22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

sellem ziyaret etmek niyeti ile yola çıktı. Cezâyir yakınlarında Ezvâvâ denilen yere gelince,<br />

Ebû Abdullah Muhammed bin Abdurrahmân Ezherî'nin adını duydu. Gidip onunla görüştü.<br />

Ondan Halvetiyye tarîkatının yolunu öğrendi. Zikirler, tenhâda, insanlardan uzak ve yalnız<br />

yapıldığı için bu tarîkata Halvetiyye denmiştir. Allahü teâlânın yedi ism-i şerîfini usûlüne<br />

göre söylemek, kalb temizliği, "La ilâhe illallah" sözünü dilden düşürmemek, devamlı Allahü<br />

teâlâyı hatırlamak, O'ndan başkasını gönlünden çıkarmak, bu tarikatın temel<br />

husûsiyetlerindendir.<br />

Yolculuğa devâm eden Ahmed Ticânî önceden ismini duyduğu Şeyh Mahmûd-i Kürdî ile<br />

görüşmek üzere gemiyle Mısır'a geldi. Gelir gelmez ilk işi o zâtı bulmak oldu. Şeyh<br />

Mahmûd-ı Kürdî onu görünce; "Sen Allahü teâlânın indinde sevilen birisin." buyurdu.<br />

Ahmed-i Ticânî; "Bunu nereden biliyorsun?" diye sordu. "Allahü teâlânın bildirmesi ile."<br />

cevâbını verdi.<br />

Bir müddet onun yanında kalıp, hac için Mısır'dan ayrıldı. Vedâlaşırken Şeyh Mahmûd-ı<br />

Kürdî ona hayır duâda bulundu. Mekke-i mükerremeye varınca buradaki büyükleri aradı.<br />

Ebü'l-Abbas bin Ahmed bin Abdullah isimli mübârek bir zâtın varlığını öğrendi. Ancak bu<br />

zât mânevî bir işârete dayanarak kimse ile görüşmüyordu. Bu yüzden onunla bizzât<br />

görüşemedi. Kalben ona teveccüh edip (yönelip) mânen istifâde etti. Pek çok sırlara kavuştu.<br />

Hattâ hizmetçisi vâsıtasıyla mektuplaşırlardı. Ebü'l-Abbâs Ahmed bin Abdullah, Ahmed<br />

Ticânî'nin ilerde yüksek derecelere kavuşacağını müjdeledi. "Sen benim ilmimin, sırlarımın,<br />

kavuştuğum nûrlarımın vârisisin." dedi. Hizmetçi bunları duyunca üzüldü ve; "On sekiz<br />

senedir sana hizmet ediyorum. Sen ise, mağribden gelen birini vâris ediniyorsun." dedi.<br />

Ahmed bin Abdullah hazretleri hizmetçisine; "Eğer bu benim isteğimle olsaydı, ondan evvel<br />

kendi evlâdımı bundan faydalandırırdım." dedi. Zilhiccenin onunda vefât edeceğini söyledi.<br />

Dediği gibi oldu.<br />

Ahmed Ticânî hac ibâdetini tamamlayınca, Medîne-i münevvereye gitti. Peygamber<br />

efendimizin kabr-i şerîfini ziyâret etti. Ahmed Ticânî hazretleri Medîne-i münevvereye<br />

gelince, burada evliyânın büyüklerinden Mustafa Bekrî'nin talebesi Semmân diye tanınan<br />

Muhammed bin Abdülkerîm ile görüştü. Teberrüken onun derslerinde ve sohbetlerinde<br />

bulunup, istifâde etti. Ziyâretten sonra, hac kâfilesi ile Mısır'a döndü. Şeyh Mahmûd-ı<br />

Kürdî'nin yanında bir müddet kaldı. Şeyh Mahmûd-ı Kürdî onun ilminin biraz daha gelişmesi<br />

için, müşkil (zor) meseleleri sorup, ondan bunların çözülmesini istedi. Bu sûretle ilimde<br />

yüksek bir dereceye ulaştı. Hocası, Halvetiyye yolu üzere insanları terbiye ve irşâd etmesine<br />

izin verdiyse de o buna cesâret edemedi. Büyük velî Mevlânâ İdrîs'i ziyâret için 1777<br />

(H.1191) senesinde Fas şehrine gitmek üzere yola çıktı. Bu sırada Vecde şehrine uğradı.<br />

Orada Ali Harzim bin Arabî ile tanıştı. Ona ileride kendisi ile görüşeceğine işâret eden<br />

unutmuş olduğu bir rüyâsını hatırlattı. Fas'a varınca Mevlânâ İdrîs'i ziyâret etti. Bir müddet<br />

daha Fas'da kalıp, onu ziyâret için yanına gidip geldi.<br />

Bundan sonra Tunus'a ve bilâhare Tilmsan'a geçti. Burada sekiz sene kaldı. İnsanlara Allahü<br />

teâlânın emir ve yasaklarını anlattı. Bir çok yerleri dolaştıktan sonra, Sem'un köyünde<br />

yerleşti. Burada halvete girerek insanlardan uzak durdu ve kimse ile görüşmedi. Devamlı<br />

zikir ve ibâdetle meşgul oldu. Mânevî perdeler kalkıp, yüksek derecelere kavuştu. Mübârek<br />

ceddi (dedesi) Resûlullah'ı sallallahü aleyhi ve sellem uyanık iken, baş gözü ile gördü.<br />

Peygamber efendimiz ona görünüp çeşitli zikirler öğretti. Sonunda Resûlullah ona; "İnsanları<br />

irşâd et. Onlardan uzak durma. Bu sûretle vâdolunduğun yüksek mertebeye ulaşırsın."<br />

buyurdu. Resûlullah efendimizin izni ve emri olduğu için insanları irşâd ve terbiyeye başladı.<br />

Tasavvufun esâsını teşkil eden tövbe (günahlardan pişmanlık), zühd, (dünyâya rağbet<br />

etmeme), sabr, şükr, havf (Allahü teâlânın azabından korkma), recâ, (Allahü teâlâdan<br />

rahmetini ümit etme), tevekkül (Allahü teâlâya güvenme), rızâ (Allahü teâlâdan gelen her<br />

şeyden hoşnûd olma), muhabbet (Allahü teâlâyı sevme ve her an Allahü teâlâyı hatırlayıp,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!