22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

2) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.9, s.365<br />

ALÂEDDÎN HALVETÎ;<br />

Hak âşıklarından. İsmi Alâeddîn'dir. Osmanlı sultanlarından Fâtih Sultan Mehmed Han<br />

devrinde yaşadı. Doğum târihi kesin olarak bilinmemektedir. Karaman, Lârende'de vefât etti.<br />

Târihi kesin belli değildir.<br />

Alâeddîn Halvetî, Seyyid Yahyâ Halvetî hazretlerinin sohbetlerinde yetişip kemâle geldi,<br />

olgunlaştı. Cezbe, Allah aşkıyla kendinden geçme hâli çok olurdu. Bakışları çok tesirliydi.<br />

Bir bakışını görenlerin aklı başlarından giderdi. Kimin kulağına eğilip bir söz söylese, Allah<br />

aşkından bayılır, kendinden geçerdi. Bursa'da Kaplıca Medresesi müderrislerinden Mevlânâ<br />

Ali Arabî, Alâeddîn Halvetî'nin vecd hâlini inkâr etti. Birgün Alâeddîn Halvetî ile bir<br />

mecliste karşılaştı. Alâeddîn Ali onun kulağına bir şeyler söyledi. O zaman Ali Arabî bayılıp<br />

düştü. Uzun süre kendine gelemedi. Kendine gelince, hatâsını anlayıp Alâeddîn Ali'den özür<br />

diledi ve ona bağlanıp Halvetiyye yoluna girdi.<br />

Alâeddîn Ali İstanbul'a gittiğinde orada halktan ve devlet adamlarından insanlar sohbetine<br />

koşup talebe oldular. Bu kalabalık o kadar çok oldu ki, İstanbul'dan uzak bir yerde bulunması<br />

ve orada ikâmeti uygun görüldü. Fâtih Sultan Mehmed Han tarafından Gâzi fermânı ile<br />

Karaman diyârında ikâmete memur edildi. Alâeddîn Halvetî hazretleri vefâtına kadar burada<br />

sohbetleriyle çok kimselere hak yolu gösterdi.<br />

1) Şakâyık-ı Nu'mâniyye Tercümesi; s.281<br />

2) Tâcü't-Tevârih; c.5, s.202<br />

ALÂEDDÎN HAREZMÎ;<br />

Harezm bölgesi velîlerinden. İsmi Alâeddîn olup, Harezmî nisbesiyle meşhûrdur. Doğum ve<br />

vefât târihleri bilinmemektedir. On üçüncü ve on dördüncü yüzyıllarda yaşadığı tahmin<br />

edilmektedir.<br />

Hayâtı hakkında pek az bilgi bulunan Alâeddîn Harezmî hazretleri, Harezm bölgesinde<br />

yaşadı. Anadolu taraflarına da geldi. İlmiyle, irfânıyla ve güzel ahlâkıyla insanlara örnek<br />

olup, İslâm dîninin emir ve yasaklarını anlatarak onların dünyâ ve âhiret seâdetine<br />

kavuşmaları için çalıştı. Büyük âlim İmâm-ı Yâfiî onu görüp, sohbette bulunduğunu<br />

bildirmiştir.<br />

Şeyh Alâeddîn Harezmî, ilmiyle amel eden velî bir zât idi. Allahü teâlânın emirlerine ve<br />

Peygamber efendimizin sünnet-i seniyyesine çok bağlı idi. Haram ve şüphelilerden şiddetle<br />

sakınırdı. Günlerce oruç tutar, geceler boyunca ibâdet ederdi. On beş sene boyunca sırtını<br />

yere koyarak uyumamıştı. Nice günler geçerdi de ağzına bir lokma koymazdı. Bir parça<br />

kurumuş ekmekle iktifâ ederdi.<br />

Hac ibâdetini yapmak üzere gittiği Mekke-i mükerremede İmâm-ı Yâfiî ile karşılaştı. İmâm-ı<br />

Yafiî şöyle naklediyor:<br />

"Minâ'da bulunduğum sırada yanımda bir mikdâr et vardı. Bizimle birlikte yemesi için<br />

Alâeddîn Harezmî'ye ısrâr ettik, yemedi. Ancak şiddetli ısrârımız karşısında dayanamayıp<br />

bizi kırmamak için çok az bir parça yedi."<br />

İmâm-ı Yâfiî, Şeyh Alâeddîn Harezmî'nin şöyle naklettiğini bildirdi:<br />

"Anadolu sâhillerinden bir yerde idim. Ramazân-ı şerîf bayramı erişti. Bayram namazı için<br />

müslümanların köylerinden birisine vardım. Namazı kıldım, müminlerle bayramlaştıktan

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!