22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

emredin denizin üzerinde yürüyüp, o dağdan bir taş getirsin." dedik. Sonra deniz kenarına<br />

gitti ve gence hitâben; "Yavrum, su üzerinde yüreyerek git ve dediklerimi getir." buyurdu.<br />

Genç, yerde gider gibi denizin üzerinde gitti ve istediğimizi getirdi. Cemâat olarak böyle bir<br />

istekte bulunduğumuz için çok pişman olduk ve özür diledik. O da, bizim özrümüzü kabûl<br />

buyurdu ve bize duâ etti."<br />

Ahmed Sayyâd hazretleri, bir gün kalabalık bir toplulukta sohbet ediyordu. İçlerinden biri<br />

şöyle düşündü: "Bâzı evliyâ çok kerâmet gösteriyor. Bu zâtın kerâmetini göremiyoruz. Bir<br />

çok evliyâ, uçarak hacca gidiyor, arslanlar onlara hizmet ediyor. Bunda böyle hâllerin<br />

görünmemesinin sebebi nedir ki?" Ahmed Sayyâd hazretleri; "Kerâmet göstermek şart<br />

değildir. İstesek Allahü teâlâ bize de birçok kerâmetler ihsân eder. Fakat biz böyle kalmayı<br />

istiyoruz." buyurdular.<br />

Ahmed Sayyâd hazretlerine birçok hasta getirilir, duâ etmesi istenirdi. Duâ ettiği kimseler,<br />

Allahü teâlânın izniyle iyileşip giderlerdi.<br />

KIYMETİNİ BİLELİM<br />

İbrâhim bin Beşşâr anlatır: "Bir gün cemâat hâlinde Ahmed Sayyâd hazretlerinin huzûrunda<br />

idik. İçeriye, Kâdı Ebû Bekr bin Ebî Ikâme girdi. Ahmed Sayyâd hazretleriyle bir süre sohbet<br />

etti. Sonra kalkıp cemâate, "Beni biraz dinleyiniz. Size bâzı şeyler söyliyeceğim. Ahmed<br />

Sayyâd hazretleri, bir gün benim içinde bulunduğum bir topluluğun yanına geldi. O esnâda<br />

herkes ayağa kalktı. Ben de orada olanlara uyarak ayağa kalktım. Sonradan cemâate; "Niçin<br />

ayağa kalkıyorsunuz? O âlim değil. Ümmî birisidir." dedim. Oradakiler, bana onun<br />

büyüklüğü hakkında bâzı şeyler anlattılar. Ben de; "Ona İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin<br />

kitabından bir şey sorulsa bilemez." dedim. Bir saat sonra Ahmed Sayyâd hazretleri geri<br />

döndü. Herkes yine ayağa kalktı. Ben de onlara uyup kalktım. Bana dönüp buyurdu ki: "Kâdı<br />

efendi, bâzı kimseler benim hakkımda, bu zât için niçin ayağa kalkıyorsunuz. O âlim değil,<br />

ümmî birisidir. Kendisine İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin el-Vasît, el-Basît kitaplarından bir şey<br />

sorulsa anlayamaz bile diyorlar. Şimdi o meseleler, şöyle şöyle şöyledir." diyerek sonuna<br />

kadar îzâh buyurdu. Sonra kendisinden özür dileyerek tövbe ettim. "Ey cemâat işte bu zâtın<br />

kıymetini bilelim." dedi.<br />

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.1, s.294<br />

2) Tabakât-ül-Havvâs Ehl-üs-Sıdk vel-İhlâs (Ebü'l- Abbas Şercî, Zebîdî); s.17<br />

AHMED BİN SELMÂN EN-NECCÂD;<br />

Âlimlerin meşhurlarından. Hadîs ve fıkıh ilminde, zamânının en önde gelen âlimlerinden idi.<br />

İsmi Ahmed bin Selmân bin Hasan bin İsrâil bin Yûnus'tur. Künyesi, Ebû Bekir'dir. "Neccâd"<br />

lakabı ile meşhûr olmuştur. 867 (H.253) senesinde Bağdât'ta doğdu. 959 (H.348) senesi<br />

Zilhicce ayının son günlerinde vefât etti. "Bâb-ı Harbiyye" kabristânlığına defnedildi. Birçok<br />

âlimden ilim aldı. Hanbelî mezhebindeki meseleler kendisinden sorulup, fetvâ istenirdi. Çok<br />

eseri vardır. Yaşadığı devirde, Irak'taki Hanbelî âlimlerinin en büyüğü idi. Ömrünün sonuna<br />

doğru gözleri görmez oldu.<br />

İlim öğrenmek için birçok yere yaya ve yalınayak gitti. O; Yahyâ bin Câfer bin Zeberkân,<br />

Ahmed bin Melâ'ib, el Muhrimî, Hasan bin Mükrim el-Bezzâr, Ebû Dâvûd-ı Sicistânî, Ebû<br />

Kilâbe er-Rakkâşî, Ahmed bin Muhammed el-Berkî, Kâdı İsmâil bin İshâk, Ebü'l-Ahvas<br />

el-Abkârî, Muhammed bin Süleymân el-Bâgendî, Ebû İsmâil et-Tirmizî, Câfer bin<br />

Muhammed bin Şâkir es-Sâyıg, Bişr bin Mûsâ, Ahmed bin Hayseme, Hâris bin Ebî Usâme,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!