22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Talebelerinden âlim ve velî bir zât olan Muhammed bin Dâvûd Dukkî buyurdu ki: "Gözler;<br />

Irak, Hicaz, Şam ve daha birçok memlekette, Ebû Abdullah bin Celâ'nın benzerini görmedi."<br />

İsmâil bin Nüceyd buyurdu ki: "Dünyâda, zamânında dördüncüsü olmayan üç kişi vardır:<br />

Onlar; Nişâbûr'da Ebû Osman Hîrî, Bağdat'ta Cüneyd, Şam'da Ebû Abdullah bin Celâ'dır."<br />

Derin ilmi, engin mânâlı sözleri vardı. Tasavvufî hâllerden olan hakîkat ve mârifette eşi<br />

yoktu. Zamânında Şam evliyâsının en büyüğü diye bilinirdi.<br />

Ebû Abdullah bin Celâ hazretlerine; "Zâhid kime denir?" diye sorduklarında; "Zâhid,<br />

kendisinin övülmesiyle yerilmesi arasında fark görmeyen kişidir." buyurdu.<br />

Hüsn-i zan hakkında; "Bir kimse gözümün önünde bir hatâ işledikten sonra kaybolup gitse,<br />

onun tövbe ettiğine inanır, hakkında kötü zanda bulunmam." buyurdu.<br />

Bir kimse gelip; "İnsanlarla sohbetin şartı nedir?" diye sordu. "Onlara iyilik etmeden kötülük<br />

etme, Onları sevindirmeden üzme!" buyurdu.<br />

"Bir insan mânevî mânâda nasıl fakîr olur?" suâline; "Ondan geriye hiçbir şey kalmadığı<br />

zaman." diye cevap verdi. "Böyle olduğu nasıl ve ne zaman anlaşılır?" denilince de; "Sol<br />

taraftaki günahları yazan melek, yirmi sene boyunca aleyhinde yazacak bir şey bulamadığı<br />

zaman anlaşılır." buyurdu.<br />

Ahmed bin Celâ buyurdu ki:<br />

"Üstâdım Zünnûn-i Mısrî'yi gördüm, onun sözlerinden hikmet yâni insanların din ve dünyâsı<br />

için faydalı olan şeyler damlıyordu. Sehl'i gördüm, o hikmetten başka bir şey söylemiyordu.<br />

Bişr-i Hafî'yi gördüm, onun da verâsı, haram ve helal olduğu bilinmiyen şüpheli şeylerden<br />

sakınması vardı." "Siz bunlardan hangisine meylediyorsunuz?" diye sordular; "Üstâdımız<br />

Bişr-i Hafî'ye." diye cevap verdi.<br />

Birisi kendisinden müslüman kardeşinin hakkından sordu: "Müslüman kardeşinin hakkını,<br />

aranızdaki dostluk ve muhabbete güvenerek zâyi etmeyin. Zîrâ Allahü teâlâ, her mümine<br />

haklar verdi. Bu hakları ancak Allahü teâlânın hukûkunu yerine getirmeyenler zâyi ederler."<br />

buyurdu.<br />

Yine birgün ona; "Zâhid kime denir?" dediler. "Zâhid; kötülemekten ve övülmekten<br />

alınmayan kimsedir. Zühd ise dünyâyı gözden ve gönülden çıkarıp yok saymaktır." buyurdu.<br />

"Peki âbid kimdir?" dediler. "Farzları vakti girer girmez edâ edip yerine getirendir." buyurdu.<br />

"Muvahhid kimdir?" suâline ise; "İşlerinin hepsini Allah için yapandır." buyurdu.<br />

Rızık hakkında sık sık şöyle derdi: "Rızkını Allah'tan bilmeyip de onun mahlûkundan<br />

beklemek, insanı cenâb-ı Hak'tan uzaklaştırıp, halka muhtâc eder." Sonra da; "Kim gönlünü<br />

mahlûkâta bağlayıp Hakk'a ulaşmak isterse, O'na kavuşamaz. Kim gönlünü Hakk'a bağlar,<br />

O'na ulaşmayı dilerse, arzusuna kavuşur." buyurdu.<br />

Ahmed bin Yahyâ el-Celâ hazretleri hikmetli sözleri ve güzel ahlâkıyla insanlara rehber oldu.<br />

Oğlu anlatır:<br />

"Babam vefât ettiğinde, cenâzesini yıkaması için birisini çağırdık. Yıkamak için yanına vardı,<br />

fakat hemen dışarı çıkıp; "Bu vefât etmemiş!" dedi. Biz yanına vardığımızda bir hareket<br />

göremedik. O kimse korkup gitti. Başka birisini çağırdık. O da korkmuş hâlde çıkıp; "Ben<br />

yanına varınca eliyle beni itti." dedi. Sonra yakın akrabâmızdan sâlih ve hal sâhibi birini<br />

çağırdık. O gelince ona hiçbir şey yapmadı ve rahatça yıkayıp, kefenledi."<br />

KABÛL EDERSEN...<br />

Evliyâlık makâmında yüksek derecelere ulaşan Ahmed bin Yahyâ el-Celâ hazretleri bir

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!