22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

1) Hilye; c.4, s.358<br />

2) A'lâm-ün Nübelâ; c.4, s. 170<br />

ABDULLAH EFENDİ<br />

Niğde Endüstri Meslek Lisesi ile Sağlık Meslek Lisesi arasındaki asfalt yolun üzerinde<br />

medfundur. Yol yapımı sırasında mezarı kaldırılamadığından olduğu yerde bırakılmıştır.<br />

Bölge halkı tarafından sevilip ziyaret edilen Abdullah Efendi'nin yaşadığı devir ve hayatı<br />

hakkında kaynaklarda bilgi bulunamamıştır.<br />

ABDULLAH EFENDİ, (Himmetzâde);<br />

Bayramiyye yolunun şeyhlerinden. 1640 (H.1050) yılında İstanbul'da doğdu. 1710 (H.1122)<br />

yılında vefât etti. İstanbul Üsküdar'daki Bezcizâde Tekkesinde babasının yanına gömüldü.<br />

Babası Himmet Efendi de Bayramiyye yolunun şeyhlerindendi. Abdullah, küçük yaşta<br />

mükemmel bir tahsil ve terbiye gördü. Bilhassa tefsîr ve hadîs ilimlerinde kendisini yetiştirdi.<br />

Bu arada Bayramiyye tarikatına intisâb ederek babasına mürid, talebe oldu. Tasavvuf<br />

yolunda ilerledi. 1669'da Kasımpaşa, on yıl sonra da Fâtih civârındaki Halil Paşa Câmiine<br />

vâiz oldu. 1684 yılında babasının vefâtı üzerine Yenibahçe'deki Himmetzâde dergâhına şeyh<br />

tâyin edildi. Nezâketi, zarâfeti ve sohbetlerinin tatlılığı ile meşhur oldu.<br />

1683 yılında Merzifonlu Kara Mustafa Paşanın Viyana önünde uğradığı büyük bozgundan<br />

sonra, Almanlar ve Polonyalılarla berâber Ruslar ve Venedikliler de üzerimize saldırmışlardı.<br />

Dört düşmanla çarpışan ordularımız ağır mağlûbiyetlere uğruyordu. İstanbul halkı heyecan<br />

içinde idi. Padişah ve devlet ricâli aleyhinde her gün türlü dedikodular yayılıyordu. Sultan<br />

Dördüncü Mehmed Hanın bu nâzik vaziyet karşısında Edirne'den dönmemesi, aleyhindeki<br />

sözlerin artmasına yol açıyordu.<br />

Dördüncü Mehmed Han Eylül başında İstanbul'a geldiğinde câmilerdeki vâiz şeyhlerden<br />

ümit verici sözlerle halkın heyecanını yatıştırmalarını emretti. Kendisi cumâ namazını kılmak<br />

üzere Dâvûd Paşa Câmiine geldi. Himmetzâde Abdullah Efendiyi de vâz vermek üzere oraya<br />

dâvet etti.<br />

Abdullah Efendi dâvet üzerine Dâvûd Paşa'ya gitti. Câmide pek acı sözlerle halkı hüngür<br />

hüngür ağlatan vâzında özet olarak şöyle buyurdu:<br />

Ümmet-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem), devlet sahipsiz kaldı. Şehir ve kaleler<br />

düşman eline düşüp câmi ve mescidler kilise oldu. Bütün bunlar günahlarımız sebebi iledir.<br />

Fiilimizi değiştirelim. Günahlarımıza tövbe edelim. Şimdiden sonra bize lazım olan gözümüz<br />

yaşından çimen bitinceye kadar başımızı yerden kaldırmamaktır. Sonra padişaha serzenişte<br />

bulunarak:<br />

Nedir bu inip binme, bu hay huy ve nefs-i emmârenize uymalar? Nice bir gaflet uykusunda<br />

yatursız? Gerçi padişahlar ava gide gelmiştir. Ancak şimdi zamanı değil. Her zamanın bir<br />

îcâbı var.dedi."<br />

Sultan Dördüncü Mehmed Han başı yerde olarak dinlediği bu vâz ü nasîhatten sonra devlet<br />

işleri ile bizzat ilgilenmeye başladı.<br />

Himmetzâde Abdullah Efendi 1688'de hacca gitti. İliklerine kadar Resûlullah aşkı ile yanarak<br />

şu kıtayı söyledi:<br />

Ravzana yüz süren bulur amân<br />

El amân ey Fahr-i âlem el amân<br />

Her gelen dilhaste, bulur tâze can

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!