) Takrîb-ül-Fevâid ve<br />

Teshîl-ül-Mekâsıd.<br />

1) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.7, s.150<br />

2) Şezerât-üz-Zeheb; c.8, s.217<br />

3) Esmâ-ül-Müellifîn; c.1, s.742<br />

4) El-Kevâkıb-üs-Sâire; c.2, s.206<br />

5) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.2, s.191<br />

6) Keşf-üz-Zünûn; c.1, s.266,616,997, c.2, s.1142, 1234, 1596, 1968<br />

7) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.13, s.286<br />

8) Brockelman; Gal.2, s.333<br />

9) Nesemât-ül-Eshâr<br />

ALVARLI MUHAMMED LÜTFİ (Efe);<br />

Nakşibendî büyüklerinden. 1868 (H.1285) târihinde Erzurum'un Hasankale ilçesine bağlı<br />

Kındığı köyünde doğdu. Babası Hâce Hüseyin Efendi, annesi, Seyyide Hadîce Hanımdır. İlk<br />

tahsîlini babasından aldı. Sonra Erzurum'daki tanınmış bâzı âlimlerin derslerine devâm etti.<br />

1890 yılında Hasankale'nin Sivaslı Câmiine imâm oldu. Aynı yıl babasıyla Bitlis'e giderek<br />

Muhammed Küfrevî hazretlerine talebe oldu. Bâtınî ilimlerde ilerledi. Her gün iki saat<br />

hocasının sohbetinde bulunurdu.<br />

Efe hazretleri anlatır: Bir gün sohbetten sonra hazret-i Pir dışarıya çıkmışlardı. Ben de<br />

kendimde olmaksızın kapıya yöneldim. Odadan dışarı çıktığımda hazret-i Pir'i bir kolunda<br />

büyük oğlu Şeyh Abdülhâdî, diğer kolunda Şeyh Abdülbâkî hazretleri olduğu halde sofada<br />

ayakta bekler gördüm. Elleriyle yaklaşmamı emrettiler. Yanına vardığımda mübârek ellerini<br />

şakaklarıma koyup öyle bir nazar ettiler ki, başımArşa değdi sandım."<br />

Muhammed Lütfi Efendi, bu nazarla bilinmeyen, anlaşılmayan derecelere kavuştu. Ertesi<br />

sabah Pîr-i Küfrevî hazretleri kendisini halîfe seçtiğini ve halkı irşâda memur ettiğini bildirdi.<br />

Böylece icâzetini (diploma) aldıktan sonra bir müddet daha Sivaslı Câmiinde göreve devâm<br />

etti.<br />

Sonra tâyini Erzurum'un Dinarkom köyüne çıktı. Burada iken 1916'da Rusların doğuda Van,<br />

Muş ve Bitlis'i ele geçirmeleri üzerine Erzurum'a geldi. Rus istilâsının devâm etmesi ile<br />

Tercan'ın Yavi Köyüne gitti. Burada bir taraftan imâmlık yaparken diğer taraftan gönlüne<br />

girdiği herkesi Rus zâlimlerine karşı silahlandırdı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!