22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ilmektir."<br />

Seyyîd Şerîf Cürcânî, Muhammed Pârisâ, Yâkûb-i Çerhî gibi âlimler ve velîler, Alâeddîn-i<br />

Attâr hazretlerinin talebesidir. Bunlardan başka pekçok kimseler, onun vâsıtasıyla hidâyete<br />

kavuştu, başkalarını yetiştirecek irşâd makamlarına yükseldi.<br />

Vefâtlarından evvel, talebelerinden biri şöyle bir rüyâ gördü:<br />

"Büyük bir otağ kurulmuş. Otağda Peygamber efendimiz de bulunuyordu. Alâeddîn-i Attâr<br />

hazretleri ile hocası Behâeddîn-i Buhârî hazretleri de otağın yanında duruyor ve içeri girip<br />

Peygamber efendimizi görmek istiyorlardı. Bir ara Behâüddîn-i Buhârî içeri girdi ve bir<br />

müddet sonra sevinç ile çıkarak buyurdu ki:<br />

"Bize, kabrimizin 100 fersah mesâfesine defnedilecek her müslümana şefâat etmemiz ihsân<br />

edildi. Alâeddîn-i Attâr'a da 40 fersah mesâfedekilere şefâat ihsân edildi. Bizi sevenlere ve<br />

ihlâs ile bağlılık gösterenlere de, bir fersah mesâfede olanlar ihsân edildi." (Bir fersah, altı<br />

kilometredir.)<br />

Alâeddîn-i Attâr hazretleri vefâtına yakın talebelerine vasiyet ederek buyurdu ki:<br />

"Birbirinize sığının! Her işte yolunuz, dînî ölçülere bağlılık olsun! Ölçüleri yerine getirmek<br />

azminden dönmeyiniz! Sohbet mühim sünnettir. Bu sünnete riâyet edin, umûmî ve husûsi<br />

şekilde ona devâm ediniz! Eğer bu yolda sebât ve istikâmet gösterirseniz, bir ânda büyük<br />

derecelere kavuşursunuz. Hâlinizin dâimâ yükselişte olması lâzımdır."<br />

1400 (H.802) senesinde, bel ağrısıyla başlayan bir hastalığa yakalandı. 2 Receb Perşembe<br />

günü yatağa yattı.<br />

Talebelerinden Şeyh Safiyyüddîn anlattı:<br />

"Hocam, hayatlarının sonunda ve yakınlarının huzûrunda bu fakîr hakkında buyurdu ki:<br />

"Yirmi yıldan fazla bir zamandırSafiyyüddîn ile aramızda, Allahü teâlânın rızâsı için olan bir<br />

dostluk vardır. Elbette bu dostluk bozulmaz." Ben orada olmadığım bir günde; "Ondan<br />

râzıyım. Allahü teâlânın Resûlünün, Eshâb-ı kirâmından râzı oldukları gibi." buyurmuşlar."<br />

Alâeddîn-i Attâr, yine vefâtına yakın buyurdu ki:<br />

"Allahü teâlânın inâyeti ve Hâce Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin himmeti ile, müsâade<br />

edilseydi, bir nazarda bütün insanları vilâyet mertebesine kavuştururdum. En önce Allahü<br />

teâlânın ezelî inâyetini görmek ve bundan ümitli olmak lâzımdır. Bundan bir ân gafil<br />

kalmamalıdır. Dâimâ muhtâc olduğunu düşünmelidir. Allahü teâlânın küçük bir gadabını çok<br />

büyük görmeli, titremeli ve çok korkmalıdır."<br />

Son hastalıklarında, Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin rûhâniyeti ile hayli sohbet etti.<br />

Buyurdu ki:<br />

"Dostlar ve azîzler hep gitti. Bazıları da arkalarından gitmek üzeredir. Elbette o âlem, bu<br />

âlemden üstündür." Bundan sonra bir ara bahçedeki yeşilliğe gözleri takıldı. Yakınlarından<br />

biri;<br />

"Ne güzel sebzelik." deyince;<br />

"Toprak da güzeldir. Bu âleme hiç meylimiz olmamıştır. Dostların gelip bizi bulamayınca,<br />

gönülleri kırık dönmelerinden başka kederimiz yoktur." buyurdu. Receb ayının yirmisine<br />

rastlayan Çarşamba gecesi, son nefesinde "Lâ İlâhe illallah Muhammedün Resûlullah"<br />

diyerek vefât etti. Vefât ettiği gece, sevenlerinden biri onu rüyâsında gördü. Buyurmuş ki:<br />

"Allahü teâlanın bize verdiği nîmetler ve ihsânlar, yazı ile, söz ile anlatılamaz. Bunlardan en<br />

küçüğü şudur ki: Kabrimin kırk fersah uzaklığına defnedilmiş olanların, benim şefâatim ile<br />

affolunacağı, magfiret buyurulacağı bildirildi."

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!