22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

helâl ve temiz olanını yiyiniz." buyurmaktadır. Peygamber efendimiz ise; "İbâdet on<br />

cüzdür. Dokuzu helâlı taleb etmektir." Geriye kalan bütün ibâdetler bir cüzdür. Helâl<br />

yemeyen kimse, Allahü teâlâya itâat etme gücünü kendisinde bulamaz. Helâl yiyen kimse de,<br />

Allahü teâlâya isyânkâr olmaz. Helâl ve temiz yer, isrâf etmez.<br />

GİTMEYE HAZIRIZ<br />

Ali Râmitenî hazretleri ömrünün sonlarına doğru kalbine gelen ilâhî bir emirle Buhârâ'dan Harezm'e<br />

göçtü. Harezm'e geldiği zaman sur kapısında konakladı ve o yerin pâdişâhına iki talebesini gönderdi.<br />

Talebelerine; "Sultâna gidiniz. Fakir bir dokumacı, şehrinize gelmiştir. Müsâade ederseniz burada<br />

kalacak, izin vermezseniz tekrar geri gidecektir, deyiniz. Şâyet izin verirse, sultânın elinden mühürlü<br />

bir vesîka alınız." buyurdu. Talebeleri gidip sultâna durumu arz ettiler. Sultan böyle bir isteği ilk defa<br />

duyduğu için tuhaf karşıladı. Fakat gelen talebeleri de kırmayarak mühürlü bir vesîka verdi. Bu<br />

vesîkayı talebeler hocalarına getirdiler. Azîzân hazretleri şehrin kenarında bir semte yerleşti. Her gün<br />

işçilerin toplandığı pazara gidip, içlerinden birkaç kişiyi alırdı. Onlara günlük yevmiyelerini<br />

sorduktan sonra; "Şimdi abdestlerinizi alıp, ikindi namazına kadar sohbetimize katılınız. İkindiden<br />

sonra da ücretlerinizi alıp evlerinize dönünüz." buyururdu. İşçiler, çalışmadan oturmak sûretiyle,<br />

ibâdetlerini de yaparak hiç işitmedikleri şeyleri öğreniyorlar, akşama doğru ise ücretlerini almayı<br />

ganîmet biliyorlardı. Ali Râmitenî'nin sohbetine bir defâ katılan kimse, sohbetin lezzetine doyamayıp,<br />

bir daha Azîzân hazretlerinden ayrılamıyordu. Bu durum, bütün şehre yayıldı. Herkes Ali<br />

Râmitenî'nin talebesi olmak, câna can katan sözlerini işitmekle şereflenmek için kapısına koştular.<br />

Her gün evi dolup dolup boşaldı, duâsını almak için herkes birbiriyle yarıştı. Nihâyet bâzıları, durumu<br />

sultâna şöyle anlattılar: "Şehirde bir hoca türedi, herkes akın akın ona koşuyor. Onun yolunda<br />

yürüyor, bir dediği iki edilmiyor. Bir arzusunu, emirmiş gibi yapmak için yarış ediyorlar. Bu gidişle<br />

şehirdekiler, onu başlarına sultan seçerler de saltanatınızdan olursunuz. Şimdiden çâresine<br />

bakmazsanız, sonu iyi olmaz. Yine de siz bilirsiniz..." Sultan, Ali Râmitenî'nin şehirden çıkması için<br />

bir ferman yazdırıp adamlarıyla gönderdi. O da gelen adamlara; "Biz, koynumuzda şehre<br />

girebileceğimize ve orada yerleşeceğimize dâir altı imzâlanmış, mühürlenmiş bir ferman taşıyoruz.<br />

Sultan, eğer kendi imzâsını, mührünü ve müsâdelerini inkâr ediyorsa, biz çıkıp gitmeye râzıyız."<br />

cevâbını verdi. Bu cevâbı sultâna bildirdiler. Sultan, verdiği müsâdeyi geri almak küçüklüğüne<br />

düşmedi. Ayrıca Ali Râmitenî hazretlerini ziyâret edip sohbetine katıldı. Onun sohbetindeki lezzeti,<br />

nasîhatlerindeki inceliği iyi anlıyan sultan, onun en önde gelen talebelerinden oldu.<br />

KEMÂLE GELMEK İÇİN<br />

Ali Râmitenî ki, büyük bir evliyâdır,<br />

Her bir nasîhatinde, rabbânî tesir vardır.<br />

Buyurdu ki: "Bu yolda, kemâle gelmek için,<br />

Çok gayret göstermesi, lâzım gelir kişinin.<br />

Yapsa da senelerce, mücâhede, riyâzet,<br />

Yine de zor erişir, maksadına o gâyet.<br />

Lâkin bir yol vardır ki, riyâzetten ayrıca,<br />

İnsanı maksûduna, kavuşturur kolayca.<br />

Bu da, "Bir evliyânın, kalbinde yer almaktır,<br />

Ve bir gönül ehlinin, gönlünü kazanmaktır."<br />

Zîrâ cenâb-ı Allah, çok sever bu kulları,<br />

Onların hürmetine, açar çok kapıları.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!