22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ÜZÜLMENE NE GEREK VAR?<br />

İbn-i Uleyk ez-Zeyyât bir ara büyük bir maddî sıkıntıya düşmüştü. Odasında gamlı ve düşünceli bir<br />

hâlde oturuyordu. Tam bu esnâda İbn-i Beşşâr;<br />

"Ey Abdullah!" diye seslendi. Halbuki onun bulunduğu oda ile İbn-i Uleyk'in arasından bir yol<br />

geçiyordu. Aralarındaki mesâfe de oldukça uzak idi. Ona, buyurun bir emriniz mi vardı? deyince;<br />

"Buraya gel!"dedi. Yanına gitti.<br />

"Niçin dünyâ için bu kadar çok üzülüyorsun? Maddî sıkıntın var, yanında da hiç bir şeyin yok<br />

herhâlde!" dedi. O da;<br />

"Evet yok!" dedi.<br />

"Hiçbir şeyim yok diye, bu kadar üzülmeye ne gerek var. Rızkın seni buluncaya kadar falanca nehrin<br />

kıyısında yürü. Rızkınla karşılaşınca onu al ve Allahü teâlâyı zikret, O'nu an ve hatırla." O anda, İbn-i<br />

Beşşâr'ın sözü üzerinde düşünmeye başladı. Fakat ona karşı çıkması mümkün değildi. Sonra yanından<br />

ayrıldı. Kendisine târif edilen nehre kadar, Allahü teâlâyı zikrederek gitti. Köprünün üst tarafına<br />

varınca, bir zât ona;<br />

"Ey Abdullah!" diye seslendi. O da;<br />

"Buyrun, bir emriniz mi vardı?" dedi. Yanına gittiğinde ona kırk dirhem verdi ve;<br />

"Benim için bir kitap yaz!" dedi. Bir müddet sonra oradan ayrılarak evine gitti. İbn-i Beşşâr tekrar;<br />

"Ey Abdullah!" diye seslendi. O da;<br />

"Buyrun efendim!" dedi.<br />

"Karşılaştığın zât sana kırk dirhem verip, kendisi için bir kitap yazmanı söyledi mi?" dedi.<br />

"Evet" cevâbını verince;<br />

"Eğer sen sabredip acele etmeseydin, rızkın kapına gelecekti. Acele ettin, rızkını almak için tâ oralara<br />

kadar gittin." buyurdu.<br />

1) Tabakât-ı Hanâbile; c.2, s.57<br />

2) Târih-i Bağdâd; c.12, s.73<br />

3) Şezerât-üz-Zeheb; c.2, s.267<br />

4) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.3, s.376<br />

ALİ BİN MÛSÂ FEŞLİ;<br />

Evliyânın meşhûrlarından ve fıkıh âlimlerinden. İsmi, Ali bin Mûsâ, künyesi Ebü'l-Hasan,<br />

nisbeti Cebertî ve Feşlî'dir. Zebîd şehrinde yaşadı. Doğum târihi bilinmemektedir. 1388<br />

(H.791) senesinde vefât etti. Yemen'in Zebîd şehrinde Bâb-ı Sihâm kabristanına defnolundu.<br />

Kabri orada meşhûr olup, ziyâret edilmektedir. Onu sevenler, kabrini ziyâret edenler,<br />

rûhâniyetinden istifâde etmektedirler.<br />

Âlim, sâlih ve velî bir zât olan Ali bin Mûsâ'da, bâzı vakitlerde tasavvuf büyüklerinde<br />

bulunan cezbe, Allahü teâlânın muhabbetiyle kendinden geçme hâli hâsıl olurdu. Bu hâlde ve<br />

her zaman, hep Allahü teâlâyı zikreder, hiç bir zaman O'ndan gâfil olmazdı. Evliyâ olduğunu<br />

gösteren keşif ve kerâmetler kendisinde çok görülürdü. Zamânında bulunan birçok âlim ve<br />

velî ile görüşüp, onların sohbetlerinde kemâle erdi. Zamânındaki âlim ve velîlerin önde<br />

gelenlerinden oldu. Şeyh-i kebîr İsmâil bin İbrâhim el-Cebertî onun talebelerindendir. Şeyh-i<br />

kebîr İsmâil Cebertî bu zâta çok hürmet eder, çok saygı ve edeb gösterirdi. Bir iş yapacağı<br />

zaman, mutlaka ona arzeder, danışmadan ve onunla istişâre etmeden bir iş yapmazdı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!