22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Acabâ Peygamber efendimiz mi idi? diye düşündüğünden, gayr-i ihtiyârî; "Ben de Resûlullah<br />

efendimizi gördüm." dedi. AliHâfız bir başka konuya geçerek sohbetin havasını değiştirdi.<br />

Sonra Resûlullah efendimizi rüyâda nasıl görüleceğini anlattı; "Ben ömrümde bir kere<br />

Resûlullah efendimizi rüyâmda gördüm. Allahü teâlânın Resûlünü gören rahat bir şekilde<br />

anlatamaz. O'nu görmenin aşkı ile iki-üç gün kendinden geçer, ağlar, gözyaşı döker.<br />

Rüyâmda gördüğümde; "Yâ Resûlallah! Dilde var, gönülde yok." dedim. O mübârek elini<br />

uzattı ve öptüm. Bana; "Sen her zaman benimle berâbersin."buyurdular." dedi. Bunun üzerine<br />

o talebe yaptığı hatâyı anlayarak hemen tövbe etti.<br />

Şamlar türbesinin etrâfındaki ağaçları, bir talebesi ile dikti. Birgün armut fidanlarının yan<br />

sürgünlerini budarken yanında bulunan talebesine dönerek; "Evlâdım! Bu yan sürgünler<br />

budandıkça fidan daha çok boy verir. Tez büyüyüp meyve verir.<br />

Zikr eyle her nefes<br />

Kalpten gitsin kötü heves.<br />

Müslüman zikirle kalpten kötü istekleri kestikte, kalpteki îmân nûru kuvvetlenir, meyve<br />

verir. Bu fidanları buradan sökelim, şuraya dikelim." dedi. O talebenin îtirâz etmek hiç âdeti<br />

olmadığı hâlde o gün; "Efendim! Burası iyidir." dedi.Ali Hâfız; "Bu fidanları buradan<br />

sökelim şuraya dikelim." deyince, talebesi tekrar; "Hocam buranın yeri iyidir, etrafı boştur."<br />

dedi. Bunun üzerine Ali Hâfız; "Evlâdım! Allahü teâlâ yakında vefât edeceğimi bildirdi.<br />

Benim yerim burasıdır. Vefât ettiğimde türbede yatan zâtın akrabalarından izin alıp, buraya<br />

defn edersiniz." dedi. Fidanları söküp başka bir yere diktiler. Aradan bir süre geçince<br />

rahatsızlanan Ali Hâfız, doktor getirilmesini istedi. O talebe hocasının yüzüne doktora neye<br />

lüzum der gibi bakınca; "Allahü teâlâ sebepler halk eder. Sebebe yapışmak lâzım." dedi.<br />

Doktor gelip muâyene ettikten sonra bir şey yok deyip gitti. Gece yarısına doğru Kelime-i<br />

şehâdet getirerek vefât etti (1957). Vefât ettiğinde altmış beş yaşında idi. Dediği yere<br />

defnedildi.<br />

Vefâtından dört sene sonra talebeleri kabrini yaptırmak için açtılar. Bu esnada birkaç kerpiç<br />

düştü ve içerisini gördüler. Nâşı hiç bozulmadan, defnedildiği günkü gibi duruyordu. Alnında<br />

hafif bir ter vardı. Bir talebesi başından sakalına kadar sıvazladı. Kabir yapıldıktan birkaç<br />

gün sonra, talebe rüyâsında Ali Hâfız'ı gördü ve ona; "Âşık beni incittin." dedi.<br />

Talebelerinden biri rahatsızlandı ve sol göğsünde bir sancı peydâ oldu. Gece rüyâsında Ali<br />

Hâfız'ı gördü. Ali Hâfız bir beze kahve döküp, yakı gibi göğsüne sardı Sonra onu bir güzel<br />

yıkadı. Sabah uyandığında ağrı ve sızının kalmadığını gördü. Hocasının bereketi ile şifâya<br />

kavuştu.<br />

Ali Hâfız Efendi sohbetlerinde buyururdu ki:<br />

"Muhabbet edene muhabbet edilir. Seven sevilir. Unutmayan unutulmaz."<br />

"Ömür geçiyor. Gâfil olmayın. Ömrü, Allahü teâlânın zikri ile kıymetlendirin."<br />

"Büyükleri tanıyan bir zâtın merhametinden, cömertliğinden, yumuşaklığından, güzel<br />

ahlâkından herkes istifâde etmelidir."<br />

"Peki deyin, îtirâzcı olmayın."<br />

Sohbetlerinde hocasından nakille buyururdu ki:<br />

"Ölümden korkuyor ve hazırlığımız yok diyorsak ne duruyoruz? Ne yapacaksak bir ân önce<br />

yapalım. Yarın, vakit, fırsat elverir mi, bunu bilmiyoruz. Giden günler semâye-i ömürden<br />

gidiyor. Sonra bu sermâye âniden tükenir de haberimiz bile olmaz!"<br />

"Nefsimizin alıştığı zevklerine erişmek için bizi şeklen olan bir pişmanlıkla aldatıp duruyor.<br />

Nefis düşmandır. Düşman sözüyle hareket etmek akıl işi değildir."

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!