22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Cennet nehirlerinin, ağaçlarının ve Cennet içindeki şeylerin hepsinin, lâ ilâhe illallah<br />

dediklerini işitirler. Onların bâzısı bâzısına, bu kelimeden biz dünyâda iken gâfildik, derler.<br />

Mûsâ aleyhisselâm; "Yâ Rabbî! Bana bir kelime öğret ki, seni onunla anayım, yâhut onunla<br />

sana duâ edeyim." dedi. Allahü teâlâ; "Ey Mûsâ! Lâ ilâhe illallah de." buyurdu. Mûsâ<br />

aleyhisselâm; "Yâ Rabbî! Bu kelimeyi bütün kulların söylüyor. Ben bana mahsus bir şey<br />

istiyorum." dedi. Allahü teâlâ; "Ey Mûsâ! Yedi kat gökler, yedi kat yerler, bir kefeye konsa,<br />

lâ ilâhe illallah mübârek sözü bir kefeye konsa bu daha ağır gelir." buyurdu.<br />

Çok konuşmasını, lüzumsuz söz söylemesini sevmezdi. Bu hususla ilgili olarak şunları<br />

naklederdi:<br />

Peygamber efendimiz buyurdu ki: "Susmak hikmettir. Onu yapan azdır. Hikmet insanı<br />

cehâletten ve sefâhatten koruyan faydalı bir şeydir." İmâm-ı Gazâlî; "Susmaya yapış. Zarûret<br />

mikdârı hâriç." buyurdu. Ebû Bekr kendisini konuşmaktan men etmesi için ağzına taş<br />

koyardı. Dilin tehlikesi büyüktür. Âfeti çoktur. Susmakla bunlardan kurtulunur. Denilmiştir<br />

ki: "Dilin kendisi küçüktür. Fakat yaptığı cürmü büyüktür ve çoktur." Lokman Hakim oğluna<br />

dedi ki: "Konuşmak gümüş ise susmak altındır." Hadîs-i şerîfte; "Allahü teâlâya ve âhiret<br />

gününe inanan ya hayır söylesin yâhut sussun." buyruldu.<br />

1) Sefînet-ül-Evliyâ; c.5, s.59<br />

2) Osmanlı Müellifleri; c.1, s.76<br />

3) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.17, s.213<br />

4) Mecâlis (Süleymâniye Kütüphânesi, Halet Efendi Kısmı No: 294)<br />

AHMED RIFÂÎ;<br />

Büyük velîlerden. İsmi ve nesebi; Ahmed bin Sultân Ali bin Yahyâ bin Sâbit bin<br />

Ebü'l-Fevâris Hâzım Ali bin Ahmed Murtezâ bin Ali İşbilî bin Rüfâe Hasan bin Mehdi bin<br />

Muhammed bin Hasan bin Ahmed Sâlih bin Mûsâ bin İbrâhim Murtezâ bin Mûsâ Kâzım bin<br />

Câfer-i Sâdık bin Muhammed Bâkır bin AliZeynel Âbidîn bin Hüseyin bin Ali bin Ebî<br />

Tâlib'dir (r.anhüm). Peygamber efendimizin soyundan olup seyyiddir. Anne tarafından da<br />

nesebi hazreti Hâlid bin Zeyd Ebû Eyyûb el-Ensârî'ye dayanır. Bu yüzden kendisine<br />

Ebü'l-Alemeyn, iki sancak sâhibi künyesi verilmiştir. Ebü'l-Abbâs da denir. Benî Rıfâe<br />

kabîlesine mensûb olduğu için Rıfâî nisbeti ile meşhur oldu.<br />

Ahmed Rıfâî hazretleri doğmadan önce dayısı büyük âlim Mensûr Betâihî bir gün rüyâsında<br />

Peygamber efendimizi gördü. Ona; "Ey Mensûr! Kız kardeşin, kırk gün sonra Ahmed<br />

isminde bir çocuk dünyâya getirecek. Bu çocuğu, Aliyyül Kârî Vâsıtî'nin terbiyesine teslim<br />

et. Bu zât, Allah indinde azîzdir. Sakın ihmâl etme." buyurdu. Bu rüyâdan tam kırk gün sonra<br />

Ahmed dünyâya geldi. 1118 (H.512) senesinin Receb ayının ortalarında bir Perşembe günü<br />

Betâih'de doğdu.<br />

Ahmed Rıfâî yedi yaşında iken babası vefât etti. Onu, dayısı Mensûr Betâihî, husûsi bir<br />

ihtimâm ile büyüttü, ilim öğretti. Önce Kur'ân-ı kerîmi ezberledi. Kur'ân-ı kerîm hocası<br />

Abdülmelik Harnutî'dir. Ahmed Rıfâî henüz yedi yaşında iken bir gün Allahü teâlânın zâtına<br />

ve sıfatlarına âit bilgilerde mârifet sâhibi olan hocası Abdülmelik Harnutî'yi ziyârete gitti.<br />

Hocası ona; "Yâ Ahmed! Sana diyeceğim şu şeyleri hâfızanda tut, ezberle ve hiç unutma!"<br />

deyince "Peki efendim." dedi. Abdülmelik Harnutî buyurdu ki: "Başkalarına iltifat edip<br />

gezen, hedefine varamaz ve hakîkate kavuşamaz. Şüpheden kurtulamayanın, dünyevî<br />

düşünenin, nefsî arzularının peşinde olanın; felâha, hidâyete kavuşması düşünülemez. Bir<br />

kimse, kendi kusûrunu, noksanını bilmiyorsa, bütün zamânı da noksan geçer." Bu kıymetli

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!