22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

fethinin gerçekleşmesi için Allahü teâlâya yalvarıp duâ ediyor, gözyaşı döküyordu. Fâtih<br />

Sultan Mehmed Han, hocası Akşemseddîn'in Allahü teâlâya yalvarıp, duâ etmekte olduğu bu<br />

yüksek hâlini görünce, doğruca yerine döndü. Kaleye bakınca surlara tırmanan İslâm<br />

askerinin yanında ve önünde ak abalı bir topluluğun da hisara girmekte olduğunu gördü. Az<br />

sonra fethin askeri de surları geçip şehre girdi. Böylece İstanbul'un fethi ve Peygamber<br />

efendimizin büyük mûcizesi gerçekleşti.<br />

Akşemseddîn, fetih ordusu İstanbul'a girdikten sonra, İslâmiyet'in harp ile ilgili hukûkunun<br />

gözetilmesini genç pâdişâha tekrar hatırlattı. Buna uygun hareket edilmesini bildirdi.<br />

İstanbul sabah sekiz sıralarında fethedilmişti. Fâtih Sultan Mehmed ise şehre öğle saatlerinde<br />

Topkapı'dan girdi. Beyaz bir at üzerinde idi. Muhteşem bir alayla ve alkışlar içinde<br />

ilerleyerek, Ayasofya'ya doğru yol aldı. Zulümden ve haksızlıktan bıkmış olan Bizans halkı<br />

yeni bir bekleyişin içinde idi. Fâtih geçtiği sokakları, caddeleri, evleri dikkatle gözden<br />

geçiriyordu. Yanında ileri gelen kumandanlarıyla vezirlerinden başka, Molla Gürânî, Molla<br />

Hüsrev, Akşemseddîn veAkbıyık Sultan gibi âlimler ve velîler topluluğu da bulunuyordu.<br />

Yerli halk yolları doldurmuştu. Fâtih Sultan Mehmed çok genç olduğu için, herkes<br />

Akşemseddîn'i pâdişâh sanıyordu. Ona, demet demet çiçek veriyorlardı. Akşemseddîn'in,<br />

genç pâdişâhı göstererek;<br />

"Sultan Mehmed ben değilim, odur." sözüne karşılık;<br />

Sultan Mehmed de;<br />

"Gidiniz, yine ona gidiniz. Sultan Mehmed benim, ama o benim hocamdır. Şehrin mânevî<br />

fâtihidir." diyordu.<br />

Fâtih Sultan Mehmed Han İstanbul'a girdikten sonra, hocası Akşemseddîn üç gün gözden<br />

kayboldu. Bütün aramalara rağmen bulamadılar. Üç gün sonra, Edirnekapı yakınlarında<br />

vîrâne bir yerde ibâdetle meşgûl olarak buldular. O zamandan beri bu yere, onun ismine<br />

izâfeten "Akşemseddîn" mahallesi denildi. Fâtih Sultan Mehmed Han, fethin üçüncü günü<br />

Ayasofya'ya gidip, orayı câmiye çevirdi. Ayasofya'yı câmiye çevirmesi, Bizanslılar ile<br />

yapılan bir anlaşmaya bağlanmıştı. Burada ilk hutbeyi, Akşemseddîn okudu. Okmeydanı'nda<br />

bir zafer alayı tertiplenmişti. Orada Akşemseddîn de vardı. Akşemseddîn gâzîlere bir<br />

konuşma yaptı. Bu konuşmasında;<br />

"Ey gâzîler, bilin, âgâh olun ki; cümleniz hakkında, âhir zaman Peygamberi ol Server-i<br />

kâinât; "Onlar ne güzel askerdir." buyurmuştur. İnşâallah cümlemiz affedilmiş oluruz. Fakat<br />

gazâ malını isrâf etmeyip, İstanbul içinde hayr-ü-hasenâta sarf ve pâdişâhımıza itâat ve<br />

muhabbet ediniz." diye nasîhatte bulundu. Sonra, Fâtih Sultan Mehmed Hanın başına iki çatal<br />

ablak sorguç takıp;<br />

"Pâdişâhım, bütün Âl-i Osman'ın âb-ı rûyu oldun. Hemen mücâhid-i fî sebîlillah ol!.."<br />

diyerek, Gülbank-i Muhammedî çekti.<br />

Akşemseddîn hazretlerine; "İstanbul'un fethedileceği zamânı nasıl bildin?" diye sorulunca,<br />

şöyle cevap verdi;<br />

"Kardeşim Hızır ile, ilm-i ledünniyye üzere İstanbul'un fetih vaktini çıkarmıştık. Kale<br />

fethedildiği gün, Hızır'ın, yanında evliyâdan bir cemâatle hisara girdiğini gördüm. Kale<br />

fetholunduktan sonra da, Hızır kardeşimi kalenin üzerine çıkmış oturur hâlde gördüm."<br />

Fâtih Sultan Mehmed Han, fetihden sonra hocası Akşemseddîn'e, son taarruzun başladığı<br />

sırada; "Yâ Fakîh Ahmed" diyerek Fakîh Ahmed'den himmet taleb etmesini söylediğini<br />

hatırlatarak;<br />

"Fakîh Ahmed kimdir ki; tazarru ve niyâz eyledim? Himmetini istedim? Allahü teâlâyı<br />

tazarru etmiş olsa idim evlâ değil mi idi?" diyerek, sebebini sordu. Hocası Akşemseddîn bu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!