22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

öyle ilhâm olundu ki, ağzımdan da çıkıverdi. O söz ve fiillerin hepsi Allahü teâlâdan idi.<br />

Ahmed'i (beni) sâdece vâsıta kıldı." buyurdular.<br />

NE OLAYDI DA ONUNLA GÖRÜŞEBİLSEYDİM<br />

Ahmed-i Nâmık-ı Câmî vefât ettikten üç gün sonra Kâdı Alâeddîn Mervezî Câm kasabasına<br />

gelmişti. Ahmed Nâmık hazretlerinin vefâtını öğrenince; "Ben ondan hadîs-i şerîf dinlemeye<br />

gelmiştim. Çünkü, onun sahîh hadîs-i şerîfler ile sahîh olmayanları birbirinden ayırabildiğini<br />

duydum. Yazık, ben onun huzûrunda bulunmaya ona hizmet etmeye kavuşamadım." diyerek<br />

üzüldü. O sırada Ahmed Nâmıkî Câmî'nin yerinde oğullarından Burhâneddîn Nasr<br />

bulunuyordu. O, Kâdı Alâeddîn'i ağırladı. Kâdı Alâeddîn, her gün bir-iki defâ Ahmed<br />

Nâmık'ın kabrine gidip, orada ağlıyordu.<br />

Yine birgün kabrin ayak ucunda oturmuştu. Bu sırada uykuya daldı ve uzun müddet öyle<br />

kaldı. Burhâneddîn Nasr üç kişiyi ona kimsenin dokunmaması için vazîfelendirdi. Kâdı<br />

Alâeddîn uyanınca, Şeyh Burhâneddîn'in kütüphânesinde bulunan hadîs-i şerîf râvilerini<br />

(rivâyet edenleri) anlatan Esânid isimli kitabı yanında buldu. Ağlayarak dergâha geldi.<br />

Burhâneddîn Nasr'a rüyâsını anlatmak istediğinde o rüyâdan haberim var demek isteyerek;<br />

"Anlatmana gerek yok." dedi. Bunun üzerine oradakilere rüyâsını şöyle anlattı:<br />

Ahmed-i Nâmıkî'nin kabri başına oturmuştum. Kendi kendime; "Ne olaydı da onunla<br />

görüşebilseydim. Birkaç hadîs-i şerîf dinleseydim. Bu fırsatı kaçırdım." diye düşünerek hem<br />

üzülüyor hem de ağlıyordum. Bu sırada bana bir ağırlık gelip, uyudum. Rüyâmda Ahmed-i<br />

Nâmıkî hazretlerini gördüm. Yüksek bir yerde oturmuştu. Yanına gidip, selâm verdim. Bana<br />

iltifât etti. O sırada oğlu Burhâneddîn Nasr yanımıza geldi. Ona; "Ey Nasr!Git Esânid isimli<br />

kitabı getir." dedi. O, kitabı getirince huzûrunda ondan pekçok hadîs okudum. Sahîh değildir<br />

dediklerine işâret koyuyordum. Okuma işi bitince; "Ben bunların gerçekten sahîh olmadığını<br />

nereden bileyim." dedim. Bunun üzerine bana; "Ben bunları sana söylerken, o sırada<br />

Resûlullah efendimizi görüyordum. Sahîh olmadığını işâret buyurduklarını sana<br />

söylüyordum, sen de işâretliyordun." buyurdu. Sonra; "Efendim! Esânid kitabını bana<br />

lutfetseniz bizim için büyük devlet olur." dedim. Ahmed-i Nâmıkî; "Ey Nasr! Esânid'i Kâdıya<br />

ver. Bizden ona yâdigâr olsun. Bize de duâ eder." buyurdu. Uykudan uyandığımda; Esânid<br />

kitabını içindeki hadîs-i şerîflerden sahîh olmayanları işâret edilmiş olarak yanımda buldum."<br />

TÖVBE BİR HAZÎNEDİR<br />

Ahmed Nâmıkî Câmî, ümmîydi gerçi fakat,<br />

Kitap yazıp herkese, ederdi çok nasihat.<br />

Tövbe etmek hakkında, buyurdu: "Ey insanlar,<br />

Büyük bir hazînedir, günahlara istigfâr.<br />

Hak teâlâ buyurdu: "Tövbe edin hepiniz,<br />

Ancak tövbe etmekle, kurtulabilirsiniz."<br />

Benim tövbe edecek, bir hâlim yoktur demek,<br />

Müslümana yakışan, bir söz olmasa gerek.<br />

Şöyle ki, rağbet etse, bir insan bu dünyâya,<br />

O, her bir nefesinde, her an girer günaha.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!