22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

gösterdi. Böylece Osmanlıların Rumeli'deki yayılmasında önemli hizmetler gördü.<br />

Bu gazâlarda gösterdiği başarılardan birinin sonunda İkinci Murâd Han tarafından Yenişehir<br />

köylerinden bir tanesi kendisine temlik edildi (1437). Bu parayı ticarette kullanan Akbıyık<br />

Sultan kısa zamanda malının hesâbını yapamayacak kadar zenginleşti. Mal, mülk meşgûliyeti<br />

az zaman içinde, hocasının sohbetinden daha az istifâde etmesine yolaçtı. Bu sebeple birgün<br />

hocası Hacı Bayram-ı Velî hazretleri, dünyâya ve onun geçici lezzetlerine bağlanmanın<br />

mahzurlarından bahsederek Akbıyık Sultan'a;<br />

"Evlâdım bu dünyâ fânîdir. Malı mülkü elde kalmaz. Ne kadar malın olsa murâd alamazsın.<br />

Âhiretten gâfil olma. Zîrâ gidişin dönüşü yoktur. Allahü teâlâdan gayri işlere tutulmaktan<br />

kurtul. Devamlı bâki kalan işlerle meşgul ol."<br />

Hocasının bu sözleri üzerine Akbıyık Sultan;<br />

"Hocam! Peygamber efendimiz; "Dünyâ, âhiretin tarlasıdır." buyuruyor. Bu sebeple dünyâ<br />

malı ile de meşgul olmak gerekmez mi?"<br />

Hacı Bayram-ı Velî hazretleri uzun bir sükûttan sonra;<br />

"Evlâdım! Mâdem ki dünyâyı terk edemiyorsun, öyle ise bizi terket. Bu dergâhta dünyâ ile<br />

meşgul olanların işi yoktur." buyurdu.<br />

Akbıyık Sultan bu sözler üzerine kapıdan dışarı çıkarken tam eşik üzerinde başından sarığını<br />

düşürdü. Bunu hocasının bir kerâmeti bilip günü gelince sebebi meydana çıkar, düşüncesiyle<br />

alıp başına giymedi.<br />

Akbıyık Sultan'ın bundan sonra topladığı altın ve gümüş para sayılamayacak ölçüde arttı.<br />

Ancak gönlünü hiç bir zaman para ve pula kaptırmadı. Eline geçen para da hiç bir zaman<br />

kendisinde kalmadı. Fakir, fukarâ, kimsesiz, öksüz, yetim, dul, borçlu ve gariplerin sığınağı<br />

oldu. Bursa'da büyük bir imâret yaptırarak gelen geçen yoksullara ikramlarda bulundu.<br />

Misâfirleri ağırladı. O dağıttıkça parası artıyor, parası arttıkça o da dağıtmaya devâm<br />

ediyordu. Bu arada Alâeddîn Ali el-Arabî hazretlerinin derslerine devam ederek ilimde<br />

ilerlemeye de gayret sarfediyordu.<br />

Ve nihâyet... Hocasının kerâmeti tahakkuk etti. Sarığının eşik üzerinde düşmesinin esrârı<br />

aydınlandı. Yine şeyhi ve üstâdı Hacı Bayram-ı Velî hazretlerinin eşiğine yüz sürdü.<br />

Mübârek sohbetlerine tekrar kabûl olunarak tasavvuf yolunda ilerledi. Hocasının sekiz<br />

halîfesinden biri olma şerefine kavuştu.<br />

Bu arada dînine hizmet etmek, İslâmiyeti küffâr diyârına duyurmak aşkı Akbıyık Sultan'da<br />

hiç sönmeden için için gittikçe alevlendi. 1444'te Varna'da haçlı sürüleri perişan edilirken o,<br />

mânevî liderlerin en önündeydi.<br />

Nisan 1453... Osmanlı ordusu son defâ İstanbul önlerinde göründü. Peygamber efendimizin<br />

fetih müjdesi gerçekleşmek üzeredir. Molla Hüsrev, Molla Gürânî, Akşemseddîn ve Akbıyık<br />

Sultan gibi gönül erenleri ordunun en önündeler. Akbıyık Sultan, Akşemseddîn hazretleri ile<br />

berâber Fâtih Sultan Mehmed Han'ın yanında bulunuyor ve devamlı askeri teşcî' edip<br />

coşturuyor, duâ ve sözleri ile onları gayrete getiriyordu.<br />

Fâtih Sultan Mehmed Han fetihten sonra İstanbul'da yaptırdığı câmilere bu gâzi şeyhlerin<br />

isimlerini verdi. Akbıyık Sultan adına da Cankurtaran civârında bir câmi yaptırdı.<br />

Akbıyık Sultan ömrünün son yıllarını Bursa'da talebe yetiştirmek, zikr, tâat ve ibâdetle<br />

meşgûl olmak ve yine fakir fukaraya yardımda bulunmak sûretiyle geçirdi. 1455 (H.860) de<br />

âhirete göçtü. Arkasında pekçok hayır müesseseleri bıraktı. İstanbul'da bir, Bursa'da iki<br />

mahalle ve dergâh ve câmisi Akbıyık Sultan'ın adı ile anılmaktadır. Kabri, Bursa'da Akbıyık<br />

mahallesi Akbıyık Çıkmazı'nda yaptırmış olduğu dergâhının yanındaki türbededir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!