22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

devamlı siyah sarık sardığı için Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî tarafından "Siyâhî" lakabı verildi.<br />

Hac ibâdetini tamamladıktan sonra hocası ile tekrar Şam'a dönerek bir müddet daha kaldı.<br />

Mevlânâ Hâlid hazretleri ona, insanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını öğretmesi, doğru<br />

yolu göstermesi için icâzet, diploma verip vazîfelendirince, 1827 senesinde Kastamonu'ya<br />

döndü.<br />

Kastamonu'ya dönüşünde Abdülbâkî Medresesi müderrisliğine tâyin edildi. Bir taraftan<br />

talebelere ilim öğretir, diğer taraftan insanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını anlatırdı.<br />

Kendisini sevenleri ve talebeleri gün geçtikçe arttığı halde, çekemeyen, karşı çıkan ve<br />

düşmanlık besleyenler de vardı. Bir gün Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin meşhur<br />

halîfelerinden Abdülfettâh-ı Akrî hazretleri Bağdât'tan İstanbul'a gelirken Ahmed Siyâhî'yi<br />

ziyâret için Kastamonu'ya uğradı. Bu durum şeyhi ve talebelerini çok sevindirdi. Ayrıca<br />

şeyhin büyüklüğünü göremeyenlerin gözlerindeki perdelerin açılmasına yol açtı. Nitekim<br />

Kastamonu âlimlerinden olup şeyhin büyüklüğünü kabul etmeyen Keskinzâde Ahmed<br />

Efendi, Abdülfettâh Efendiye gelerek tasavvuf dersleri almak istedi. Bu taleb üzerine<br />

Abdülfettah-ı Akrî; "Şeyh Siyâhî buradayken bizim ders vermemiz edebe uygun olmaz."<br />

diyerek onun yetiştirilmesini Ahmed Siyâhî'ye havâle etti. Keskinzâde de şeyhten özür<br />

dileyip talebesi oldu.<br />

Merdoğlu isminde hayırsever bir zengin evini medrese haline getirip, talebe yetiştirmesi için<br />

Hacı Ahmed Siyâhî'nin emrine verdi. Ahmed Siyâhî Efendi; Merdoğlu Medresesi veya Hacı<br />

Ahmed Efendi Medresesi ismi ile bilinen bu medresede uzun yıllar ders verdi ve talebe<br />

yetiştirdi. 1861 senesinde Mâliye Nâzırı olan Safvetî Paşanın arzı ve Sultan Abdülmecîd<br />

Hanın irâdesiyle Câmii şerîfin karşısında bir dergâh inşâ edildi. Dergâh yapılırken etrâfında<br />

yer alan üç evin satın alınarak ilave edilmesi düşünüldüğü halde, sahiplerinin şiddetli itirazı<br />

sonucu gerçekleşmedi. Bu hal üzerine Ahmed Siyâhî Efendi; "Bu evler sultanımız hazret-i<br />

Hâlid tarafından dergâhımıza ilâve buyurulmuştur. Şimdiki halde karşı çıkan sâhipleri bir<br />

gün gelir, kendi rızâlarıyla terk edip, satarlar." buyurdu. Ahmed Siyâhî Efendinin bu sözleri,<br />

kendisinin vefâtı ve muhterem oğullarından Şeyh Seyyid Efendinin zamânında gerçekleşti ve<br />

şöyle oldu: O evlerden birinin sâhibi evini şeyh hazretlerine sağlığında satmadığı gibi,<br />

Ahmed Siyâhî'ye söylediği pekçok ağır sözlerle onu incitmiş ve üzmüştü. Ancak o kişi,<br />

Ahmed Siyâhî'nin vefât ettiği gece akıl almaz bir halde; "Aman, yâ Hazret-i Şeyh! Affet!<br />

Kusur ettim. Merhametine sığınıyorum." diyerek feryatlar etti. Öyle ki bağırmalarından çevre<br />

ev sâkinleri de uyandı. Bu olay üzerine ertesi gün o ve diğer iki ev satılarak dergâha ilâve<br />

olundu ve "Kim komşusuna eziyet ederse, Allahü teâlâ onun evini ona vâris kılar." hadîs-i<br />

şerîfi tahakkuk ederek herkese ibret oldu.<br />

Ahmed Siyâhî'nin tasavvuf yolunda yetiştirip icâzet verdiği talebeleri arasında; oğulları<br />

Abdülazîz ve Seyyid Ahmed Hicâbî, Benli Sultan Şeyhî Şânî Efendi, Sinop Müftüsü Hâfız<br />

Ali Lütfî Efendi, Hacı Mehmed Hulûsî Efendi, Şeyh Ahmed Efendi, Reis-ül-Kurrâ Hâfız<br />

Hasan Efendi ve Ma'rûfîzâde Hâfız Hasan Efendi başlıcalarıdır.<br />

Ömrünün sonuna kadar talebe yetiştiren Ahmed Siyâhî, insanlara Allahü teâlânın emir ve<br />

yasaklarını anlatarak, onların dünya ve âhirette kurtulmaları için çalıştı. 1874 (H.1291)<br />

senesinde tahmînen doksan beş yaşında olduğu halde "Aman yâ Resûlallah!" dedikten sonra<br />

vefât etti. Cenâze namazında bütün Kastamonulular hazır bulundu. Vasiyeti üzerine<br />

Çamurcuoğlu Hasan Ağa'dan intikal eden arsaya defn edildi. Allahü teâlânın rahmetinin<br />

üzerine yağması için kabrinin üzerine türbe yapılmamasını vasiyet ettiğinden kabri üzerine<br />

türbe yapılmadı. Vefâtından sonra yerine oğlu Seyyid Hicâbî Efendi geçerek insanlara doğru<br />

yolu gösterdi.<br />

Vefâtından bir buçuk ay sonra Medîne-i münevverede Anbar memurluğu yapan Arif Hikmet<br />

Bey'den Şeyh hazretlerinin kütüphanesinin müdürü Hacı Şâkir Efendiye bir mektup geldi.<br />

Mektubunda; "Bu gece Şeyh Siyâhî hazretleri, Peygamber efendimizin mübârek kabrini

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!