22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

sabah oluyordu. 822 (H.207) yılında Masisa'da vefât etti. Oraya defnedildi.<br />

1) Nefehât-ül-Üns; s.170<br />

2) Risâle-i Kuşeyrî; s.303<br />

3) Nesâyim-ül-Mehabbe; s.73<br />

4) Keşf-ül-Mahcûb; s.465<br />

5) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.3, s.93<br />

ALİ BİN MEYMÛN MAĞRİBÎ;<br />

Evliyânın meşhurlarından. İsmi, Ali bin Meymûn bin Ebî Bekr bin Ali bin Meymûn bin Ebî<br />

Bekr el-Hâşimî el-Kureşî el-Mağribî el-Gamârî'dir. Künyesi Ebü'l-Hasan olup, şerîftir. 1450<br />

(H.854) senesinde Afrika'nın Fimâre bölgesinde doğdu.<br />

İlim tahsîli için, gençliğindeEndülüs'e ve Fas'a gitti. Fas'da Ebû Zeyd Abdurrahmân<br />

el-Hamîdî'den din ilimlerini ve bilhassa Mâlikî mezhebi fıkhını öğrendi. Diğer taraftan<br />

matematik ve lisan öğrendi.Tahsîlini tamamladıktan sonra bir müddet müderrislik ve<br />

kâdılıkta bulundu. Bu sıralardaPortekizliler, Kuzey Afrika'nın sâhil şeridindeki istilâlarını<br />

yaygınlaştırma hareketinde bulununca, müslümanlar cihâd îlân ettiler. Ali bin Meymûn bu<br />

sırada memleketine dönüp cihâd niyeti ile yapılan savaşlara katıldı.<br />

Memleketine döndüğünde ilimde yetişmiş fazîletli bir âlim olmuştu. Peygamber efendimizin<br />

sünnet-i seniyyesine son derece riâyet ederdi. Memleketinde fısk ve fücûr çok yayılmıştı.<br />

İnsanların çoğu âhireti unutmuş dünyâya ve haramlara dalıp gitmişlerdi.<br />

Ali bin Meymûn hazretleri memleketi halkına Allahü teâlânın emir ve yasaklarını bildirdi.<br />

İslâmiyet'i anlattı ve uymaları için teşvik etti. Ancak derin bir gaflet uykusuna dalan halk;<br />

haramlardan, kötülüklerden bir türlü uzaklaşmadı. Onların bu bozuk hâllerine daha fazla<br />

tahammül edemeyip babasından müsâde alarak doğu memleketlerine gitti. Önce Kuzey<br />

Afrika'ya gidip orada insanlara doğru yolu anlattı ve cihâdla meşgûl oldu. Askere komutanlık<br />

yaptı. Bu yıllarda İspanyollar Kuzey Afrika'ya akınlar yapıyorlardı. Ayrıca bu bölge her türlü<br />

sapık îtikâdın yayılmasına müsâid bir hâle getirilmişti. Buradaki sapık îtikâdların<br />

mensûblarına karşı yoğun ve kararlı bir mücâdeleye başladı. Ehl-i sünnet îtikâdını yaymak<br />

için üstün gayretler gösterdi ve Kuzey Afrika'nın değişik bölgelerine gitti. Diğer taraftan bu<br />

bölgede tasavvuf ehli âlimler de halka hak ve hakîkatı anlatmak için devâmlı gayret<br />

gösteriyorlardı. Bir seferinde bu alimlerle tanıştı. Bu hâdise tasavvufa yönelmesine yol açtı.<br />

Tanıştığı zâtlardan Şeyh İbn-i Arefe Kayrevânî onu Şâzilî tarîkatının meşhur şeyhi<br />

Ebü'l-Abbas Ahmed Tûzî ed-Debbûsî'ye gönderdi. Böylece ondan ilim ve feyz alıp,<br />

tasavvufta yetişti.<br />

Sonra hacca gitti ve Sûriye'ye döndü. Lübnan'ı ve köylerini dolaştı ve Beyrut'a geçti. Burada<br />

en meşhûr talebesi Muhammed bin Arrak ile tanıştı.Bir müddet irşâd faâliyetinden sonra<br />

meşhûr talebeleriyle Sultan İkinci Bâyezîd Han devrinde Anadolu'ya geldi. Altı sene<br />

Bursa'da kaldı. Bursa'da insanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını anlattı. Bu sırada<br />

Dımaşk'da (Şam) şiddetli bir kuraklık oldu. İnsanlar ve hayvanlar perişan halde, çâresiz<br />

kaldılar. Ali bin Meymûn hazretleri insanların sıkıntıdan kurtulmaları için merhamet ederek,<br />

nasîhatlerde bulunup, çâre göstermek istedi. Bu maksadla orada bulunan talebelerinden birine<br />

bir mektûb gönderdi. Mektubda çok kıymetli ve pek mühim tavsiyeler ve nasîhatler vardı.<br />

Talebesi mektubu alıp Emevî Câmiine götürdü. O gün Cumâ ve Ramazân-ı şerîfin dördüncü<br />

günü idi. Mektubu, Dâr-ül-adl müftîsi Kemâleddîn bin Hamzâ, Şâfiî kâdısı İbn-i Ferfûr,<br />

Mâliki kâdısı Hayreddîn ve Hanbelî mezhebi kâdısı Necmeddîn bin Meflâh'a okudu. Bunlar

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!