22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

doldurmaya devâm etti. Başkalarının hac dönüşü günlerce dinlendiği, boş durduğu gibi<br />

yapmadı. "Vakit, keskin bir kılıçtır." buyururdu. Hacdan döndükten sonra, ağlaması ve hüznü<br />

daha da fazlalaştı. Vefâtına kadar hep bu hâl üzere yaşadı."<br />

Berhami denilen bâzı kimseler, ateş yemek, ateşe girmek, dil üzerinde kılıç gezdirmek gibi<br />

işler yaparlardı. Bunlar Ali bin Şihâb'ın beldesine gelince, o bunlara mâni olup; "Yaptığınız<br />

bu işlerin dînimizdeki yerini gösterin ve Hocam İbrâhim ed-Düsûkî'den böyle bir haber<br />

söyleyin." dedi. Onlar cevap veremediler. O gece Berhamiler, rüyâda İbrâhim ed-Düsûkî'yi<br />

gördüler. Onlara; "Hepiniz Ali bin Şihâb'ın sözünü dinleyiniz. Ben, dört büyük halîfe olan<br />

Hulefâ-i râşidînin ve müctehid imâmların çizdiği hidâyet yoluna aykırı her işe karşıyım."<br />

dedi. Sabah olunca, hepsi yaptıklarına pişmân oldular ve tövbe ettiler. Ali bin Şihâb da<br />

onlara; "Eğer hocam İbrâhim ed-Düsûkî'nin bu işte rızâsı olduğunu bilseydim, sizden önce<br />

ben yapardım." dedi.<br />

Ali bin Şihâb, bir yere oturup, oyun ve boş şeylerle vakit geçiren köylüleri görünce;<br />

"Yavrularım, ömür çok kısadır. Oyun ve eğlence zamanı değildir. Yakında<br />

yaptıklarınıza pişman olursunuz." diye nasîhat ederdi.<br />

Ali bin Şihâb, seyyid idi. Resûlullah efendimizin soyundan olduğunu açıklamazdı ve;<br />

"Neseble öğünmek doğru değildir. Kişi, iyi amel sâhibi olmalıdır.Önceleri bir köle olan<br />

Selmân-ı Fârisî ve Bilâl-i Habeşî (r.anhümâ) Resûlullah'ın emrine girince, O'nun sohbetinde<br />

şanları ne kadar üstün oldu." buyurdu.<br />

Ali bin Şihâb vefâtı yaklaştığında Abdülazîz ed-Dîrînî'nin Tehâret-ül-Kulûb kitabında yazılı<br />

zâtların vefât ediş hâllerinin okunmasını istedi. Bir müddet dinledikten sonra derin ve<br />

hüzünlü nefes aldı ve; "Onlar, kâfileler hâlinde atlarla geçip gittiler. Biz ise, topal bir merkep<br />

ile onları tâkibe çalışıyoruz." buyurdu.<br />

Bir aralık dilinde bâzı kabarcıklar çıktı. Ev halkından birisinin; "Vallahi bu dil bu hâle<br />

gelmemeli idi. Zîrâ o, geceler boyu Kur'ân-ı kerîm okudu, hatim indirdi." dediğini duyunca;<br />

"Onun sözlerini duymamış olayım. Eğer o, hesab verme husûsunda benim bildiğimi bilseydi,<br />

öyle söylemezdi." buyurdu." Vefâtından az önce; "Kabrimi belli etmek için bir nişan<br />

koymayınız. Beni, şu kubbeli yerin arkasına defnediniz." diye vasiyette bulundu. Ali bin<br />

Şihâb 1486 (H.891) senesinde vefât etti.<br />

Ali bin Şihâb; "Helâl lokma ile beslenen bedeni toprak çürütmez." buyururdu. Onun bu<br />

sözüne bâzıları îtirâz edip, bu durumun Peygamberlere ve şehîdlere mahsus olduğunu<br />

söylediler. Vefâtından yirmi bir sene sonra Ali bin Şihâb'ın söylediği söze yine îtirâz edenler<br />

oldu. Sözünün doğru olup olmadığını anlamak için, gidip kabrini açtılar. Onu, ilk gün<br />

koydukları gibi bembeyaz bir kefen içinde buldular. İnkârcılar tövbe ve istiğfâr edip, Allahü<br />

teâlâdan af dilediler."<br />

Ali el-Iyâşî, Ebü'l-Abbâs'ın talebelerinden idi. Bir gece Ali bin Şihâb'ın dergâhında geceledi.<br />

O gece Ali bin Şihâb'ı, kabrinde Kur'ân-ı kerîm okurken gördü. Meryem sûresinden başlayıp,<br />

Rahmân sûresine kadar okudu. Sabah, tan yeri ağarırken okumayı bıraktı. Ali el-Iyâşî,<br />

durumu orada bulunanlara anlattı. Onlar da; "Evet! O, Ali bin Şihâb'dır." dediler.<br />

Ali bin Şihâb buyururdu ki: "Ben, birinin çok ibâdetine değil, Allahü teâlâdan<br />

korkusunun çokluğuna ve bir de nefsi ile olan mücâdelede onu hesâba çekişine<br />

bakarım."<br />

HESÂBINI TUTTU<br />

Muhammed bin Abdürrahmân, bir bahar mevsiminde Ali bin Şihâb'ın bulunduğu bölgeye gelip<br />

zirâatle meşgûl oldu. Anbarlar yaptırdı ve oldukça fazla masraf yaptı. Oradan ayrılacağında, işini

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!