22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

uydu. O'na büyücü dedikleri gibi, bize de diyorlar." dedi. Daha sonra câmiyi terk ederek,<br />

Muhammed Gülzâdî'nin evine gitti. Orada olup bitenleri bir rapor hâlinde yazarak Alîmullah<br />

Ebdâl ile, Ferîdüddîn-i Genc-i Şeker hazretlerine gönderdi.<br />

Alîmullah Ebdâl, Ferîdüddîn-i Genc-i Şeker'e raporu verdi. O da bir fetvâ hazırlayarak,<br />

Resûlullah efendimizin mânevî tasdîki ile Kâdı Tabrak'a gönderdi. Kâdı Tabrak, fetvâyı<br />

aldığı zaman yırttı ve Ferîdüddîn-i Genc-i Şeker'e şöyle yazdı:<br />

"Rehberimiz Kur'ân-ı kerîm'dir. Uzun zamandır Kalyâr'ın imâmeti bizdedir. Bunu hiç<br />

kimseye siz emrettiniz diye veremeyiz. Sizin emirlerinizin bizim için bir mânâsı yoktur.<br />

Resûlullah efendimizin doğrudan emri gelirse, halîfenizi imâmımız olarak kabûl edebiliriz."<br />

Mektup ve yırtık fetvâ, Ali Ahmed Sâbir'e, Safrat isimli kadının hizmetçisi ile getirildi. Çok<br />

üzülen Alâüddîn-i Sâbir, Safrat'a;<br />

"Mâdem ki o, bizim hocamızın fetvâsını yırtmıştır, biz de onun ismini Levh-il-mahfûzdan<br />

yırttık. Ve bugünden îtibâren bilsin ki, kendisi ve ona tâbi olanlar, kıyâmete kadar<br />

cezâlanacaklardır" dedi. Alâeddîn-i Sâbir, hâdiseleri aynen Ferîdüddîn-i Genc-i Şeker'e iletti.<br />

Yırtılmış fetvâ ve mektup, Ferîdüddîn-i Genc-i Şeker'in eline varınca, odasına kapanıp, on üç<br />

gün sonra çıktı. Kalyâr vâlisi Zamvan'a, şöyle bir mektup yolladı:<br />

"Allahü teâlâ, sizlere Kalyâr'a vâli olmak nasîb etti ise, Ali Ahmed'in de imâm olmasını<br />

takdîr eyledi. Kendisini imâm tanımanız ve itâat etmenizi tavsiye ederim. Siz, Ali Ahmed'in,<br />

isimlerinizi Levh-il-mahfûzdan yırttığını bilmiyorsunuz? İmâmınızı kabûl etmez iseniz,<br />

Allahü teâlâ size gazâb eder. Kabûl ederseniz Allahü teâlâ ve O'nun Resûlü hoşnûd olur.<br />

Kâdı Tabrak ile berâber, Ali Ahmed'e büyücü demişsiniz. Bunları unutunuz. Benim<br />

Ahmed'im, Allahü teâlânın sevgili kullarındandır. Size imâm olarak vazîfelendirilmiştir.<br />

Bu fakîr ilâve ederim ki; Kâdı Tabrak, Ali Ahmed'e hürmet ve itâat etsin. İtâat etmezse,<br />

Allahü teâlâya isyân etmiş olur. Allahü teâlâ, kendine isyân edenleri cezâlandırır. Cezâsının<br />

ne kadar acı olduğunu herkes bilir. Ayrıca, yazmaya, anlatmaya lüzum yoktur. Alâüddîn-i<br />

Sâbir'in babasının ismi Abdürrahîm'dir. Onun babası Abdülvehhâb Seyfüddîn, onun babası<br />

Gavs-ül-A'zam Abdülkâdir Muhyiddîn Geylânî'dir. Ne yazık ki, evlâd-ı Resûl varken, siz<br />

Kalyar halkı, başkalarının imâmetini tercih edersiniz. Tövbe ediniz ve Allahü teâlâdan<br />

korkunuz! Resûlullah efendimizin evlâdına hürmet, hepimize lâzımdır. Tekrar ederim, itâat<br />

etmezseniz, hepiniz helâk olursunuz. Allahü teâlâ; "Resûlullah'a itâat, Allahü teâlâya<br />

itâattir." buyuruyor. Şimdi itâat etmek ve etmemek sizin mesûliyetinizdedir." Ferîdüddîn-i<br />

Genc-i Şeker, mektubunu mühürledi ve;<br />

"Kıyâmüddîn Zamvân'a götür." dedi. Mektup, Kıyâmüddîn Zamvân'a gittiğinde, Kalyâr'ın<br />

ileri gelenleriyle berâber Kâdı Tabrak da oradaydı. Zamvan, mektubu alır almaz Alîmullah<br />

Ebdâl'e sordu:<br />

"Ferîdüddîn hazretlerinin yanından ne zaman ayrıldın?"<br />

"Öğle namazını onlarla kıldım. İkindi namazını Kalyâr'da Mahdûm AliAhmed Sâbir ile<br />

kıldım." dedi.<br />

"Bu kadar uzun yolu, bu kadar kısa zamanda nasıl geldin?" dediler. "Mahdûm Ali Ahmed<br />

Sâbir'in kerâmeti ile. Siz de itâat ederseniz, sizde de böyle hâller zuhûr edebilir." dedi. Ve<br />

hepsi şaşırdılar. Zamvan ve Kâdı yine kendi nefsî arzularına uyup, Sâbir hazretlerini kabûl<br />

etmediler. Ferîdüddîn-i Genc-i Şeker'in mektubunu yırttılar. Alâeddîn-i Sâbir kendilerine<br />

gönderilen mektubu alınca;<br />

"Hocamın mektubunu oku bakalım." dedi. Hocalarının cevâbı bir cümleden ibâretti: "Kalyâr<br />

sizin keçinizdir. İster sütünü için, isterseniz etini yiyin."<br />

Hocasından mektupla emri alan Alâeddîn-i Sâbir hazretleri, Kur'ân-ı kerîmden bâzı âyet-i<br />

kerîmeler okudu. Hem semâya, hem de yeryüzüne baktı. İşte o anda zelzele başladı. Tekrar

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!