22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

olabilir."<br />

"Allah'ım! Eğer beni bağışlarsan. Sen buna zâten lâyıksın. Eğer azâb edersen ben de buna<br />

zâten lâyıkım."<br />

Ona; "Ey Ahnef bin Kays! Sen çok yavaşsın." denildi. Buyurdu ki:<br />

"Fakat üç şeyde acele ediyorum. Namaz vakti geldiğinde, hemen vaktinde kılarım. Cenâzem<br />

var ise, zamânında defnederim. Kızımı dengi isteyince, onunla evlendiririm."<br />

"Arkadaşlık çok ince bir şeydir. Onu korumazsan zarar gelebilir. Dâimâ kızgınlığın<br />

zamânında kendine sâhip olarak onu koru ki, sana haksızlık eden gelip, senden özür dilesin.<br />

Olan ile yetin. Fazlasını arama. Akadaşının kusuruna bakma."<br />

Hazret-i Muâviye, Ahnef bin Kays'ı yanına çağırdı. Gelince;<br />

"Ey Ebü'l-Bahr! Çocuklar hakkında ne dersin?" diye sordu. Ahnef bin Kays hazretleri; "Onlar<br />

gönlümüzün meyveleridir. Onlara her türlü şefkat ve kolaylığı gösteriniz. Onların sevgi dolu<br />

hareketlerinden memnun ol. Onlara bir şeyi zorlaştırma. Bu yüzden onları hayatlarından<br />

bezdirip, usandırma!" buyurdu.<br />

"Şu üç hususa tahammül etmek, arkadaşlık haklarındandır: Kızıldığında, azarlandığında, dil<br />

sürçmelerinde."<br />

BU KAVİM, BU İNANÇLA DAĞLARI DEVİRİR<br />

Yezdicürd, Ahnef bin Kays'a mağlûb olup, hâkanla Türk ülkesine geri dönerken, Çin<br />

hükümdârına bir elçi gönderdi. Elçi, mektûbunu ve hediyelerini Çin hükümdârına sundu. Çin<br />

hükümdârı elçiye;<br />

"Hükümdârların birbirlerine yardımda bulunması karşılıklı vazifeleridir. Ancak sen bana, sizi<br />

memleketinizden çıkaran kimselerin ahvâlini anlat. Görüyorum ki, sen sayı bakımından<br />

onların az, sizin ise çok olduğunuzu söylüyorsun. Az olmalarına rağmen size gâlip gelmeleri,<br />

onlarda, sizde bulunmayan bir takım iyi hasletlerin bulunduğunu göstermektedir." deyince,<br />

elçi;<br />

"Siz onlar hakkında soracağınız şeyleri sorun, ben de cevap vereyim." dedi. İmparator;<br />

"Bu insanlar ahde vefâ gösteriyorlar mı?" diye sorunca, elçi;<br />

"Evet" cevâbını verdi. "Sizinle savaşmadan önce, size ne teklif ediyorlar?" diye sorduğunda;<br />

"Bizi şu üç şeyden birisine dâvet edip, istediğimizi kabûl etmekte serbest bırakıyorlar. Ya<br />

dinlerini kabûl etmek, ya cizye vermek veya savaşa râzı olmak." dedi. İmparator yine;<br />

"Onların komutanlarına itâatleri nasıldır?" diye sorduğunda;<br />

"Onlar komutanlarına son derece itâat ederler ve bağlılık gösterirler." diye cevap verdi.<br />

"Onlar neyi haram, neyi helâl kılıyorlar? Kendilerine helâl edileni haram, haram edileni de<br />

helâl kılıyorlar mı?" diye sordu. Elçi;<br />

"Hayır" cevâbını verince, imparator;<br />

"İşte bu insanlar, kendilerine haram kılınanı helâl, helâl kılınanı da haram kılmadıkça hiç bir<br />

şey onları mağlûb edemez." dedikten sonra, Yezdicürd'e şu mektubu yazdı:<br />

"Şâyet elçinden bâzı bilgiler öğrenmemiş olsaydım, sana Merv'den Çin'e kadar uzanan bir<br />

ordu gönderirdim. Fakat elçinin anlattığı bu kavim, bu halleriyle dağlar üzerine hücûm<br />

etseler, dağları devirirler. Onlardaki îmân gücünü kimse yenemez. Eğer benim üzerime<br />

gelseler, beni de yok ederler. Sana tavsiyem, onlarla sulh yapman ve ülkende kalman,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!