22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Yardımcı Bey hayatta kalmıştır.<br />

Abdullah Hasîb Efendi uzunca boylu, beyaz sakallı, nur yüzlü, çok yumuşak, hilim sâhibi bir<br />

kimse idi. Peygamber efendimize karşı büyük sevgisi olup, hutbelerinde Peygamber<br />

efendimizden bahsederken her "Efdâl-ül-beşer" deyişinde göz yaşlarını tutamazdı. Kendisi<br />

görünüşte yumuşak olmakla berâber dînî konularda sertti.<br />

Abdullah Hasîb Efendi zâhirî ve mânevî ilimlerde zamânının önde gelen simâlarındandı. Çok<br />

oruç tutardı. Râmûz el-Hadîs kitâbını uzun müddet Bâyezîd Câmii'nde, Çarşamba günleri<br />

öğleden sonra ders olarak okuttu.<br />

ŞEFÂAT YÂ RESÛLALLAH!<br />

Abdullah Hasîb Efendinin Peygamber efendimiz için söylediği şiirlerinden:<br />

Bana evvelce gösterdin senin ol gül cemâlini<br />

Kulağıma işittirdin dahi şirin mekâlini<br />

Sonunda perdeyi çektin esirgedin visâlini<br />

Hasîb'in maksâdı ancak teşerrüftür cemâlinle<br />

Senin dîdârına geldi şefâat yâ Resûlallah!<br />

Giderse Cennet'e ahbâbu yârânım<br />

Beni nâra sokarsa cürm ü isyânım<br />

Dökülür yaşlarım hâke, çıkar eflâke efgânım<br />

Hasîb'in başlıca arzûsu Cemâlullahı görmektir<br />

Sana yalvarmaya geldi şefâat yâ Resûlallah!<br />

1) Râmûz-ül-Ehâdîs Tercümesi önsözü<br />

ABDULLAH HAYDERÎ;<br />

Bağdâd'da yetişen büyük velîlerden. Ubeydullah Hayderî diye de bilinir. Büyük velî Mevlânâ<br />

Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin ilk hilâfet verdiği talebesidir. Doğum ve vefât târihleri kesin<br />

olarak bilinememektedir. Bağdâd'da doğdu ve orada vefât etti. On dokuzuncu yüzyılın ilk<br />

yarısında vefat ettiği tahmin edilmektedir.<br />

Küçük yaştan îtibâren aklî ve naklî ilimleri tahsîl eden Abdullah Hayderî büyük âlim oldu.<br />

Bütün ilimleri kendinde toplayıp, İslâmiyetin emir ve yasaklarıyla ilgili ince bilgileri elde<br />

etti. Fesâhat, belâgat ve edebiyât konularında önceki ve sonraki âlimlerin üstünü idi. Arapça,<br />

Farsça ve Türkçeye hâkim olup, "Zemahşerî" veya "Zamânın Harîrî'si" diye şöhret buldu.<br />

İlim ve edebiyâttaki bu yüksek derecesi sebebiyle Bağdâd'a Hanefî müftüsü olarak tâyin<br />

edildi. Senelerce müslümanların dînî sorularına cevap verip İslâmiyetin emir ve yasaklarını<br />

anlattı.<br />

Hindistan'a giderek Şah Gulâm-ı Ali Abdullah-ı Dehlevî hazretlerinin mânevî sofrasından<br />

feyz alıp, insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatarak onların dünyâ ve âhirette<br />

seâdete, kurtuluşa ermelerine vesîle olmak vazîfesiyle Bağdâd'a gelen Mevlânâ Hâlid-i<br />

Bağdâdî hazretleri sohbetlerine Abdullah-ı Hayderî'yi de kabûl etti. Abdullah-ı Hayderî<br />

yüksek ilmine rağmen Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin önünde diz çöktü. Kısa bir<br />

müddet içinde Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinden istifâde ederek tasavvuf yolunda<br />

ilerledi. Bağdâd müftülüğünden ayrılarak hocasının hizmetinden ve sohbetlerinden ayrılmadı.<br />

Mevlânâ Hâlid hazretleri ona:<br />

"Abdullah su kırbasını yüklen. Bağdâd sokaklarında ve pazarlarda "Sebîl" diyerek insanlara<br />

su dağıt." buyurdu.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!