22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

El-Müâvenetü vel-Müâzerâtü lir-Râgıbîn.<br />

YAZDIKLARINIZI SUYA KOYUN<br />

Seyyid Abdullah, uzun boylu ve gür saçlı olup, güler yüzlüydü. Kendisine eziyet ve sıkıntı verenlere af ve sevgi<br />

ile muâmele ederdi. Sözü, sohbeti hoş idi. Bozuk ve kötü yolda bulunan bir kimse yanına geldiğinde onun iyi<br />

yola girmesi için bütün gücü ile çalışırdı. Çok kerâmetleri görüldü. Kerâmetlerini göstermekten çok çekinirdi.<br />

Bâzı talebeleri kerâmetleri hakkında risâleler yazmışlardı. Bu durumdan haberi olunca onları çağırıp;<br />

"Yazdığınız kâğıtları suya koyun. Yazıdan hiçbir eser kalmasın." buyurdu. Onlar da hocalarının dediğini<br />

yaptılar, sonra talebelerine; "Böyle şeyleri yazacağınıza dînî nasîhatler, îmân bilgileri, fıkıh bilgileri, fetvâ<br />

kitapları ve bunlar gibi faydalı kitaplarla meşgûl olmanız yazmanız daha uygun olur." buyurdu.<br />

1) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.6, s. 85<br />

2) Silk-üd-Dürer; c.3, s. 91<br />

3) Esmâ-ül-Müellifîn; c.1, s. 480<br />

4) Îzâh-ul-Meknûn; c.1, s. 4, 69<br />

5) Brockelmann; Sup-2, s. 386<br />

6) El-A'lâm; c.4, s. 104<br />

7) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.2, s. 128<br />

ABDULLAH HARRÂZ;<br />

Evliyânın büyüklerinden. İsmi Abdullah bin Muhammed, künyesi Ebû Muhammed'dir. Rey<br />

şehrinde doğup büyüdü. Doğum târihi bilinmemektedir. Hicrî 922 (H.310) târihinde vefât<br />

etti.<br />

Abdullah el-Harrâz Rey ve Bağdâd'da ilim tahsîl etti. Çok hadîs-i şerîf ezberledi. Mâlik bin<br />

Enes'den hadîs-i şerîf rivâyet etti. Kendisinden de Ebû Zür'a Ahmed bin Hanbel ve oğlu ile<br />

İmâm-ı Begavî ve Müslîm hadîs-i şerîf rivâyetinde bulundular. Abdullah el-Harrâz hazretleri<br />

evliyânın büyüklerinden Ebû İmrân Kebir'in sohbetlerinde mânevî olgunluğa kavuşup,<br />

kemâle geldi.Ebû Hafs Haddad ile görüştü. İlim ve irfanı ziyâdeleşti. Bâyezîd-i Bistâmî<br />

hazretlerinin talebeleri ona çok hürmet eder, büyük bilirlerdi. YıllarcaMekke-i mükerremede<br />

müsâfir olarak kaldı.<br />

Abdullah el-Harrâz harâm ve şüphelilerden çok sakınan bir zât idi. Kimseden çekinmez<br />

dâimâ hakkı söylerdi. Bir defâsında talebelerinden yirmi sekiz kişi ile birlikte hac<br />

yolculuğuna çıkmıştı. Mekke'ye yakın bir yerde konakladılar. Orada; "Yavrularım şimdi sizi<br />

Allahü teâlâya emânet ediyorum." buyurdu. Talebeleri; "Efendim! siz nereye gidiyorsunuz?"<br />

diye sordular. O; "Ben Rey'den buraya kadar sizinle sohbet ederek ve sizi gözeterek geldim.<br />

Gönlümü size vermiştim. Şimdi ise tekrar Rey'den tarafa gidiyorum. Hac niyetimi oradan<br />

yapacağım. İnşallah yine sizlere kavuşurum." buyurdu ve geri döndü.<br />

Muhammed bin Dâvûd Dîneverî anlatır:<br />

Abdullah el-Harrâz Mekke-i mükerremede iken bir defâsında sohbetine gittim. Dört gündür<br />

bir şey yememiştim. Sohbete başladığında; "İçimizden biri dört gündür aç. Açlıktan feryâd<br />

ediyor. Yâni ben açım der gibi bir hâli var." dedi. Sonra da; "Dünyâya gelen bir canlı Allahü<br />

teâlâdan ümid ettiği şeye kavuşunca hayâtını vermiş ne ehemmiyeti var?" buyurdu.<br />

Abdullah el-Harrâz talebelerine; "Bizim yolumuz fütüvvettir (cömertliktir). Yâni kimseden<br />

bir şey istemek değildir." buyururdu.<br />

Buyurdular ki:<br />

"Kulların en aşağısı, namazını ve tesbîhini kendi gözünde büyülten, yaptığı ibâdetler

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!