22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

4) Şezerât-üz-Zeheb; c.6, s.90<br />

5) Tabakât-üş-Şâfiiyye (Sübkî); c.10, s.132<br />

6) Esmâ-ül-Müellifîn; c.1, s.717<br />

7) Tabakât-üş-Şâfiiyye (Esnevî); c.2, s.717<br />

8) Bugyet-ül-Vuât; c.2, s.149<br />

9) Keşf-üz-Zünûn; c.1, s.411, 420, 625; c.2, s.1871<br />

10) Brockelmann; Gal-2, s.86, Sup-2, s.1012<br />

11) Muhtasar-ül-Minhâc lil-Halîmî; Süleymâniye Kütüphânesi, Şehid Ali Paşa kısmı, No: 1559<br />

12) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.9, s.372<br />

ALÂEDDÎN-İ SÂBİR;<br />

Hindistan evliyâsının büyüklerinden. 1196 (H.592)'da Rebîülevvel ayının on dokuzuncu<br />

Cumâ gecesi Hirat'ta doğdu. 1291 (H.690)'de vefât etti. İsmi, Ali Ahmed Sâbir bin Şah<br />

Abdürrahîm'dir. Mahdûm Ali Ahmed Sâbir diye tanınmıştır. Lakabı Alâeddîn'dir. Annesi asil<br />

bir âileye mensûbtu. Ferîdüddîn-i Genc-i Şeker'in kız kardeşi olan bu hanım, 1175 (H.571)'de<br />

Şah Abdürrahîm hazretleri ile evlendi. Abdürrahîm Efendi, Gavs-ül-a'zam Abdülkâdir-i<br />

Geylânî'nin torunu idi. Abdürrahîm Efendi, evlendikten sonra Bağdâd'dan gelen hocası<br />

Muhammed Ebü'l-Kâsım ile Hirat'a yerleşti.<br />

Alâeddîn-i Sâbir hazretlerinin annesi sık sık Peygamber efendimizi rüyâsında görürdü.<br />

Alâeddîn-i Sâbir anne karnında iken bir rüyâsında Peygamber efendimiz annesine doğacak<br />

çocuğun ismini Ahmed koymasını emir buyurdular. Kısa bir zaman sonra hazret-i Ali<br />

efendimiz rüyâsında annesine, ismini Ali koy dedi. Her iki emre de uyarak doğumundan<br />

evvel Ali Ahmed ismi kondu. Doğumundan sonra ise velîlerden biri, Alâeddîn ismi<br />

konmasını teklif etti. Böylece ismine Alâeddîn de dendi.<br />

Ahmed Sâbir hazretlerinin kerâmetleri doğmadan önce görülmeye başlandı.<br />

Birgün muhterem babaları Şah Abdürrahîm, seccâde üzerinde kendinden geçmiş bir hâlde,<br />

sabahın erken saatlerinde oturuyordu. Âniden koskoca bir yılan, tavandan önüne düştü.<br />

Gözlerini açar açmaz, koskoca yılanın önünde ikiye bölünmüş hâlde yatar vaziyette<br />

durduğunu gördü. Hâdiseyi göstermek için hanımını uyandırdı. Hanımı da;<br />

"Bir rüyâ görüyordum. Alâeddîn Ali Ahmed bana; "Bu günden îtibâren hiç bir yılan, bizim<br />

âilemizden veya bizim evlâtlarımızdan hiç birimizi ısırmıyacaktır. Bugün dünyâdaki<br />

yılanların şâhını öldürdüm. Yılanlar bana neslimizden hiç kimseye zarar vermiyeceklerine<br />

dâir söz verdiler." dedi.<br />

Doğum esnâsında ebe, abdestsiz olarak çocuğu tutmak istediğinde, elleri ve vücûdu ateş gibi<br />

olup, titremeye başladı. Annesi çocuğa abdestsiz değmemesini, onun çok mübârek bir çocuk<br />

olduğunu söyledi. Ebe gidip abdest aldıktan sonra çocuğa dokunabildi ve onu kucağına aldı.<br />

Çocuğu yıkayacağı zaman, çocuk gözlerini açtı. Evin damına baktı. Evin üstü açılıp gökyüzü<br />

göründü. Aynı anda kırmızı bir bulutun, çocuğun üzerine doğru indiği, sonra semâya açılan<br />

damdan yükseldiği görüldü. Bu evle birlikte Hirat'daki bütün evlerin kokusu değişti. Bütün<br />

şehir güzel kokulara gark oldu.<br />

Doğumundan îtibâren Alâeddîn-i Sâbir, bir sabır nümûnesi olarak görüldü. İlk altı ayda, kırk<br />

gün annesinin sütünü emmedi. Bir yaşına kadar, diğer altı ay içinde 15 gün oruç tutar, 15 gün<br />

süt emerdi. Üç yaşında ana sütünü terk ederek, ara sıra küçük bir parça arpa ekmeği ve<br />

Hindistan'a mahsus bir çeşit nohut ekmeği yerdi. Konuşmaya başladığında, ilk söylediği söz;<br />

"Lâ mevcûde illallah"(Allahü teâlâdan başka hiçbir şey yoktur) oldu. Beş yaşında iken,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!