22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ir zelzele daha oldu. Bu, birincisinden daha şiddetli idi. Kalyâr halkı korku içinde idi.<br />

Üçüncü defâ zelzele olduğunda, Kalyâr Vâlisi Zamvan, doğruca Kâdı Tabrak'a gitti:<br />

"Bu garib zelzelelerin sebebi ne olabilir?" Bana öyle geliyor ki, bunun sebebi, Ali Ahmed'i<br />

kabûl etmeyişimizdir. Bütün şehir yerle bir olacak." dedi. Ama Kâdı:<br />

"Kalyâr'da yaşlı bir büyücü kadın vardır. İsmi, Cugla Nasrat'tır. Yunanlıdır, büyü yapmakta<br />

üstüne yoktur. Bu zelzele işini kendisine bir danışalım." dedi. Zamvan doğruca ona gidip<br />

zelzelenin sebebini sordu. Kadınla konuşurken, dördüncü defâ zelzele oldu. Kadın dedi ki:<br />

"Efendim! Bu büyü, sizin Kalyâr Kutbu zannettiğiniz yeni gelen kimsenin büyüsü olsa<br />

gerektir. Bana emir verirseniz, büyü yaparak bir değil, birkaç defâ zelzele olur." Zamvan'a<br />

inandırmak için büyü yapıp, zelzele olmuş gibi gösterdi. Herkes de zelzele oluyor sandı.<br />

Kadının büyüsü Zamvan'ı rahatlattı. Cumâ günü Mahdûm Ali Ahmed câmiye, Kâdı Tabrak<br />

ve Zamvan'dan evvel gitmişti. Yanında sâdece Alîmullah Ebdâl ve Behâeddîn vardı. Mihrâba<br />

geçip oturdu. Kâdı Tabrak gelip;<br />

"Orayı bana boşalt!" dedi. Alâeddîn-i Sâbir hazretleri;<br />

"Üzerime gelmemenizi tavsiye ederim. Yoksa, bütün şehir halkıyla berâber helâk olursunuz.<br />

Siz ve sizi tâkib edenler, kıyâmet gününe kadar pişmanlık çekerler." buyurdu.<br />

Kâdı Tabrak dinlemeyip reddetti ve; "Neden hep ısrâr edip duruyorsun? Hiç birimiz seni<br />

kabûl etmiyoruz. Seninle karşılaşıp başa çıkması için bir kadın bile tuttuk." dedi. Bu son<br />

sözünden sonra Mahdûm Sâbir, mihrâbdan çekildi. Câminin açık avlusuna çıktı. Yanında<br />

Alîmullah ve Behâeddîn de vardı. Hiç kimse, onlara namaz kılacak yer açmadı. Hattâ Allahü<br />

teâlânın bu sevgili kulu, câminin dış merdivenlerine kadar itelendi. Cumâ namazı başladı.<br />

Cemâat rükûya gitti. Alâeddîn-i Sâbir hazretleri de rükûya eğildiğinde, âniden câminin<br />

duvarları rükûya giderek cemâatin üzerine yıkıldı. Bütün şehir sallandı. Câminin dışındakiler<br />

koşuyorlardı. Musammad Gülzâdî evinden çıkarak, namaz için gelen oğlunu aradı. Mahdûm<br />

Sâbir ona dedi ki:<br />

"Oğlunuz merdivenin altındaki boşlukta gömülü kaldı. Alîmullah Ebdâl, kendisini getirsin."<br />

Behâeddîn kurtarıldıktan sonra, Alâeddîn-i Sâbir hazretleri, Gülzâdî'ye buyurdu ki;<br />

"Bir gün içinde, Kalyâr'dan altı mil uzağa gidiniz. Sevdiğiniz akrabâlarınızı ve<br />

arkadaşlarınızı berâberinizde götürünüz. Allahü teâlânın azâbı henüz bitmedi." Ondan sonra<br />

kuvvetli zelzeleler olmaya başladı. Kalyâr şehri yerle bir oldu. Bu kuvvetli zelzeleler üç yere<br />

tesir etmedi: 1) Mahdûm Sâbir'in içinde bulunduğu 50 kilometrekarelik saha, 2) Şehîd<br />

kabirleri, 3) Musammad Gülzâdî'nin evi. Kalyar, dört gün durmadan sallandı. Allahü teâlânın<br />

evliyâsını inkâr edenler ve büyücü diyenler böylece cezâlarını görmüş oldular. 1253'den<br />

1501'e kadar Kalyâr harâb olarak kaldı. 1501'de Kutbulâlem Abdülkuddûs Gengûhî,<br />

(Alâeddîn Sâbir'in 7. halîfesi) Alâeddîn Sâbir hazretlerinin kabrine, bugün mevcud olan<br />

türbeyi yaptırdı. Sâbir hazretlerinin bu türbesi, Kuzey Hindistanlıların ve Sultan İbrâhim<br />

Lodî'nin ricâları ile olmuştur. Geçirdiği tahrîbattan sonra Kalyâr, 250 sene daha eski parlak<br />

günlerine geri dönemedi. Zelzele olan 24 kilometrekare bölgeye hiç kimse giremedi.<br />

Kalyâr fâciasından sonra, Sultan Nâsırüddîn Mahmûd çok korkmuştu. O zamanlar Delhi'de<br />

bulunan Sultan, vezîrini, Ferîdüddîn-i Genc-i Şeker hazretlerine yolladı. Yazdığı ilticâ yazısı<br />

kısaca şöyledir:<br />

"Kıymetli efendim! Kalyâr fâciasını işittim. Çok müteessir oldum. Kıyâmüddîn Zamvan'a<br />

benzemekten korkuyorum. Bu sebeple size sığınıyorum. Lütfedip emir ve tâlimâtlarınızı<br />

gönderirseniz, onlara göre hareket ederim."Gönderdiği iltica mektubuna karşı, Ferîdüddîn-i<br />

Genc-i Şeker, sultanın ve âilesinin ilticâsını kabûl etti. Ancak Kalyâr'ın harab olmuş arâzisine<br />

kimsenin girmemesini ve Delhi'deki halîfesi Nizâmüddîn-i Evliyâ'nın teveccühlerine kavuşup<br />

gönlüne girmesini tenbih etti."

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!