22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

mevcûdiyeti, ilâhî buğz ve adâvet izlerinin bu zât üzerinde yerleşmesine sebeb olmuştur." buyurdu.<br />

Daha sonra Ali Havâs, bu kişi için;<br />

"Hoş olmayan bir halde bu adamın ölmesinden korkuyorum." derdi. Buyurduğu gibi oldu.<br />

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.2, s.193<br />

2) Tabakât-ül-Kübrâ; c.2, s.150<br />

3) Mîzan-ül-Kübrâ<br />

4) El-Uhûd-ül-Kübrâ<br />

5) Şezerât-üz-Zeheb; c.8, s.233<br />

6) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; s.978<br />

7) El-Cevâhir Ved-Dürer<br />

8) İslâm Âlimleri<strong>Ansiklopedisi</strong>; c.13, s.267<br />

ALİ BİN HEYTÎ;<br />

Irak evliyâsından. Doğum târihi belli değildir. Irak'ın Heyt beldesinde doğdu. Heyt, Fırat<br />

Nehrinin yukarı kıyısında Ehbâr'ın yakınlarında bir belde olup, Kadsiye'ye 50 km<br />

mesâfededir. Ali bin Heytî, Rezirân denilen yerde ikâmet ederdi. 1168 (H.564) senesinde yüz<br />

yaşından büyük olarak Rezirân'da vefât etti. Kabri buradadır ve ziyâret mahallidir.<br />

Küçük yaşta ilim öğrenmeye başlayan Ali bin Heytî, Allahü teâlânın ihsânlarına kavuştu.<br />

Tâc-ül-Ârifîn Ebü'l-Vefâ hazretlerinin talebesidir. Hocası, onu diğer talebelerinden önde<br />

tutar, üstünlüğünü bizzât kendisi söyler ve çok överdi.<br />

Ali bin Heytî çok talebe yetiştirdi. Âlimler huzûruna gelir, ona talebe olmakla şereflenir, pek<br />

büyük makamlara kavuşurlardı. Allahü teâlâ insanların gönüllerine onun heybeti ve sevgiden<br />

doğan korkusunu, kalplerine de sevgisini yerleştirdi. İnsanlara rehber eyledi. Dînin emirlerini<br />

yapmak ve yasaklarından kaçmakta çok titiz olup, mütevâzî, alçak gönüllü idi.<br />

Ali bin Heytî, Abdülkâdir-i Geylânî'ye çok hürmet ve saygı gösterirdi. Abdülkâdir-i Geylânî<br />

hazretlerini ziyârete gitmeden önce gusl abdesti alır, talebelerine de aldırır ve derdi ki:<br />

"Kalblerinizi temizleyiniz, zikirlerinizi, kötü şeylerden koruyunuz. Çünkü sultânın huzûruna<br />

gidiyoruz." Oraya varınca elbisesine çeki düzen verip, kapıda beklerdi. İçeriden Abdülkâdir-i<br />

Geylânî hazretleri;<br />

"Ey kardeşim, buyurunuz!" deyince, huzûruna varır, yanında titreyerek otururdu. Titrediğini<br />

görünce;<br />

"Niçin titriyorsun. Sen Irak'ın emniyet âmiri ve âsâyiş memurusun!" buyururdu. O da;<br />

"Ey efendim! Siz sultansınız. Beni korkunuzdan râhata erdirir misiniz? Eğer korkunuzdan<br />

bana güven verirseniz ancak emîn olurum." der, Abdülkâdir-i Geylânî de; "Ey kardeşim, sana<br />

korku yok!" buyururdu.<br />

Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri sık sık;<br />

"Bütün evliyâlar bizim ziyâfetimizdeler, sohbetimizle bereketlenir, bu ziyâfetten istifâde<br />

ederler. Biz de Ali bin Heytî'nin ziyâfetindeyiz, feyz ve bereketlerinden istifâde ediyoruz."<br />

derdi.<br />

Ali bin Heytî birgün, Irak'ın Nehr-ül-mülk beldesinin bir köyüne gidip sâhibini hiç<br />

tanımadığı bir evin kapısını çaldı. Misâfir kabûl edilmesini ricâ etti. Ev sâhibi de tanımadığı<br />

bu yabancı misâfiri kabûl etti. Misâfir olan Ali bin Heytî hazretleri, ev sâhibine kapının

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!