22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

âlemine pekçok eser bıraktı. Eserlerinin en önemlileri şunlardır: 1) Ahlâk-ı A'lâî, 2) Tecrîd<br />

Hâşiyesi, 3) Mevâkıf Hâşiyesi, 4) Dürer ve Gurer'e yaptığı hâşiye, 5) Kalemiyye Risâlesi,<br />

6) Sayfiyye Risâlesi, 7) Tefsîre ve vakfa dâir risâleleri, 8) Arapça, Farsça, Türkçe şiirlerini<br />

içine alan Dîvân'ı, 9) Tabakât-ı Hanefiyye (İmâm-ı A'zam hazretlerinden İbn-i Kemâl<br />

Paşa'ya kadar.)<br />

Kınalızâde Ali Efendi 1571 yılında Ramazan ayının altıncı günü Edirne'de vefât etti. Cenâze<br />

namazında, başta âlimler olmak üzere, büyük bir cemâat hazır bulundu. Cenâze namazı<br />

Câmi-i Atik'de kılındıktan sonra, Edirne-İstanbul yolu üzerindeki "Vâki Nâzır" adı ile<br />

meşhûr kabristanda defnedildi.<br />

EVLAD YETİŞTİRMEK<br />

Kınalızâde Ali Çelebi, kişinin, Peygamber efendimizin; "Ben ümmetimin çokluğu ile övünürüm"<br />

hadîs-i şerîfine muhâtab olabilmesi için, evlâd terbiyesine büyük önem ve ehemmiyet göstermesi<br />

gerektiğini bildirirdi. O bir vâzında şöyle demiştir:<br />

"Bir adamın ister erkek, ister kız bir çocuğu doğarsa, önce Allahü teâlâya şükür ve senâ etmeli ve<br />

bunu Hakk'ın bir hediyesi bilmelidir. Fakir veya âile efrâdı kalabalık da olsa bundan sıkılmamalıdır.<br />

Mümkündür ki bu doğan çocuğun başında saâdet var ve rızkının çoğalmasına sebeb olacaktır. Koca,<br />

zevcesine "Niçin kız doğurdun?" diye konuşmamalıdır. Zîrâ bu kadının elinde olmayan bir şeydir. Bir<br />

adamı elinde olmayan bir şeyden dolayı kötülemek veya azarlamak cehâletten ileri gelir. Yeni doğan<br />

çocuğa güzel isim vermelidir. Fâzıl zâtlardan birisi evlâdına dermiş ki:<br />

"Ben size doğmanızdan evvel, doğduğunuz zaman, doğduktan sonra iyilik edip duruyorum."<br />

Doğmazdan evvel iyilik nasıl olur? derler. Dermiş ki:<br />

"Doğmazdan evvel sizi iyi, temiz, soyu-sopu belli bir kadından kazandım. Alçak âilelerden kadın<br />

almadım ki, hayâtım müddetince bu sebeple kötülenip kınanmayacaksınız. Doğduğunuz zaman da<br />

size iyi bir ad verdim ki yaşadıkça çirkin bir isimle çağırılmayacaksınız. Doğduktan sonra da okuttum,<br />

terbiye ettim ki, bu sâyede akrânınız içinde mümtâz oldunuz."<br />

1) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.7, s.34<br />

2) Şakâyık-ı Nu'mâniyye Zeyli (Atâî); s.164<br />

3) Şezerât-üz-Zeheb; c.8, s.34<br />

4) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye (48. Baskı); s.1037<br />

5) İslâm Ahlâkı (9. Baskı); s.6-51<br />

6) Türk Ahlâkçıları; s.76<br />

ALİ FERÂHÎ;<br />

Meşhûr velîlerden. On dördüncü asırda yaşamış olup, doğum ve vefât târihleri belli değildir.<br />

Babası Ferre şehri vâlisi idi. Tasavvufta evliyânın meşhûrlarından Şeyh Rükneddîn<br />

Alâüddevle'nin derslerinde ve sohbetlerinde yetişip kemâl buldu.<br />

Hocasını tanıması ve sohbetine kavuşması şöyle olmuştur: Babası vâlilikte çok ihtiyarladığı<br />

için, bu işi bırakıp kendini tamâmen ibâdete vermeyi istedi. Hâlini pâdişâha bildirmek için<br />

oğlu Ali Ferâhî'yi vazîfelendirdi. Babasının vâlilik vazîfesinden affını, yerine kendisinin<br />

tâyin edilmesini pâdişâha arzetmek üzere yola çıktı. Bir kâfile ile yol alırken, eşkıyâ yollarını<br />

kesti. Haydutlar, kâfiledekilerin tamâmını öldürdü. Ali Ferâhî ağır yara aldı ve baygın bir<br />

halde yere düştü. Kâfileden sâdece o ölmemişti. Eşkıyâ onu kendi hâline bırakıp öldü<br />

zannederek oradan ayrılıp gitti. Bir müddet ağır ve baygın halde kaldı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!