22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ekatta Hakk'ın rahmetine kavuştu. Sigetvar'daki makâmına defnedildi.<br />

Ali Dede Bosnevî hazretlerinin pekçok eseri olup bâzıları şunlardır:<br />

1) Muhâdârâtü'l-Evâil ve Müsâmerâtü'l-Evâhir, 2) Temkînü'l-Makâm fî<br />

Mescidi'l-Harâm, 3) Havâtimü'l-Hikem ve Hallü'r-Rumûz ve Keşfü'l-Künûz, 4)<br />

Tercüme-i Kasîde-i Rûhâniyye, 5) Risâle fî Beyânî Ricâli'l-Gayb ve Terbiyeü'l-Merâtib<br />

ve'l-Usûl. Ali Dede Bosnevî bu son eserini yazmaktan murâdını şu sözlerle ifâde etmektedir:<br />

"Ey Kardeşim! Bu eseri yazmaktan maksadım sana mürşid, yol gösterici, rehber olmak ve<br />

nasîhat etmek değil, burada zikrettiğim büyüklerin rûhâniyetlerinden istifâde edebilmek<br />

içindir. Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerine;<br />

"Din büyüklerinin kitaplarını okumanın faydası nedir?" diye sordular. Buyurdu ki:<br />

"Din büyükleri, evliyâlar, Allahü teâlânın askerleridir. Onların rûhânî sözleri de böyledir ve<br />

bu sözlerde garîb sırlar, acâib tavırlar, hâller vardır. Bunları ehlinden başkası bilmez. Allahü<br />

teâlâ, onlar sebebiyle kalpteki değişmeyi ve şüphe hâllerini giderir. Nitekim Kur'ân-ı kerîmde<br />

Allahü teâlâ meâlen; "Peygamberlerin haberlerinden onunla kalbini (tatmin ve) tesbit<br />

edeceğimiz her çeşidini sana kıssa olarak anlatıyoruz. Bunda (bu sûre ile) da sana hak ve<br />

müminlere bir öğüt vardır. (Hûd sûresi: 20)" buyurdu. O büyüklerin, evliyânın hallerini,<br />

sözlerini dinlemekle insan çok şeyler istifâde eder. Bu fakîr, hâlis bir kalb ile onların<br />

kitaplarını mütâlaa ederek nice şeylere kavuştum."<br />

Ali Dede Bosnevî hazretleri her zaman, her yerde büyüklerin sözlerini naklederek konuşurdu.<br />

Bir defâsında kime tâbi olunup kimlerden uzak durulacağı hakkında âlimlerden şu sözü<br />

nakletti.<br />

"İnsanlar dört kısımdır. Birincisi bilir, fakat bildiğini bilmez. Bu kimse uykudadır, onu<br />

uyandırmak lâzımdır. İkincisi bilir, bildiğini de bilir. Bu âlimdir ona uyunuz. Üçüncüsü<br />

bilmez, fakat bilmediğini bilir. Bunun irşâda, yetiştirilmeye ihtiyâcı vardır. Buna bilmediğini<br />

öğretiniz. Dördüncüsü bilmez, bilmediğini de bilmez. Bu câhildir, onu terkediniz."<br />

1) Şakâyık-ı Nu'mâniyye Zeyli (Atâî); s.465-466<br />

2) Hülâsatü'l-Eser; c.3, s.200<br />

3) Osmanlı Müellifleri; c.1, s.115<br />

4) Terbîü'l-Merâtib ve'l-Usûl, Süleymâniye Kütüphânesi Esâd Efendi Kısmı Nr. 1773<br />

ALİ BİN EBÛ BEKR EL-İDRÎSÎ;<br />

Irak'ta yetişen evliyânın büyüklerinden. İsmi, Ali bin Ebî Bekr bin İdrîs Yâkûbî, künyesi<br />

Ebü'l-Hasan'dır. Doğum târihi bilinmemektedir. 1222 (H.619) senesi Bağdât'ta vefât etti.<br />

Ukûbe denilen Bağdât'ın kuzeydoğusundaki dergâhına defnedildi.<br />

Ali bin Ebî Bekr ilim, edep ve tasavvuf, kalb bilgilerini Ali bin Heytî'den öğrendi. Evliyânın<br />

gözbebeği Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin sohbetleriyle yetişip kemâle geldi.<br />

Bağdât'ın kuzeydoğusundaki dergâhında sohbetleriyle insanlara doğru yolu gösterdi.<br />

Kendisinden kerâmetler, üstün hâller görülmeye başlandı.<br />

Sâlih bin Yâkûb el-Ukûbî şöyle anlatır:<br />

"Babam anlatırdı: "Beş yaşındaki oğlum İsmâil yatalak hasta idi. Onu alıp, Ali bin Ebî Bekr<br />

hazretlerine götürdüm. Yolda ona rastladım. Yanında başkaları da vardı. Şifâ bulması için<br />

duâ buyurmasını ricâ ettim. Beni kabûl etmedi. Ben de çocuğu oraya bıraktım. Ali bin Ebî<br />

Bekr, o zaman elindeki portakalı attı ve portakal oğlumun dizine geldi. O anda oğlum derhâl

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!