22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

"Kişi, dînindeki sebâtına göre belâya (imtihâna) mübtelâ olur. Âfiyet, kıymetini bilmeyen<br />

kimse için derd gibidir. Belâ, kadrini bilen için devâ gibidir." Belânın, insanın Rabbine<br />

dönmesini sağlayan sıkıntıların kadrini bilen, Hakkı gerçekden sevenlerdendir. Taklid ile<br />

sevenler değillerdir. Çünkü taklid ile sevmek, belanın, imtihânın faydasını giderir. Sevilenin<br />

hareketi, gerçek muhabbeti bozmaz. Nitekim Mûsâ aleyhisselâm, Fir'avn'ın sarayında Âsiye<br />

Hâtun tarafından büyütülürken, Âsiye Hâtun onu gerçekten seviyordu. Fir'avn ise, Âsiye<br />

Hâtunu taklid ederek seviyordu. Âsiye Hâtun gerçekten sevdiği için, onun hareketlerinden<br />

incinmiyordu. Mûsâ aleyhisselâm Fir'avn'ın sakalını tutup çekince, Fir'avn'ın sevgisi gerçek<br />

sevgi olmadığı için, hemen rahatsız oldu."<br />

"Kişinin kadrinin ve kıymetinin varlığı, mihnetlere, belâ ve musîbetlere sıkıntılara<br />

sabretmesiyle ortaya çıkar. Bu mihnet, dünyâlığın olmaması veya eksilmesi, elden çıkması ile<br />

olur. Sabredenlerin, sabırdaki sebatları sebebiyle iyilikleri; yâni sabır, tevekkül, kanâat ve<br />

hilm, yumuşaklık gibi güzel hasletleri artar. Böylece olgunlaşan insanın kalb aynasındaki<br />

kirler, cevherin hâlis hâle getirilmesi gibi temizlenir. Belâ günlerinde, belâ geldiğinde Eyyûb<br />

aleyhisselâmın kulluğu iyi bir kulluktur.<br />

"Kulluk beş kısımdır: Birincisi ten kulluğudur. Bu, Allahü teâlânın emirlerine uyup, yasak<br />

ettiği şeylerden sakınmaktır. İkincisi; nefs kulluğudur. Bu kulluk, nefsi terbiye etmek, ıslâh<br />

etmek, mücâhede ve nefsin istemediği şeyleri yapmak, riyâzet çekip nefsin istediği şeyleri<br />

yapmamaktır. Üçüncüsü; Gönül kulluğudur. Bu ise, dünyâdan ve dünyâda bulunan şeylerden<br />

yüz çevirip, âhirete yönelmektir. Âhirete yarar iş yapmaktır. Dördüncüsü; sır kulluğudur. Bu,<br />

her şeyi bırakıp, tamâmen Allahü teâlâya dönüp, O'nun rızâsını kazanmaktır. Beşincisi; can<br />

kulluğu. Bu kulluk, müşâhedeye ermek için kendini Allah yoluna vermekle olur..."<br />

"Mânevî huzûra ermek ve bu yolda ilerlemek için dört şey lâzımdır. 1. Az yemek, 2. Az<br />

uyumak, 3. Halka az karışmak, 4. Allahü teâlâyı çok zikretmek."<br />

NE SEN GÖRÜRSÜN NE DE BEN<br />

Osmanlı Sultânı İkinci Murâd Han, Hacı Bayram-ı Velî'yi son derece severdi. Fırsat<br />

buldukça, sık sık ziyâretine giderdi. Bir defâsında, dört yaşındaki oğlu Şehzâde Mehmed ile<br />

berâber Hacı Bayram'a gelip, elini öptüler. Sultan Murâd Han, sohbet sırasında Hacı<br />

Bayram'a;<br />

"Efendim, İstanbul'u alıp, kâfir diyârını İslâm'ın nûru ile nûrlandırarak, çan çınlamaları yerine<br />

ezân seslerinin yükselmesini arzu ederim. Bu hususta duâlarınızı beklerim." dedi. Hâcı<br />

Bayram-ı Velî;<br />

"Allahü teâlâ, ömrünüzü ve devletinizi ziyâde etsin. Yalnız, İstanbul'un alındığını sen ve ben<br />

göremeyiz." dedi, sonra da, şehzâde Mehmed ile Akşemseddîn'i göstererek;<br />

"Ama şu çocukla bizim köse görürler." buyurdu.<br />

BİZİM TATTIĞIMIZI TADARSAN<br />

İstanbul'un fethinden sonra, Fâtih Sultan Mehmed Han, hocasını ziyârete gitmişti. Sohbet<br />

esnâsında;<br />

"Muhterem hocam! Elhamdülillah büyük yardımlarınızla İstanbul'u fethettik. Artık beni<br />

talebeliğe, dervişliğe kabûl buyurmanızı istirhâm ediyorum." dedi. Akşemseddîn hazretleri;<br />

"Sultânım, sen bizim tattığımız lezzeti tadacak olursan, saltanâtı bırakırsın. Devlet işlerini<br />

tam yapamazsın. Dîn-i İslâmı yayma işi yarım kalır. Müslümanların rahat ve huzûr içinde

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!