22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Mahmûd Ağa; "Dönelim dönelim!" diye seslenince, hep birlikte geri döndüler.<br />

Ali Ömerî hazretleri bir gün talebeleriyle deniz kenarına gitmişlerdi. Talebelerin içinden<br />

birisi susadı. Fakat bu ihtiyâcını söyleyemedi. Şeyh Ömerî hazretleri avucuyla denizden su<br />

alıp susayan talebesine uzatıp; "İç!" buyurdu. O talebe o sudan içti. Suyun tuzluluğundan eser<br />

kalmamış tatlı bir menba suyu oluvermişti. Bu, Şeyh Ali Ömerî hazretlerinin açık bir<br />

kerâmeti idi.<br />

Lazkiye'de, Genç Ağa isminde îtibâr ve imkân sâhibi birisi vardı. Şeyh Ali Ömerî<br />

hazretlerine hürmet eder, duâsını almaya çalışırdı. Bunun çok azgın bir atı olup, kimse<br />

üzerine binmeye cesâret edemezdi. Hatta seyis bile korkusundan ata uzaktan yem ve su<br />

verirdi. Bir gün Şeyh Ali Ömerî hazretleri buraya geldi ve;<br />

"Bugün senin âsî, huysuz atına binmem îcab etti." buyurdu. Genç Ağa buna şaştı ve;<br />

"Efendim burada dilediğiniz kadar binilecek at var. Onlardan birini seçiniz. Zîrâ binmek<br />

istediğiniz bu huysuz hayvanın yanına bile yaklaşmak imkânsız." dedi. Şeyh Ali Ömerî<br />

hazretleri bu hayvana binmekte ısrâr etti. Bunun üzerine Genç Ağa seyise emredip huysuz<br />

hayvanı dışarı bırakmasını istedi. Seyis, denileni yaptı. Hayvan dışarı çıktı. Şeyh Ali Ömerî<br />

hazretleri, hayvana yaklaşıp eliyle başına vurdu. Hayvanın aksiliği geçip uysallaştı ve başını<br />

eğdi. Daha sonra Ali Ömerî hazretleri besmele ile ona bindi ve doğruca Şeyh Muhammed<br />

Mağribî Câmii tarafına gitti. Burası, merdivenlerle çıkılan yaklaşık yetmiş basamak idi. Şeyh<br />

hazretleri buraya geldi. Başka yoldan da çıkma imkânı olmadığını anlayınca, üzerinde olduğu<br />

hâlde atı bu merdivenlere sürdü. Çok geçmeden at basamak basamak tırmanmış ve tepesine<br />

çıkmıştı. Oradakiler buna hayretle baktılar. Ali Ömerî hazretleri attan indi. Ata ve kendine<br />

hiçbir şey olmamıştı. Ondan başka bu şekilde çıkan hiç işitilmedi.<br />

El-Hac İbrâhim Haddâd anlatır: Ticâret için Beyrut'a gitmiştim. Dönüşte Trablusşam tarafına<br />

gidecek gemiye bindim. Vapurda Ali Ömerî hazretleri de vardı. Uğurlayanları çok olduğu<br />

için vedâ etmek üzere vapurdan indi. Uğurlayanlar içinde Beyrut'un eşrâfından kimseler de<br />

vardı. O anda içime bir takım düşünceler geldi ve ona îtirâz olarak;<br />

"Onun bu hâli şöhretten başka bir şey değil. Hâlbuki bu hâl evliyâ hâli olamaz ve evliyâ<br />

tanınmak, bilinmek istemez, kendini gizlemeye çalışır." diye içimden geçirdim. Bu<br />

düşüncelerim bir müddet devâm etti. Bu esnâda Ali Ömerî hazretlerinin insanlarla<br />

görüşmeyi, vedâyı bırakıp, bana doğru yöneldiğini gördüm. Yanıma geldiler ve;<br />

"Evlâdım! Allahü teâlâya tövbe et. Af dile yoksa seni edeplendirmemiz îcâb edecek!"<br />

buyurdu. Ben titremeye başladım, sonra; "Efendim tövbe ettim!" dedim ve ellerine sarılıp<br />

öptüm.<br />

Ali Ömerî hazretleri Beyrut'a geldiğinde, El-Hâc İbrâhim Tayyare'nin evinde misâfir kalırdı.<br />

Böyle bir zamanda Beyrut zenginlerinden hıristiyan birisinin tek oğlu hastalanmıştı.<br />

Doktorlar tedâvîden âciz kaldılar. Müslümanlardan birisi o zengine hasta oğlunu bir de<br />

Beyrut'a gelmiş bulunan Ali Ömerî hazretlerine göstermesini söyledi. Hıristiyan zengin buna<br />

sevinip derhâl El-Hac İbrâhim Efendinin evine gitti. Ali Ömerî hazretlerini görüp oğlunun<br />

hâlini bildirdi.Ali Ömerî hazretleri yanına ev sâhibini alıp, hıristiyanın hasta oğlunu görmeye<br />

gittiler. Çocuk hakîkaten şiddetli bir hummaya tutulmuştu. Ali Ömerî hazretleri ev sâhibine;<br />

"Bu hastalıktan oğlunuz ölmeyecek. Allahü teâlânın izniyle şifâya kavuşacaktır." buyurup,<br />

elini çocuğun göğsü üzerine koydu ve duâ etti. Sonra evden çıkıp çarşı tarafına gittiler.<br />

Çocuk kısa bir müddet sonra sıhhatine kavuştu.<br />

Bir gün Ali Ömerî hazretleri sevdikleriyle kır gezintisine çıkmışlardı. Yolda bağlı bir<br />

maymun gördüler. Ali Ömerî hazretleri yaklaşıp, asâsını ona doğru uzattı ve dokundu.<br />

Maymun derhal o asâyı eline alıp öptü ve başına koydu. Herkes buna şaştı. Oradakilerden<br />

birisi herhalde bu maymun terbiye görmüş deyip, Ali Ömerî hazretlerinin asâsını aldı aynen

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!