22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

çekerek telef oldular. Sonunda, evliyâya karşı gelmenin cezâsını dünyâda iken çekmeye<br />

başladılar. Allahü teâlânın velî kullarına dil uzatan, büyüklüklerini inkâr edenlerin sonları,<br />

hep böyle felâket olmuş, ebedî felâkete sürüklenmişlerdir.<br />

Alâeddîn-i Sâbir, Allahü teâlâyı tanıyan âriflerin büyüklerinden, ilmiyle âmil, fazîletler<br />

sâhibi, evliyâlık yolunda çok yüksek mertebelere ulaşmış bir zât idi. Zamânında bulunan<br />

evliyânın baş tâcı, hakîkati arayanların yol göstericisi, zamânın süsü idi.<br />

Alâeddîn Sâbir'in vefâtından sonra talebeleri ve kendisini sevenler, her sene, vefâtının sene-i<br />

devriyyesinde kabri yanında toplanırlar, mübârek rûhuna okurlar, büyüklüğünü,<br />

kerâmetlerini, kıymetli sözlerini anlatarak eski günlerini yâd ederlerdi. Böylece yeni<br />

tanıyanların muhabbetleri artardı. Bu sâyede, her sene Mahdûm Sâbir'in türbesi yanında<br />

binlerce insan toplanır. Onun rûhâniyetinden istifâde ederlerdi.<br />

Bu vesîleyle, yakın ve uzak yerlerden binlerce ziyâretçinin toplandığı bir sırada, oralarda su<br />

sıkıntısı meydana geldi. İhtiyaç kadar su bulmak mümkün değildi. Alâeddîn Sâbir'in<br />

talebelerinden Mevlânâ Nûrullah, o günlerde rüyâsında hocasını gördü. Kendisine;<br />

"Elde bulunan suyu, dergâh mescidinin küçük deposuna doldurun. Oraya Cennet<br />

çeşmelerinden su akıtacağız. Böylece susuzluk çekmeyeceksiniz." buyurdu. Mevlânâ<br />

Nûrullah;<br />

"Peki efendim!" deyip uyanınca söylenileni yaptı. Bundan sonra hiç su sıkıntısı olmadı. O<br />

küçük deponun suyu hiç bitmedi.<br />

Yine bu toplantılardan birinde, Mahdûm Sabir'in dergâhında onun menkıbe, kerâmet, söz ve<br />

güzel hallerinin toplandığı Hakîkat-i Gülzâr-ı Sâbir isimli eserden bâzı kısımlar<br />

okunuyordu. Zamânın meşhûrlarından bir çoğu da orada idi. Yalnız Mahdûm Sâbir'in<br />

dergâhında hizmetçi olan biri, kitabın bâzı yerlerine îtirâz etti ve îtirâz mahiyetinde çeşitli<br />

sorular sordu. Daha o anda bütün vücûdu cüzzâm illetine, hastalığına yakalandı. Pis pis<br />

kokmaya başladı. Cemâattekilerin hepsi, bu hâdiseye şâhit oldular ve kendisine;<br />

"Bu, Alâeddîn Sâbir'in hayatına âit yazılara olan inançsızlığının cezâsıdır. O kimse tövbe<br />

edip pişman olmasına rağmen, o hâliyle oracıkta vefât etti."<br />

Birgün, Mahraca Lanjit Singh isimli biri, Kalyâr'a gelip dergahı yıkmak üzere, bir grup<br />

askerle Delhi'den yola çıktı. Hâce'nin dergâhına yaklaştıkları sırada, askerlerin hepsinin<br />

gözleri bir anda kör oldu. Felâketin sebebini anlayıp, Hâce Mahdûm'dan özür dilediler ve<br />

onun talebelerinden oldular. Bundan sonra, Allahü teâlânın izni ile hepsinin gözleri açıldı.<br />

Eskisinden daha iyi görür oldular.<br />

Hindistan'ı İngiliz işgâlinden sonra orada bulunan iki İngiliz ava çıkmışlardı. Avlanırken,<br />

Hâce Mahdûm'un dergâhının yanına kadar geldiler. Avcılardan birisi, orada bulunan bir<br />

maymunu, hiçbir sebep yokken keyif için öldürdü. O anda kendisi de öldü. Öteki İngiliz çok<br />

korktu. Arkadaşının cesedini bırakarak kaçıp gitti.<br />

Hindistan'da bulunan Meşhûr Ganj Nehri üzerinde bir kanal açılacaktı. Kanal planını<br />

hazırlamak vazîfesi bir İngiliz mühendisine verilmişti. Bunun hazırladığı plâna göre kanal,<br />

tam Hâce Mahdûm'un dergâhından geçiyordu. İnsanlar bu duruma karşı çıktı. Bütün karşı<br />

çıkmalara rağmen, İngiliz mühendis, Hâce Mahdûm'un dergâhının yıkılması plânından<br />

vazgeçmedi. Kendisi, dergahın yakınında bir çadırda kalıyordu. Bir gece yatarken, birden<br />

kendisini, çadırın orta direğinde başaşağı olarak asılmış buldu. Görünüşte, içeri giren ve<br />

çıkan olmamıştı. Sabahleyin durumu farkeden yardımcıları kendisini çözdüler ve bunun,<br />

kendisine, Hâce'yi rahatsız etmemesine dâir bir îkâz olduğunu, dergâhı yıkmak kararından<br />

vazgeçmesini söylediler. Bu hâdise üzerine çok korkan mühendis, Alâeddîn Mahdûm'un<br />

dergâhını yıkmak kararından vazgeçtiği gibi, her gittiği yerde, ondan hürmetle bahsetmeye<br />

başladı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!