22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Daha sonra Bursa Kaplıca Medresesine müderris tâyin edildi.<br />

Birgün Halvetî tarîkatinin ileri gelenlerinden Şeyh Alâeddîn, Molla Alâeddîn Arabî'nin<br />

evinin önünden geçip giderken durdu ve âni bir hareketle kapısını çaldı. Molla Alâeddîn<br />

çıkıp, Şeyh hazretlerini görünce, onu kitap mütâlaa ettiği odasına aldı. Bir müddet sessiz<br />

durdular. Ancak bu kısa müddet içerisinde Alâeddîn Arabî, dimağının feyz ve bereketle<br />

dolduğunu hissetti. Ömründe hiç duymadığı ilâhî lezzetin tadını hissetti. Derhâl medresede<br />

ders verme görevini bırakarak, Şeyh Alâeddîn Halvetî hazretlerine talebe oldu. Tasavvuf<br />

yolunda ilerledi. Çok yüksek makam ve derecelere kavuştu.<br />

Bir müddet sonra Alâeddîn Halvetî hazretleri, Alâeddîn Arabî'ye icâzet, diploma verdi.<br />

Böylece, insanlara Allahü teâlânın dîninin emir ve yasaklarını öğretmeye memur etti.<br />

Alâeddîn Arabî hazretleri daha sonra şeyhiyle birlikte Manisa'ya geldi. O sırada Manisa'da<br />

Fâtih Sultan Mehmed'in oğlu Şehzâde Mustafa vâli idi. Alâeddîn Arabî hazretleri ile<br />

görüşünce kendisini çok sevdi ve ona bağlandı. Babası Fâtih Sultan Mehmed'e mektup<br />

yazarak, Alâeddîn Arabî hazretlerine Manisa Medresesinde müderrislik verilmesini istedi.<br />

Pâdişâhın kabûl etmesi üzerine Manisa Medresesinde dersler vererek pekçok talebe yetiştirdi.<br />

Herkes çözemediği mevzuları gelip kendisinden sorardı. Manisa'da ilim ehlinin başı oldu.<br />

Kerâmetleri ile halkın sevgilisi hâline geldi. Cömertliği ile fakir fukarânın sığınağı idi.<br />

Alâeddîn Arabî Efendi Manisa'da iken, bir gün yaylaya çıkmıştı. Birisi ziyâretine geldi ve<br />

karşısında oturdu. Alâeddîn Efendi ondan rahatsız olup;<br />

"Senden pis bir koku geliyor. Sebebini iyi düşün." dedi. O da kalkıp, her yanını yokladı. Bir<br />

şey bulamayıp tekrar otururken, koynundan bir risâle (küçük kitapçık) düştü. Alâeddîn<br />

Efendi;<br />

"O nedir?" diye sordu. Risâleyi alıp baktığında, içinde İslâm dînine aykırı sözler<br />

bulunduğunu gördü. Bunun üzerine;<br />

"O pis kokular, bu sözlerin olduğu kitaptanmış." buyurdu. O kişiden karşı çıkmak gibi bir hâl<br />

sezince;<br />

"Eğer bunu yok etmezsen, zarara uğrayacağını haber veriyorum." dedi. O sırada uzaktan<br />

yangın çıktığı görüldü. O kişi oraya bakınca;<br />

"Eyvâh! Bu ateş benim evimde." diyerek acele ve üzüntü ile evine koştu ve o risâleyi evini<br />

yakan ateş içine fırlatıp attı.<br />

Aklî ve naklî ilimlerde üstün, tefsîr, hadîs ve fıkıhta mütehassıs olan Alâeddîn Arabî<br />

hazretleri hakkında talebeleri şu bilgiyi vermektedir.<br />

"Uzun boylu, gür sakallı, heybet ve vakar sâhibi idi. Kışın soğuğundan etkilenmezdi.<br />

Kalbinin "Allah" dediğini duyardık. Öyle ki bâzan bu yürekten çıkan ses onu ders vermekten<br />

alıkordu. Ancak susunca derse kaldıkları yerden devâm ederdi. Her gece yüz rekat namaz<br />

kılar, hafif bir uyku aldıktan sonra teheccüd namazına kalkardı. Ardından sabaha kadar kitap<br />

mütâlaa ederdi."<br />

Alâeddîn Arabî hazretleri, Fâtih Sultan Mehmed'in son senelerinde günlük 80 akçe ile Sahn-ı<br />

Semân Medresesine müderris tâyin edildi. 1495 yılında Sultan İkinci Bâyezîd Han kendisini<br />

şeyhülislâmlık makâmına getirdi. Bir yıl kadar bu görevde kaldıktan sonra Nisan 1496'da<br />

vefât etti. Eyüp'te İdris Köşkü yolu üzerinde defnedildi.<br />

Alâeddîn hazretlerinin çok çocuğu oldu. Vefâtında, çocuklarının ancak on beşi hayatta idi.<br />

Oğullarından birisi nakletti ki:<br />

"Alâeddîn hazretlerinin bir torunu hastalanıp yatağa düşmüştü. Bu sırada şeyh hazretleri<br />

çilehânede dünyâ nîmetlerinden kesilmiş bir hâlde yalnız Rabbini düşünüyor, O'nu tefekkür

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!